Bayraktar, av yasağının sona ermesiyle ilgili yaptığı açıklamada, 15 Nisan ile 1 Eylül tarihleri arasındaki deniz canlılarının üreme ve yavrularının büyümesini sağlayan dönemde uygulanan balık avı yasağının bu gece itibarıyla biteceğini belirtti. 4,5 aydır denizden kopan balıkçıların, 1 Eylül için teknelerinin bakım ve onarımını yaptığını, ağlarını tamir ettiğini vurgulayan Bayraktar, “deniz avcılığındaki yasağın kalkmasıyla balıkçı tezgahları dolup taşacak. Kültür balıklarının yanı sıra tezgahlarda bol miktarda avlanan balık türlerini bulmak mümkün olacak” dedi.

Avcılık yapan balıkçılarımızın yeni sezondan umutlu olduklarını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Balıkçılarımız, başta hamsi ve istavritin yanı sıra çinekop ve lüferin de bu av sezonunda bol olmasını beklemektedir. Geçen av sezonunda da en çok avlanan balık türleri de sırasıyla, hamsi, çaça, palamut, sardalya ve istavrit olmuştur. Bu yıl da balıkçılarımızın temennisi bu türlerin de denizlerimizden bol miktarda çıkmasıdır.

1 Eylül itibariyle serbest olacak avcılık 7,5 ay sürecek. Balıkçılarımızın av sezonu boyunca arz-talep dengesini koruyacak şekilde avcılık yapmaları çok önemlidir. Av döneminin başlamasıyla yaşanacak talebin üstünde gerçekleşecek yoğun avcılık, balıkçılarımızın gelirini düşürecektir.

 

-“Av yasaklarına titizlikle uyulmalı”-

 

Sağlıklı beslenme açısından da büyük önem taşıyan su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçılarımızın av yasaklarına titizlikle uyması büyük önem taşımaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın su ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları ve avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartlar sektör için faydalıdır. Yine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı on metre ve üzerindeki balıkçı gemilerini kendi isteğiyle avcılıktan çıkaranları desteklemektedir. Bu yolla avcılıktan çıkan gemilerle kıyılarımızdaki av baskısı azalmakta ve stokların korunması sağlanmaktadır.

Sürdürülebilir avcılığın sağlanması su ürünleri sektörünün geleceği için fevkalade önemlidir. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının arttırılmasına öncelik verilmelidir.”

 

-Su ürünleri üretimimiz düşüyor-

 

Avcılıktaki azalmanın toplam su ürünleri üretimini gerilettiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz, su ürünleri üretim potansiyelini yeterince değerlendiremiyor. 2013 yılında 607 bin 515 ton olan toplam su ürünleri üretimimiz, 2014 yılında yüzde 11,6’lık azalmayla 537 bin 344 tona indi. 2014 yılı üretiminin yüzde 43’ünün deniz balıkları, yüzde 6,5'inin diğer deniz ürünleri, yüzde 6,7'sini iç su ürünleri ve yüzde 43,8'ini yetiştiricilik ürünleri oluşturdu. Geçen yıl yetiştiricilik üretimi yüzde 0,7 artarken, su ürünleri avcılığının yüzde 19,2 gerilemesi, su ürünleri üretimini yüzde 11,6 azalttı.

Su ürünleri avcılığı, 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,99, 2013 yılında da bir önceki yıla göre yüzde 13,5 azalmıştı. Böylece su ürünleri avcılığı, 2014 yılında yüzde 19,2’lik bir azalmayla birlikte 3 yıl üst üste gerilemiş oldu.

Geçmiş yıllarda yapılan aşırı ve kaçak avcılık, balık stoklarının kendisini yenilemesini engellemiş ve yıllar itibariyle balık stoklarımızda önemli azalmalar meydana gelmiştir. Balık stoklarının korunması çok önemlidir. Bunun için gerekli araştırmalar yapılmalı ve koruyucu politikalar oluşturulmalıdır.”

 

-İhracat artıyor-

 

Bayraktar, su ürünleri üretiminde görülen bu gerilemeye rağmen su ürünleri ihracatının artmaya devam ettiğini vurguladı. İhracatın 2010 yılından itibaren düzenli olarak arttığının altını çizen Bayraktar, “2010 yılında 312 milyon 935 bin dolar olan ihracat, 2014 yılında 676 milyon 92 bin dolara yükseldi” dedi.

Şemsi Bayraktar, su ürünleri üretiminin arttırılması halinde ihracat rakamlarının daha da yükseleceğini belirtti.

 

-Üretimi artırmak için alınması gereken tedbirler-

 

Sorunları olmakla birlikte gelecek vadeden su ürünleri sektörünün önünün açık olduğuna dikkati çeken Bayraktar, su ürünleri yetiştiriciliğinin artırılması için üreticilere verilen desteklerin arttırılarak devam etmesi ve gerekli tedbirlerin alınmasının büyük önem arz ettiğini belirtti.

Türkiye’yi, dünyada ve içinde bulunduğu bölgede su ürünleri yetiştiriciliği konusunda söz sahibi, güçlü ve lider bir ülke haline getirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Bayraktar, su ürünleri üretimini artırmak için alınması gereken tedbirleri ise şöyle sıraladı:    

Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.

Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç var. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.

Bakanlık taşra teşkilatında kıyı illeri ile sektörün yoğun faaliyet gösterdiği illerde su ürünleri şube müdürlükleri kurulmalıdır.

Su ürünleri sektöründe aracı ve kabzımal yoluyla dağıtım yapıldığı için pazar ve fiyat oluşumunda sorunlar ortaya çıkmaktadır. Piyasa düzenlemede sorumluluk alacak bir kuruma ihtiyaç duyuluyor. Et ve Süt Kurumu bu konuda devreye girmelidir.

Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.

Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir.

Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.

Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Bunun artırılması için tedbirlerin alınması gerekmektedir.”

Yıllara göre su ürünleri üretimi şöyle:

 

Yıllar

Deniz Ürünleri (Ton)

Yetiştiricilik Üretimi (Ton)

Tatlısu Ürünleri (Ton)

Su Ürünleri (Ton)

2002

522.744

61.165

43.938

627.847

2003

463.074

79.943

44.698

587.715

2004

504.897

94.010

45.585

644.492

2005

380.381

118.277

46.115

544.773

2006

488.966

128.943

44.082

661.991

2007

589.129

139.873

43.321

772.323

2008

453.113

152.186

41.011

646.310

2009

425.046

158.729

39.187

622.962

2010

445.680

167.141

40.259

653.080

2011

477.658

188.790

37.097

703.545

2012

396.322

212.410

36.120

644.852

2013

339.047

233.394

35.074

607.515

2014

266.077

235.133

36.134

537 344

Kaynak: TÜİK