Geçen hafta içerisinde Adana’da çalkantılı ancak bir o kadar önemli toplantılara tanıklık ettik. Bu nedenle bugünkü yazıyı tek konuyla sınırlamak istemedik. Geçen haftanın ilk gününe ‘5 Ocak Stadı’nın konut ve AVM’ye çevrilmesine karşı açılan davada yürütmeyi durdurma kararının’ açıklandığı toplantıyla başladık. Hatırlanacaktır ki; bu toplantı basına duyurulmadan mahkeme kararına ulaşmış ve konuyu ‘SATIR ARASI’nda ilk duyuran biz olmuştuk. Dünya Sağlık Örgütü, kentte kişi başına düşen yeşil alanın en az 9 metrekare olması gerektiğini, 10 ila 15 metrekarenin ise ideal olduğunu belirtiyor. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yeşil alan ortalama 20 metrekare civarında seyrederken Türkiye’de 1 ila 9 metrekare arasında değişiyor. Adana’da da uzmanlar tarafından bu oranın 2 metrekareyi geçmeyeceği öne sürülüyor. Hal böyleyken 5 Ocak Stadı’nın korunması için herkese ama herkese önemli görevler düşüyor. Şehir Plancıları Odası’nın davasını haklı, mahkeme kararını ‘doğru’ bulurken konuyu ilk duyuran olarak da mutlu olduğumuzu belirtmek istiyoruz.


MECLİS VE GEZİLER

Pazartesinin ilk saatlerinde 5 Ocak Stadı’nın son durumuna sevinirken akabinde gerçekleşen Büyükşehir Belediye Meclisi’ni de izleme olanağı bulduk. Meclis Üyesi, Yüksek Şehir Plancısı Ulaş Çetinkaya’nın ilk günkü oturumda İspanya gezisindeki gözlemlerini anlatmasını da bir farklılık olarak değerlendiriyoruz. Geçmiş dönemlerdeki meclis üyeleri gezilerinde yaşanan olumsuzluklar malumunuz. Çetinkaya’nın izlenimlerinde belirttiği “Şehir içi ve şehirler arası trafik, tarihi doku, tarih ve teknolojinin uyumu ile tarihi dokunun gelecek kuşaklara aktarımı, dere ve nehir yataklarının korunması, yeşil ve rekreasyon alanı, yaya ve bisiklet yollarının özeni, kaldırım ve refüj düzenlemeleri” gibi önemli konularda bir ilerleme sağlanırsa ne mutlu bu kente…


HÜSEYİN SÖZLÜ’NÜN TAVRI
Meclis toplantılarıyla devam ediyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün seçim öncesi gazete ve televizyon gezilerini hepimiz hatırlarız. Seçim sürecinde adeta kapı kapı dolaşan ve doğru olanı yapan sayın Sözlü’nün geçen hafta Perşembe günkü meclis oturumunda ‘yerel gazeteleri zan altında’ bırakan cümlelerinin de bir o kadar yanlış olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Kendisine tehdit veya şantaj unsuru oluşturan gazete ya da gazeteciler varsa bunun cevabı “100 gazete satıyor, tirajı bu kadar. Benim sosyal medyada 180 bin takipçim var” şeklinde olmamalıydı. 2.5 milyon nüfusa sahip bir kentin belediye başkanına kim ya da kimlerin, nasıl şantaj yaptığını herkesin bilmesi gerekir. Böyle bir olay varsa yargı yolu açıktır. Aksi halde bu kentte alnının teriyle gazete çıkaran, gazetecilik yapan medya mensuplarını da töhmet altında bırakmaya kimsenin hakkı yoktur. Geçmişe dönüp bakılırsa Adana’nın bu tartışmalardan hiçbir kazancı olmadığı görülecektir. Dolayısıyla Hüseyin Sözlü’nün bu açıklamasını yanlış buluyoruz. Aynı toplantıda söz alan Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın “Gazetecilerin hepsini aynı kefeye koyamayız. Adana’da işinin ehli, dürüst gazeteciler çoğunluktadır” sözlerini de hatırlatıyoruz.


İKİ PANEL VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Pazartesi’den Cuma’ya, doğru ve yanlışlara devam ediyoruz. Geçen haftanın son iş günü Adana’da iki önemli panel düzenlendi. Gazeteci-Yazar Çetin Yiğenoğlu’nun Küçük Amerika-1 BAŞKAN’ adlı kitabına dayanılarak düzenlenen  ‘Adana’da Yerel Yönetimler’ paneli ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Adana İl Koordinasyon Kurulu’nun aynı gün gerçekleştirdiği ‘Bilgi ve Toplum Merkezli Kent Konseyleri’ konulu panel Adana’nın geriye gidişini gözler önüne serdi. Bilim insanları, mühendisler, belediye başkanları, gazeteciler ve yazarlar iki ayrı panelde önemli konulara değindi. Panellerin ardından Adana’da bugüne kadar yerel yönetimler düzeyinde ‘doğru’dan çok ‘yanlış’ yapıldığı sonucu çıktı. Birinci panelde belediyelerdeki özelleştirmeler, taşeronlaştırma girişimleri, artan sorunlar, yap-boz tahtasına çevrilen yollar, kaldırımlar, fabrikaları kapatılmış, işsizliği artmış bir kentle karşı karşıya kalındı. İkinci panelde ise ‘Kent Konseyleri’ne belediye başkanlarının kuklası benzetmesi yapıldı. Bugüne kadarki süreç göz önüne alınırsa bu benzetmenin haklılığı da ortaya çıkacaktır. Çözüm önerilerinin de sunulduğu panellerde anlatılanlardan kimler ne kadar ders alır bilinmez ancak iki panel de içerik ve zamanlama olarak doğruydu.
Dilimizin döndüğünce geçen haftanın doğru ve yanlışlarını sıralamaya çalıştık.
Hatamız olduysa affola!