Müteahhitler Birliği bulunmasına rağmen, onun yapısı ve faaliyet alanı biraz daha genel olduğu için, lokal ve yap-sat müteahhitlerin bir araya gelerek kurdukları bir dernek yapılanmasına sahip olduklarını kaydeden Kılçık, şöyle konuştu: “ Kurulduğundan bu güne ciddi projelere imza atmıştır. Gerek sektörün, gerek Adana’nın imar problemlerini gündeme taşımada, sektör temsilcileri ve bürokratlarla , siyasileri bir araya getirerek Adana’nın ve sektörün sorunlarının tartışılmasında ciddi katkılar koymuştur. Çalışmalarına da devam ediyor.  Şu anda 100 civarında üyemiz var ve tamamı aktif inşaat yapan müteahhitlerden oluşuyor.”

2008’den bu yana Adana’da ciddi bir imar karmaşası yaşandığını ifade eden Kılçık şunları söyledi:

“ Bunun özüne baktığımızda Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri arasındaki koordinasyon eksikliğinden tutun da, yapılan planların hukuka aykırılığı, vatandaşın mağduriyetine kadar bir çok nedenden dolayı yapılan planlar mahkeme kararıyla iptal edilmiştir. Burada iptal nedenlerine baktığımızda ciddi hukuksal sıkıntılar var. Belediyeleri burada direk suçlamak da çok doğru olmaz. Maalesef Adana’da belli bölgelerde önce yapılaşma, mevzi imar planları yapılmış, yapılaşmalar gerçekleşmiş, ardından siz bu yapılaşmış yere plan oturtmaya çalışmışsınız Çok kolay değil. Burada belediyeler mecbur kalınca 18. madde uygulamasına girmek zorunda kalıyorlar. Bu mülk sahiplerinin itirazlarına yol açıyor ve ciddi sıkıntılar doğuruyor.  Sorunlar uzun bir süreçte oluştu.”


ŞEHİR MERKEZİNDE İMARA KAPALI ARSA OLUR MU?


Geçtiğimiz yıl 1/25 binlik planların tamamlanmasıyla, 1/5 binlik planların gündeme alındığını açıklayan Kılçık, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Geçtiğimiz ay 1/5 binlik planlar kesinleşti ve Büyükşehir’den onaylanarak ilçe belediyelerine gönderildi. Şu anda yoğun bir şekilde ilçe belediyeleri binlik planları düzenliyorlar. Bu süreç çok uzun olunca Adana’da ciddi bir arsa açmazı oldu. Bu da imara açık arsalara talebi artırdı. Arsa sahipleri müteahhit arkadaşlara arsasını sunup, ‘Benim arsam imara açık’ diyor. Bunu artı bir değermiş gibi söylüyor. Adana’nın şehir merkezinde imara kapalı bir arsa olur mu? Oluyor maalesef. Biz bir ara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü’ne gittiğimizde, orada sohbet esnasında ‘Kentsel dönüşümün uygulanması, afet riskli binaların uygulanması’ konularında yaptığımız sohbette ben genel müdürümüze ‘Biz bu dediklerinizi uygulayalım ama bölge imara kapalıysa ne yaparız?’ dediğimde genel müdür şaşırdı. Genel müdürümüz bizi şaşkınlık içinde dinledi ve biz de izah ettik Adana’da yaşadıklarımızı. Gerçekten Türkiye’nin bir çok bölgesinde pek yaşanmayan bir sıkıntılı bir süreçten geçtik. En azından bir miktar arsa imara açılırsa, 3, 5 ay da olsa, o süreçte arkadaşlarımız ruhsatlarını alır, yeni projeler başlatır. Mahkeme iptal ederse eder, etmezse devam ederiz. Herkes bu arada şansına razı olur. Böyle bir süreç yaşıyoruz. İnşallah neticesi iyi olur.”


MANİA’YLA İLGİLİ YAPACAĞIMIZI YAPTIK


Mania sorunu ilk gündeme geldiğinden  bu yana Adana’da gündeme taşınması, çare bulunması konusunda AYAMDER olarak çok ciddi girişimleri olduğunu anlatan Kılçık, “Biz Adana Valimiz başkanlığında Ankara’ya gidip, Ulaştırma Bakanına konuyu izah ettikten  sonra bizim sorumluluğumuz orada bitmiştir. Bir STK ancak bunu yapabilir. Biz de tüm STK’ların desteğiyle bir komisyonla, başka Ardana Valisi olmak üzere, konunun muhatabı belediye başkanı, ATO, ADASO, ATB ve meslek odalarının başkanlarıyla beraber gidip Ulaştırma Bakanına konunun mahiyetini anlattık. O da sağ olsun takdirle karşıladı ve çalışmaları başlattı. İşsizlikte ülkenin üst sıralarında olmamızdaki temel faktörlerden biri inşaat sektörünün gerekli yatırımları yapamayışıdır. İnşaat sektörünün tetiklediği sektörler hariç, hiçbir iş yapamayan insan gelir bir inşaatta çalışır. Bu özelliğiyle istihdama direk katkı sağlayan bir sektördür inşaat. İnşaat sektörü piyasanın paralelinde çalışan bir sektördür, genel ekonomiye bağlıdır. Ekonomide hafif bir sarsıntıdan en çabuk etkilenen sektör inşaat sektörüdür.


ENDİŞELERİMİZ VAR


Bizim endişemiz; yarın bir gün arsaları imara açtığınızda, piyasanın bu konudaki iş yapma ihtiyacı azalırsa o zaman açtığınız arsa da zaten bir işe yaramaz. Konut kredilerinde şu anda Cumhuriyet tarihinin en makul oranları (0.70) konuşuluyor. Bunlar çok iyi oranlar ama 2 yıl önceki taleplere baktığımızda azalma görüyoruz. Biz hep bu endişemizi dile getiriyorduk. Bu işlerle ilgili  gerek il başkanlarıyla, gerek meclis üyeleriyle, belediye başkanlarıyla konuşa konuşa, gide gele, anlata anlata, bıkmadan usanmadan turlar yaptık ve şu an inşallah kısa bir zamanda Adana’da imara kapalı bir yer kalmayacak ama tabii bu tekrar kapanmayacak anlamına gelmiyor.  En azından bir çırpıda açılırsa tekrar bir rahatlama olacak diye bekliyoruz.” diyerek görüşlerini aktardı.


NET METREKARE


Son günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın binaların net metrekareleriyle ilgili ciddi çalışması bulunduğunu söyleyen Kılçık, “İzlediğimiz kadarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binaların net metrekareleri tapuların üzerine yazılsın diyor. Doğru buluyorum. Şimdiye kadar yapılan gerek kat irtifakı tapularında, gerekse kat mülkiyeti tapularında arsa payı yazılır, binanın metrekaresi yazılmazdı. Burada bir yasal düzenleme yapılarak binaların net alanlarının yazılması doğrudur. Ama biz yatırımcılar olarak burada bir düzenleme daha yapılması gerektiği görüşündeyiz. Bir de emsal alan tanımı vardır. Yani binalarda 3 tane alan tanımı var. Birisi net alan, birisi bürüt alan, bir tanesi de emsal alan. Biz de diyoruz ki bu net alan, bürüt alan tapulara yazılsın, sorun yok . Yalnız emsal alan net alana paralel olsun. Bunda da bir adaletsizlik olmasın. Yani bürüt alan bellidir. Binanın bodrum katından tutun, çatıdaki merdiven kovasına kadar betonarme yapılan bütün metraj bürüt alandır. Net alan da vatandaşın aldığı dairesi içinde kullandığı alandır. Emsal alanın da buna paralel olması lazım. Bunun iyi tartışılması, yapılan bu düzenlemenin içinde, emsal alan tanımlanması yeniden değerlendirilerek makul bir şekle büründürülürse adaletsizlikler giderilecek ve her şey daha şeffaf olacaktır diye düşünüyoruz. Piyasada emlakçılar bir metraj söyler, vatandaş gider metreyi alıp eline  metrajı ölçtüğünde arada ciddi farklılıklar vardır. Yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebiliyor ve kötü niyetli insanlara fırsat verebiliyor bu durum” dedi.