Bilim insanları, insanlık tarihinde ilk kez geçtiğimiz yıl keşfedilen, uzay-zaman titreşimleri de denilen yer çekimi dalgalarını üçüncü kez gözlemlediler. LIGO (Laser Interferometer Gravitational-Wave Observatory Scientific Collaboration – Lazer Interferometer Yer çekimi-Dalga Gözlemevi) tarafından yapılan keşif, bu dalgaları uzaktaki nesneler hakkında daha fazla bilgi edinmek ve evrenin henüz keşfedilmemiş sırlarını çözmek adına kullanılabilecek.

İlk iki keşif gibi, üçüncüsü de milyarlarca ışık yılı ötede, iki yoğun kara deliğin çarpışması sonucu ortaya çıkan dalgalar. Kara delikler, birbirleri etrafında hızla dönerler ve sonunda çarpışarak çok yoğun bir nesne haline gelirler. Bu çarpışma sonucu uzay-zamana dalgalar yayılır. Bu dalgalar, ses ve ışığın aksine diğer nesneler tarafından emilmez ya da yutulmaz. Geçtikleri yerleri gerer ya da sıkıştırırlar. LIGO’nun son keşfi ise 3 milyar ışık yılı uzaklıktan geliyor.

LIGO’nun üç keşfi de kara deliklerden elde edilen veriler olmasına rağmen, hepsi birbirinden farklı. İlki çok büyük kara deliklerken, ikinci çift çok daha küçüktü. Son keşfedilen üçüncü kara delik çifti ise ikisinin arasında yer alıyor: Güneş’imizin yaklaşık 19 ve 31 katı büyüklüğünde. LIGO’nun ilk keşfinden önce bilim insanları Güneş’in 20 katı büyüklüğünü geçen kara delikler olmadığını düşünüyorlardı. Şimdi ise varlıklarından haberdarız ve yaygın görüldüklerini de biliyoruz.

Einstein Haklıydı


YER ÇEKİMİ DALGALARININ KEŞFİYLE EİNSTEİN’IN İZAFİYET TEORİSİ’NİN KANITLANAMAYAN SON PARÇASI DA DOĞRULANMIŞ OLDU.

Yer çekimi dalgaları, Albert Einstein’ın 1916’da ortaya çıkardığı İzafiyet Teorisi’nin henüz kanıtlanamayan son kısmıydı. Bu teori, evrene olan bakış açımızı değiştirmekle kalmamış, uzay ve zaman konseptlerini birleştirip uzay-zaman adı altında tek bir çatıda toplamıştı. Einstein, nesnelerin uzay-zamanda hareket ettikçe, tıpkı göle atılan bir taşın yaydığı dalgalar gibi etrafına dalgalar yaydığını savunuyordu. Einstein’ın yanıldığı tek nokta, bu dalgalarının fiziksel varlığının asla saptanamayacak oluşuydu. LIGO ise kara deliklerin ya da nöron yıldızlar birleşimi gibi evrende hızla gelişen, çok büyük nesnelerin hareketleri sonucu yayılan dalgaları algılamak için tasarlandı.

LIGO bu üç keşfi 30 Kasım 2016’da başladığı çalışma sırasında gözlemledi. Çalışma bu yaz sonuna kadar devam ediyor, bu yüzden yakında yeni keşiflerden haberdar olmamız olası. Bir sonraki çalışma 2018’de başlayacak. Aradan geçen sürede ise LIGO daha hassas olması adına geliştirilecek. Böylece daha uzaktaki nesnelerin oluşturmuş olabileceği yer çekimi dalgaları saptanabilecek.

Bütün Bunlar Ne Anlama Geliyor?


Yer çekimi dalgaları zamanla bozulmadığı için aradan milyonlarca yıl geçse de aynı verileri elde etmek mümkün. LIGO geliştikçe ve daha uzak mesafelerden veri toplamaya başladıkça Büyük Patlama’ya doğru ilerleyecek ve evrenin sırrını çözmeye yaklaşmış olacağız. Çünkü Büyük Patlama’nın yarattığı yer çekimi dalgalarının da hala evrende dolaştığına inanılıyor. Bu dalgalar keşfedilirse Büyük Patlama’yla ilgili veriler de elde etmiş olacağız.