Yüzsüzlük,
hırsızlık,iftira,
vurdumduymazlık,
diyanetsizlik, bencillik...
İnsanlıktan çıkma adına ne varsa, başkalaşmış insanlar
birikintisi giderek artıyor.
Artık ne televizyon, ne gazete okuyası geliyor vatandaşın.
Malum okudukça aptallaşıyor insan !
Şu 7 Haziran'ı, 8'ine bağlayan gece gelse de,
Allah bizi HELAK etmeden yırtsak bir süre daha...
Ülke sanal bir kanalizasyona dönüşüyor da,
nereye akacak şimdilik belli değil...
Memlekette kıyamet alametleri var,
peygamber ilan edilenden tutunda, saltanat kayığında 
gösterişten bahseden, tırları sırlarla kovalayan,
ve her gün başka bir alamet !
Cumhurbaşkanı geliyor Adana'ya, meydanda vatandaştan çok,
zorla getirilen polis,memur,Suriyeliler doldurmuş.
Hele bir öğrenci gurubu görüyorum ara sokakta yaşları 15-16,
"Niye okul değil de, Cumhurbaşkanının AKP mitingi" soruma,
"Ağabey okul burada zaten, yoklamayı alanda yapacak hocalar !",
"Nasıl yani" diye çıkmış ağzımdan bir kere, aptallaşmanın rehaveti olsa gerek !
Akşam televizyonda dinliyorum, Tırlarda ki silah Türkmenler'e gitti diyor CumhurBaşkan!
O zaman neden savcılar,hakimler,askerler tutuklandı,yayın yasağı getirdin,
Kürtlere silah yardımını canlı yayınla izlettiren zihniyet, Türkmenlere Sırlarla dolu...
Rehavet iyice çöküyor içime, içime...
Hele de Diyanet İşleri Başkanı'nın "Berat Kandili" kutlama mesajını
duyunca, bu ülkede yaşamayı hak etmeyecek kadar giderek
aptallaştığımı hissediyorum !
Milyonluk zırhlı araç alan, sonra iade etmek zorunda kalan,
kendisine özel uçak bile tahsis edilen Mehmet Görmez,
Gösterişten uzak durulmasını öğütleyen mesajını 
okuyunca, evin yolunu unuttum vallahi !
Bir meczup çıkıp Cumhurbaşkanını peygamber ilan ediyor,
devletin bir bakanı ağzına makara ediyor "Bakara" yı,
o da Mercedes aşkından bayılmış olsa gerek ağzını açmayan Diyanet !
Tecrübeli ve yeni isimlerle çatısını oluşturmaya çalışan AKP,
SGK'yı dolandırmaktan yargılanan bir eczacıyı Denizli'den  Milletvekili adayı yapıyor.
Oldukça seçiciler.
Türkmenlere giden sırları (!), ilaçların altına gizlenmiş silahlar,
haber yaptığı ve fotoğraflarını yayımladığı için
Canlı yayında bir gazeteciye "Öyle onu bırakmam" diyerek tehdit eden
Cumhurbaşkanını dinleyince, aklıma Adana Büyükşehir Belediye Başkanı
Hüseyin Sözlü geliyor.
Gelmeseydi keşke...
Ankara'dan sopayı gösteriyorlar.
Ertesi gün KOM polislerinin Belediyenin ihale dosyalarını alıp,
inceleme yaptığını işitiyorum.
Cumhurbaşkanı hız kesmeden 7 Haziran'a doğru sürüyor ülkeyi.
Bir de dert yanması yok mu, ben yine aptala sarıyorum.
Yalnız kaldığını, Başkanlık isteğini kendisinin sadece
söylediğinden yakınıyor.
Mağdur bakışlı adam görüntüsünün altında yalnızlığından şikayet etmez mi? 
Davutoğlu'nun 10 maddelik yol haritasında "Başkanlık" yok demek istiyor,
fakat söyleyemiyor, gözleri doluyor, hayalinin bir başka bahara kalmasından endişesi var.
Ben bir yandan  aptallaşıyorum, diğer yandan söyleniyorum,
aptallar birikintileri yükseldikçe "Allah Helak edecek" bizi...