Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU ve Selahattin DEMİRTAŞ’ın söz düellosunu dinledim. Başbakan’a inanmayı çok istedim. Fakat vicdani kanaatim Başbakan’ın Selahattin DEMİRTAŞ için ‘Demirtaş yalan söylüyor’ iddiasını doğrulamadı. Burada çok zaman olduğu gibi, askerlerimizin PKK tarafından pusuya düşürülerek başlayan bir çatışma olmadığı gerçeği akıllara başka değerlendirmeleri getirmektedir. İzliyor ve araştırıyoruz.
Ben nedense durup dururken dün Ağrı’da baş gösteren çatışmayı anlamsız buldum. Çatışmadan sonra eğer doğruysa kaderlerine terk edilen askerlerimizi ve yine eğer doğruysa askerlerimize yardıma gittiği söylenilen BDP eski ilçe başkanı Cezmi BUDAK’ın açılan ateşle ölmesini eskilerden bir başka hadiseye benzetiyorum. Ve dahası duyumlarımıza göre yaralı askerlerimize HDP’li bölge halkı yardımcı olmuşlar deniliyor. İşte bu da doğruysa, şimdi bunun için bana bir dejavu yaşamak düşer ve bunu cidden yaşıyorum.
İşte dejavuma neden olan benzerlik:
Yaklaşan seçimlerin parlayan yıldızı Muhsin YAZICIOĞLU’nun helikopteri düşmüş / düşürülmüştü. Bulunduğu yerde çareler üretmeye çalışan bir basın mensubu yiğit kardeşimiz telefonla hastane yetkililerine dahi bağlanıp yardım istemişti. Ancak olayın yegâne şahidi ve helikopterde bulunan Muhsin YAZICIOĞLU ve arkadaşları adeta kaderlerine terk edilmiş, günlerce yardım eli uzatılamamış ve ölmüşlerdi. Keşke düşen helikopterde yaralanan Muhsin YAZICIOĞLU’na ve arkadaşlarına da Iğdır’da olduğu gibi askerlerden önce bölge halkı ulaşıp yardım edebilselerdi.
Dejavumu destekleyen bir diğer enstrüman da şu husustur: HDP şimdi bir başarıya koşmaktadır. AKP’nin kaderi bu partinin barajı aşıp aşamayacağı denklemine bağlıdır. AKP’nin yarattığı şartlar şimdi kaldıraç kuvvetiyle HDP’yi barajın üstüne hızla sürüklemektedir. Barajın altında kalması için ancak PKK’nın askerlerimize saldırması ve bu saldırganlığını tekrarlaması gerekmektedir. Peki, imralı, Kandil ve PKK’nın tüm yetkilileri şimdi böylesi bir ahmaklığı ve aptallığı neden yapsınlar. Yıldızı parlayanları bu ülkede bir şekilde karanlığa iten birileri mi var diye düşünmeden edemiyorum.
***
Samimi olmadığı halde, sade “Kürtler bize oy versinler” diye açılımcı olanlar, bir başka dönem ve devranda ise “Türkler bize oy versinler” diye Kızılelmacı bile olabilirler. Anya Konya anlaşılacak bu gidişle. AKP bu kadar açık verir ve falsoları bu hızla devam ederse, barajın altında bile kalabilirler.
***
MİT uyarmış. Adana, Antakya ve Gaziantep’in de içinde bulunduğu 12 ilde büyük provakatif eylemler olabilirmiş. Bu yanlış bir istihbarattır. Sokaklarında 3 milyon yabancının üstünkörü yapılan kayıt kuyutla sürüler halinde dolaştığı bu ülkenin her ilinde, hatta başkentinde bile her türlü eylemler her an olabilir. Bunu tahmin etmek için MİT’çi ya da müneccim olmaya gerek yoktur.