Hayal, hatırı kırılamaz birinin hayaliydi. Hayal bu ya, pek muhterem birisi Türkiye’de başkanlık sistemine geçilmesini istiyordu. Aslında onun dışında da kimsecikler bu ham hayalin peşinde değildi. Ne var ki, bu hayalin sahibi çok hatırlıydı çok.
Gözler kapatıldı, akıllar çıkılara emanet edildi ve koca koca adamlar hep birlikte bu çok hatırlı birisi için olmayacak hayallere kapıldılar. Fikir orijinalitesi derleme ve toplama olan bu hayalin gerçekleşmesi için herkes el yordamıyla her bir şeye el attılar.
Bugüne kadar hep bağımsız olarak seçimlere giren HDP grubunun parti olarak seçimlere girmesi AKP tarafından derinden derine teşvik edildi. Hayal bu ya, HDP %10 barajına takılacak ve 70–80 milletvekili fazladan çıkarılacaktı.
13 yıllık iktidarın nihayetinde devasa bir jübile ile 400 milletvekilinin çıkarılması ve bu milletvekilleri ile de başkanlık sisteminin hoppadak getirilmesi hayal edildi. Umulan dağlar buza kesti, 276 milletvekili bile çıkmadı ve iktidar 7 Haziran 2015 tarihinde adeta yere çakıldı.
Hesap buydu. Pardon ne hesabı, hayal buydu. Ne var ki Türk milleti bu hayale güldü geçti. Milletin bu tavrı hayalcilerin oldukça ağırına gitti. Koalisyon için tüm kapılara çıngıraklı kilitler asıldı.
Çözüm Süreci zarar görmesin diye karakollara ve karargâhlara kapatılıp yıllar yılı zorunlu inzivaya mahkûm edilen güvenlik güçleri uzun süreli rehavetten ayıkmak için çimdiklenildi. Ancak heyhat, PKK-KCK-HDP bugüne kadar dağlarda yürüttüğü silahlı mücadeleyi yerleşim merkezlerine taşımışlardı bile. Eskisi üstüne taze asfaltlar dökülmüş yolların ta derinlerine aylar ve yıllar öncesinden tonlarca bombalar döşenmişti bile. Azgın terör kıtaları evlerin yer damlarına 10 binlerce silahı istiflemişlerdi bile.
Haklarını yemeyelim. Şimdi AKP hükümetinin aklı başına gelmiştir belki gelmesine de, yüzlerce polis ve askerimiz artık doğan güneşi göremeyecek yerdedirler.
Bir ham hayâl uğruna yâ Rab ne güneşler batırıldı!