Gitti göz göre göre yamaçlarında koşturduğumuz tepeler, dağlar. Şurada maden var dediler, dağları tepeleri paramparça ettiler. Gerisini hiç mi hiç düşünmediler. Enerji dediler; içinde yüzdüğümüz, kenarlarında oturup dinlendiğimiz nehirlerin gelmişini geçmişini mahvettiler. Kaldı ki, doğanın gelmişinden geçmişinden bihaberdiler. Vahşi kapitalizm her şeyleri, AVM’ler gözbebekleriydi. Esnafı göz ardı ettiler, yeşili sevmeyip ağaç katliamına izin verdiler.

(ÇED) Çevresel Etki Değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar bütünüdür. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) yönetmeliğini bir kez daha değiştirerek, yönetmelikte 17. değişikliğe imza atmıştır. Yaz boz tahtasına dönen yönetmeliğin üzerinde bu kadar oynanmasının çeşitli sebepleri vardır. Geçen yıl birçok büyük projenin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi)’den muafiyetini getiren Geçici 3. Madde Çevre Kanununa dahil edilmiş; Anayasa Mahkemesi maddenin yürütmesini durdurmuştur. Yüksek Mahkemenin yürütmesini durdurduğu Geçici 3. Madde de; 23/6/1997 tarihinden önce kamu yatırım programına alınmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla planlama aşaması geçmiş ve ihale süreci başlamış olan veya üretim veya işletmeye başlamış olan projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesisler Çevresel Etki Değerlendirmesi kapsamı dışındadır.” ibaresi yer almaktadır. 25.11.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve 17. değişikliği yapılan ÇED yönetmeliğinde, Anayasa Mahkemesinin Geçici 3. Madde için verdiği muafiyeti durdurma kararı görmezden gelinmiştir.

17. değişikliği yapılan ÇED yönetmeliğiyle beraber çevresel katliamların önündeki engeller kaldırılmaya çalışılmıştır. Yönetmelikle beraber; AVM’ler, golf tesisleri ÇED’den muaf, toplu konut projeleri ise ÇED’den dolaylı muaf hale getirilmiştir. Hukukun tanınmadığı, rantın ve çevresel katliamların önünü açacak bu yönetmelikle, inşaat sektöründeki faaliyetlerin çevresel etkileri sorulamayacaktır. Bir önceki yönetmelikte 2 bin ve üzeri konut içeren toplu konut projelerinde ÇED uygulaması gerekirken, değişiklik yapılan yönetmelikte 500 konutun üzerindeki toplu konut projeleri için sadece proje tanıtım dosyası sunulması yeterli olacaktır. 500 konutun altındaki toplu konut projeleri ise ÇED’den muaf tutulmuştur. Beyaz eşya boyama fabrikaları, metro projeleri, yer altı sularının çıkarılmasına yönelik projeler, 100 kilometre ve altı demir yollu projeleri ÇED’den muaf, HES’lere ise dolaylı muafiyet getirilmiştir. Daha nice projeye dolaylı yada doğrudan ÇED muafiyeti getirilmiş olup, çevreye olumsuz etkileri çok değil kısa zaman sonra görülecektir.

Havamızın, suyumuzun, toprağımızın kısaca; yaşadığımız çevrenin geri dönüşü olmayacak şekilde kirletilmesine yol açacak yönetmelik, dediğim dedik çaldığım düdük mantığının ürünüdür. Yaşamın sürdürülebilirliğine yönelik her türlü müdahaleye karşı, Çevre Mühendisleri Odasının gösterdiği mücadeleye, tüm kesimlerin destek vermesi gerekmektedir. Lakin bu çevrede sadece Çevre Mühendisleri değil, sizler ve sevdiklerinizde yaşamaktadır.