ATO ve Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen, “Çek Kanunu’nda Son Değişiklikler” konulu panel Seyhan Otel’de gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yener Ünver’in yaptığı panele konuşmacı olarak Özyeğin Üniversitesi  Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu ile Özyeğin Üniversitesi  Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Yenerer Çakmut katıldılar. 

Panel öncesinde konuşan ATO Başkanı Atila Menevşe, Türkiye’nin dinamik iç pazarı, serbest ticaret ve yatırım ortamı ile önemli bir çekim merkezi olduğuna değinerek, “Ülkemiz, Avrupa Birliği, komşu ülkeler, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere tarihi ve kültürel ilişkileriyle çevre pazarlar bakımından da önemi her geçen gün artan bir konumdadır. İstikrarlı bir şekilde büyüyen, küresel ölçekte rekabet eden, bilgi ve refah toplumuna dönüşen bir Türkiye için odak noktası şüphesiz ekonomi ve işletmeler olmalıdır” dedi.

İş dünyası olarak hukuk ve adalet sisteminin, güncel olaylara cevap verebilen mevzuat ve hukuki olgular üretmesinin adalet sisteminden en büyük beklentilerinden birisi olduğunu değinen Menevşe sözlerini şöyle sürdürdü:

“İş dünyası uzun süre günün ihtiyaçlarına cevap vermeyen yasal düzenlemelerden şikayet etti. 2000'li yıllarda başlayan mevzuat yenileme çalışmaları başta Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu olmak üzere reel sektörün talepleriyle örtüşen bir noktaya yakınlaştı. Bu süreçte piyasanın temel kıymetli evrakı olan çekte de esaslı değişimlere şahit olduk. Ancak halen çek hesabı ve çek karnesi için adli sicil kaydı, karşılıksız kalan çekler için adli para cezası, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, temerrüt faizi gibi çeşitli sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Beklentimiz, bu belirsizliklerin yasal düzenlemelerle ortadan kaldırılmasıdır” diye konuştu. 

Moderatör Prof. Dr. Yener Ünver’in, “Ekonomik suçlara ekonomik ceza” kavramının tekrar ele alınarak iyi gözden geçirilmesi gerektiği mesajını verdiği panelde konuşan Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu, “Çek Kanunu’nda 6728 Sayısı Kanunla Yapılan Değişikliklerin Ticaret Hukuku Açısından İrdelenmesi” konusunu anlattı. 2009 yılında karşılıksız çek kullanımında büyük bir artış yaşandığına işaret eden Topaloğlu, “Türk ekonomisi ve özellikle ticaret erbabı için çok önemli olan çeklerle ilgili 9 Ağustos 2016’da yürürlüğe giren -6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun- ile Çek Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda önemli yasal değişiklikler yapılmıştır. Değişikliğin nedeni, çekle ilgili ödemelerin yaygınlaşması ve karşılıksız çek oranının artması nedeniyle çeke olan güvenin artırılması için bir takım mekanizmalar öngörülmesi ve karşılıksız çekin adli para cezası yaptırımına bağlanmasıdır. Yeni değişiklikle birlikte 31 Aralık 2016 tarihinden sonra çeklerde karekod bulunması gerekir. Çek yaprağında bulunan bu karekod ile çek alacaklılarının, çek ile çek hesabı sahibine ve bu çeki düzenleyenlere ilişkin verilere findeks mobil uygulaması ile cep telefonundan erişmesi mümkün olmuştur. Bu nedenle çek keşidecisinin geçmiş tarihli çek bilgileri, henüz ödenmeyen ileriki tarihli çeklerini, çek üzerinde değişiklik ve sahtecilik yapılıp yapılmadığını öğrenmek mümkün olacaktır. Karekod uygulamasıyla çek dolandırıcılığı, sahte çek ve ikiz çek gibi kötü uygulamaların önüne geçilecek ve çekle ödemenin güvencesi artırılacaktır” görüşlerini dile getirdi.


Özyeğin Üniversitesi  Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Yenerer Çakmut da, kanunun karşılıksız çek fiilini düzenleyen 5. maddesi ve özellikli bazı durumları düzenleyen 7. maddesinde de değişiklikler yapıldığını, bu kapsamda idari para cezası ile yaptırıma tabi tutulan karşılıksız çek fiilinin suç haline getirilerek adli para cezası yaptırımına tabi kılındığına işaret ettiği konuşmasında şöyle dedi:

“Karşılıksız çek fiili suç haline getirilirken, yargılama icra mahkemelerinin görev alanına alınarak yargılama usulü İcra ve İflas Kanunu hükümlerine tabi kılınmıştır. Şikayet hakkı hamile tanınmış, şikayetlerin icra mahkemelerine yapılması esası benimsenmiş ve bu kapsamda şikayet süresi esas olarak 3 aya indirilmiştir. Ayrıca yargılama süresince koruma tedbiri olarak çek düzenlenmesi yasağı getirilmesi mümkün kılındığı gibi, yargılama sonunda mahkumiyet halinde de çek düzenlenmesi yasağı getirilmesi benimsenmiştir. Önemle belirtmelidir ki, karşılıksız çek suçunun oluşması için ibraz tarihinde çekin ödenmesi için ilgili bankaya müracaat edilmesi ve karşılığı bulunmayan çek ile ilgili olarak –karşılıksızdır- işleminin yapılmasının hamil tarafından talep edilmesi şarttır. Çekte; vade kabul edilmese bile Türk Ticaret Kanunu’na göre, Çek Kanunu düzenlemeleri bakımından vadeli çek mümkün kılınmıştır ve ileri tarihli çekler bakımından da ibraz süresi çekte bulunan ileri tarihe göre belirlenecektir.”