Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu, Türkiye’nin mevcut siyasi ve anayasal sisteminde gerekli olan reformlar yapılmadığı sürece demokratik sistemin tam olarak yerine oturmasının mümkün olmadığını bildirdi. ATO açıklamasında, “12 Haziran seçimlerinin ülkemizin uzun süredir beklediği Anayasa değişikliğine zemin oluşturmasını diliyor ve bekliyoruz. Seçimlerin ardından oluşacak parlamentonun birinci görevinin, günümüz koşullarına göre hazırlanarak, sorunlara çözüm üretebilen, kaliteli demokrasi ve güçlü ekonomiyi öngören yeni Anayasa’yı çıkarmak olduğuna inanıyoruz” denildi.
Adana Ticaret Odası Başkanı Ali Gizer, 12 Haziran’da gerçekleşecek genel seçimlerin, Türkiye’nin kendini her alanda yenileyebilmesi ve çağdaş dünyaya ayak uydurabilmesi bakımından büyük önem taşıdığını söyledi. Türkiye’nin şu andaki en önemli sorununun, başta, siyasal ve yargısal olmak üzere sistemde yaşanan sorunların belirlenmesi ve çağımızın koşullarına uygun hale getirilmesi olduğunu bildiren Gizer, “Sağlanan istikrar ortamının ancak bu şekilde çağımızın koşullarıyla uyumlu hale getirilerek ekonomide sağlanan istikrarın, kurumsal altyapısının tesis edilmesi yoluyla derinleştirileceği düşüncesindeyiz” dedi.
Ali Gizer, ATO Yönetim Kurulu adına yaptığı yazılı açıklamada ülkemizdeki siyasal ortama yeni bir soluk getirmesi beklenen genel seçimlere bir aydan az bir süre kaldığını hatırlatırken şu değerlendirmelerde bulundu:
“İşadamları olarak siyasete bu kadar önem vermemizin en büyük nedeni, ekonomik ve sosyal gelişmenin anahtarının siyasette olmasından kaynaklanmaktadır. İcraatçı bir iktidar, yapıcı, denetleyici bir muhalefetin Türkiye’nin önünü açacak bir siyasi tabloyu oluşturacağı inancındayız. Türkiye 2001 ve 2008 ekonomik krizlerinin ardından en kritik yapısal sorunlarını çözmeyi hedefleyen programları uygulamaya koyarak başarıya ulaşmıştır. Gelinen noktada, artıkTürkiye'ninihtiyacı,bugünün en kritik sorunlarını çözmeyi hedefleyen bir programı hayata geçirmektir. Türkiye'nin toplumsal beklentilere cevap verebilmesinin temel yolu yüzde 6 ile yüzde 8 dolayındaki yüksek büyüme performansını uzun yıllar boyu sürdürebilmesinden geçmektedir. Türkiye'nin ekonomik krizlere rağmen son yıllardaki tempolu büyüme performansı, bu oranların yakalanmasının hayal olmadığını göstermiştir.”
Açıklamasında, bugün yaşanan birçok sorunun, miadını dolduran mevcut Anayasa’dan kaynaklandığını ifade eden Gizer, 30 yıl önce, demokrasinin kesintiye uğradığı dönemin hemen ardından hazırlanan Anayasa’nın günümüz çağdaş devlet anlayışıyla çeliştiğini vurguladı.Yapılan araştırmaların Türk halkının yüzde 69’unun yeni bir Anayasa’nın beklentisinde olduğunu ortaya çıkardığını kaydeden ATO Başkanı Gizer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mevcut Anayasamız, çağdaş toplumun beklentilerine yanıt veremediği gibi, tepkilere de yol açmaktadır. Bu da doğal olarak baştatoplumsal barış olmak üzere; yargı, siyaset, ekonomi gibi alanlarda sıkıntı ve sorunlar yaşanmasına yol açmaktadır. Bu alanda yaşanan olumsuz süreç, Türkiye’nin çeşitli alanlarda sağladığı yükselişi önlemesinin yanında,ülkemizin birçok alanda uluslararası boyutta tartışılmasını da beraberinde getirmektedir. İşte bu nedenlerle12 Haziran seçimlerinin ardından oluşacak parlamentonun, parti ayrımı gözetmeksizin ülkemizi bütünleştirecek, tartışma ve kavga gibi unsurları geride bırakacak, hepsinden önemlisi Türkiye’nin önünü açacak yeni Anayasa’nın hayata geçirilebilmesi için çaba göstermesi gerekmektedir.Geniş katılımlı, sorunlarımıza çözüm getirebilen, bütünleştirici bir Anayasa hazırlanması aynı zamanda,kaliteli demokrasi ve güçlü ekonominin de anahtarı olacaktır. Mecliste yer alacak her siyasi partinin öncelikli hedefini, mevcutAnayasa’nın,72 milyonluk Türk milletinin ihtiyaç ve beklentileri istikametinde değiştirilmesi oluşturmalıdır.Türk siyaset sahnesinde, geçmişte ve günümüzde hükümetiyle, muhalefetiyle, kurumlarıyla hafızalardan silinmeyecek son derece büyük olumsuzluklar yaşadığımız toplumun tüm kesimleri tarafından bilinmektedir. Bu olumsuzluklardan kurtulabilmek bakımından önümüzdeki genel seçimler son derece önemli bir fırsat sunmaktadır. Güçlü bir demokrasi için Türkiye’nin üç temel önceliği, seçim ve siyasi partiler kanunlarının değiştirilmesi, yargı bağımsızlığının ve hukuk güvenliğinin sağlanması, insan haklarında uygulamaya etkinlik kazandırılması olmalıdır. Türkiye'nin mevcut siyasi ve anayasal sisteminde yaşanan sorunların çözümüne ilişkin reformlar gerçekleştirilmediği sürece, bu alanda yaşanan sıkıntılar sürekli bir risk yaratma unsuru olmaya devam edecektir. Bu nedenle sistemde, artık çağın gereklerine ve ihtiyaçlarına cevap vermeyen sorunların ivedilikle çözülmesi, Türkiye'nin ekonomi gündemine odaklanabilmesi için hayati bir ön koşul niteliğindedir.”