Adana Ticaret Odası’nın kendi kuruluşu olan ABİGEM A.Ş. işbirliğiyle Çin Halk Cumhuriyeti'ne yönelik olarak, 40 işadamından oluşan heyetle gerçekleştireceği ticari misyon ziyareti başlıyor.
 Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Ven Ciabao’nun Türkiye’yi ziyareti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la “tarihi bir adım” olarak da nitelenen iki ülke ilişkilerinde dolardan vazgeçilerek, TL ve Yuan kullanılmasını da içeren 8 ayrı konuda anlaşma imzalamalarının hemen ardından, Adana Ticaret Odası (ATO) tarafından Çin’e bir ticaret heyeti organizasyonu gerçekleştirilecek.
 Hong Kong ve Guangzhou'da, 11 Ekim - 20 Ekim 2010 tarihleri arasında düzenlenecek olan, “Çin İkili İşbirliği Görüşmeleri ve Fuar Ziyareti”nin uluslararası ticareti, ekonomik işbirliğini ve yerli-yabancı işletmeler arasındaki ticareti geliştirme yolunda çok önemli bir platform oluşturacağını bildiren ATO Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Baş, “Bu ziyaret, Adanalı işadamlarının Çin ve Uzakdoğu pazarlarını tanımaları bakımından son derece elverişli imkanlar sunmaktadır. Ziyaretimizin Adana ile Çukurova’nın dış ticaretine olumlu yansımalarda bulunacağına inanıyoruz” dedi.
 ÇHC ziyareti kapsamında ziyarete katılacak Heyet üyelerinin, Hong Kong ve Guangzhou'da ikili işbirliği görüşmeleri ve fuar ziyareti yapmaları da planlanıyor. Katılımcılar, Hong Kong'taki Asia World Expo'da düzenlenen “Elektronik, Komponent ve Güvenlik Ürünleri Fuarı”, Convention & Exhibition Center'da düzenlenen “Elektrik - Elektronik Fuarı” ziyaretlerini de gerçekleştirecekler. Heyet üyelerinin, Guangzhou'da katılacakları Pazhou Complex'te düzenlenen I. Devre Canton Fuarı; 12-15 milyar tutarındaki ticaret hacmiyle Uzakdoğu'nun en büyük, dünyanın da üçüncü büyük fuarı olarak kabul ediliyor.
 ATO Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Baş, komşu ülkelerin yanı sıra, Çin, Uzakdoğu, Asya ve Afrika ülkeleri pazarlarının, Adana ekonomisinin dış dünyaya açılabilmesi bakımından önemli potansiyel yaratabileceğini, ziyaretin bu yöndeki beklentilerini karşılayabileceğine ilişkin olanakları gözler önüne sermesini beklediklerini kaydetti.
 Adana Ticaret Odası olarak, Çukurova’nın ekonomik potansiyelinin daha iyi değerlendirilerek uluslararası pazarlara açılımını sağlamaya yönelik çalışmalarını her geçen gün daha da artan bir ivmeyle sürdürdüklerini belirten Şaban Baş şu görüşleri dile getirdi:
 “Uluslararası ticaretin geliştirilebilmesi için, etkin bir tanıtım ve destek mekanizmasının oluşturulması zorunludur. Bu anlamda Odalarımız sahip oldukları etkin bilgi ve iletişim tecrübelerini üyelerimizin uluslararası alanda yer alabilmeleri için kullanmak zorundadır. Odamız bu kapsamda Adana’nın sahip olduğu ekonomik potansiyelin yabancı yatırımcılarla paylaşılması ve Adana’nın tanıtımı açısından son derece önemli bir girişim başlatmıştır. Bir dönemin sanayi kenti, Türk ekonomisinin lokomotifi olan Adana’nın yeniden şahlanması için daha fazla zaman kaybetmeye tahammülümüz bulunmamaktadır. Türkiye ile Uzakdoğu, Asya ve Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacminin, olması gerekenin çok gerisinde kaldığı ortadadır ve Adana'nın bu ülkelerin birçok alanda gereksinim duyduğu ürünleri karşılayabilecek potansiyele sahip olduğunu bizzat bölgemizi bu bölgelerden ziyaret eden yabancı işadamları söylemektedirler.”
 Çin ve Uzakdoğu, ülkeleriyle Türkiye'nin birçok alanda ticaret yapabileceğini anlatan Şaban Baş, "Kuşkusuz bunun için işadamlarının birbirlerini tanımaları ve karşılıklı güven ortamının oluşturulması gerekiyor. Bu nedenle karşılıklı ticaret heyeti organizasyonlarının önemine ilişkin düşüncelerimizi sık  sık dile getiriyorduk. Bu ziyaret, üyelerimizin halen ülkemizle 17 milyar dolarlık ticaret potansiyeli bulunan Çin pazarını tanımaları bakımından son derece elverişli imkanlar sunacaktır. Çin ve Uzakdoğu ülkelerinde üretilen tüm ürünlerin sergilendiği fuarlara yönelik inceleme ziyaretlerinin yakın sürede meyvelerini vermeye başlayacağını ve Adana ile Çukurova’nın dış ticaretine olumlu yansımalarda bulunacağına inanıyoruz” dedi.
 Şaban Baş, ziyaretin önemine ilişkin sözlerini sürdürürken, ekonomik krizin ağır bir şekilde hüküm sürdüğü 2009 yılında Türkiye'nin dış ticaretinin 132 milyar dolardan 102 milyar dolara gerilediğini, dış ticaretin yüzde 30 daraldığı anlamına gelen bu dönemde, yeni pazar arayışlarına girişildiğini ve daha önce gündemde bile olmayan Türkiye’nin uzak coğrafyasındaki ülkelere yapılan ihracatta ise beklenmeyen bir artış yaşandığını ve ihracat rakamlarının giderek arttığını vurguladı.