Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, son aylarda Türkiye’nin birinci gündem maddesi haline gelen referandum ve sonuçlarına ilişkin tartışmalara son verilmesi gerektiğini belirterek, “Bir an önce tekrar ekonomiye, üretime, gelişmeye odaklanmalıyız. Özellikle reel sektörün beklediği yapısal reformlar için acilen somut adımların atılmasını bekliyoruz. İş dünyası olarak referandumun oluşturduğu rüzgardan mutlaka yararlanmalıyız” dedi.

ATO’nun Nisan ayı olağan Meclis toplantısı Tarkan Kulak başkanlığında gerçekleşti. Mart ayı mizanı ve yönetim kurulu faaliyet raporunun kabul edilmesinin ardından gündeme ilişkin görüşler dile getirildi. Bu bölümde söz alan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe, Türkiye’nin birinci gündem maddesinin ekonomi olması gerektiğini söyledi. 16 Nisan’da Anayasa’nın önemli bir bölümünü değiştiren ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni getiren referandumun, milletin sağduyusu ile huzur içinde tamamlandığına işaret eden Menevşe, “Reel kesim olarak, sürecin tamamlanmasıyla önemli bir belirsizliğin geride bırakılmasından memnunuz. Bu gelişmeler yerli ve yabancı yatırımcıların ve iş dünyasının önünü görmesini ve risk alarak yatırımlara devam edebilmesini sağlayacaktır” diye konuştu.

Milli irade neticesinde daha hızlı ve daha etkin kararlar alabilen bir yönetim sistemi beklentisinin arttığına değinen Menevşe konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Yönetim sisteminin hızlanması ve bürokrasinin azalması gibi sonuçlar özel sektörün her zaman olumlu karşıladığı gelişmelerdir. Referandum sonuçlandığına göre gecikmeksizin tekrar ekonomiye, üretime, gelişmeye odaklanmamız gerek. Özellikle reel sektörün beklediği yapısal reformlar için bir an önce gerekli adımların atılmasını bekliyoruz. Son yıllarda patinaja düşen ekonomiyi tekrar tırmandırmak için çağın üretim modellerine bir an önce geçmeliyiz. Orta gelir tuzağından çıkmak için katma değerimizi, AR-GE’mizi, inovasyonumuzu artıracak ekonomi modelleri için gerekli altyapıyı hazırlamalıyız. Milletimiz referandum ile hükümete gereken desteği vermiştir. İş dünyası olarak bizler de hükümetimizden ekonomi ve büyüme odaklı politikalar bekliyoruz. Tüm bunlar olurken, iş dünyası olarak bizlere de önemli görevler düşüyor. Ortaya çıkan tabloyu, kaliteli üretimimiz ve ihracatımızla fırsata dönüştürmeliyiz.”

Menevşe, referandum öncesinde Adana’ya gelen çok sayıda bakana iş dünyasının sorunlarını iletme şansını bulduklarını da ifade ederek, “Sebze meyve sektöründe alım satımların gece yapılması ve gece bankaların açık olmaması nedeniyle; Vergi Usul Kanunu’nun ticari işlemlerin bankalar aracılığıyla yapılmasına dair hükümlerinden dolayı yaşanan sorunları Maliye Bakanımız Sayın Naci Ağbal’a ilettik. Bu talebimiz üzerine 1 Nisan tarihinde yayımlanan tebliğ ile Vergi Usul Kanunu’nun 4. maddesi değiştirildi. Buna göre toptancı hallerindeki tüccarların sebze meyve, et, süt, su ürünleri, bal, yumurta, kesme çiçek alım satımlarını bankalar aracılığıyla yapma yükümlülüğü kaldırıldı. Böylelikle tüm Türkiye’nin ortak sorununa birçok sektörde çözüm sağladık. Bu konudaki girişimlerimizin olumlu sonuçlanmasına katkılarından dolayı Meclis Üyemiz Sayın Cemal Akın’a huzurlarınızda teşekkür ediyorum” dedi.

Sektörel sorunların da ele alındığı ATO Meclisi’nde, söz alan Başkan Yardımcısı Mehmet Şahbaz, beyaz eşya sektörünün her yıl yüzde 10 oranında büyüdüğünü ifade ederek, “Yılda 10 milyon ürünün satıldığı sektörde ÖTV’nin kaldırılmasıyla; geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 oranında artış yaşandı. Yakalanan ivmenin devamı için KDV oranının mutlaka yüzde 18’den yüzde 8’e düşürülmesi gerekiyor” diye konuştu. Et sektöründeki sıkıntılara da değinen Şahbaz, “Girdilerimiz sürekli artıyor. Bu da fiyatlara yansıyor. Bu sıkıntının aşılması mera sorunun çözümüne dayanıyor. Mera boşluğu giderilmezse, et fiyatlarının düşmesini bekleyemeyiz” görüşlerini dile getirdi.

            Mobilya sektörüne ilişkin sunum yapan Meclis Üyesi Ali Kütük de, iç pazarda sıkıntı yaşadıklarını dile getirerek, “Özellikle girdisi yüzde 8 olan ancak, ürüne dönüştürüldüğü zaman yüzde 18 KDV ile satılan yumuşak grup dediğimiz koltuk ve kanepe üreten firmalarımız, oluşan KDV farkından dolayı ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. KDV’nin kalıcı biçimde yüzde 8 olması halinde bizler kendi sektörümüzde bir denetleyici gibi çalışıp, kayıp kaçağa izin vermeme eğilimindeyiz. Üstelik bu yolla devletimize de ciddi miktarda katkı sağlamış olacağız” dedi.