Yüksel, “2012 yılında Toplu Sözleşme ile ilgili 4688 sayılı yasada yapılan değişikliklere yaptığımız itirazımızın ve karşı çıkışımızın ne kadar haklı olduğu bugün açıkça anlaşılmıştır. 
Biz; “Grevsiz Toplu Sözleşme, Toplu Sözleşmesiz Grev olmaz” dedik, Kamu emekçilerinin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal haklarının görüşülmesini sağlayacak “demokratik” bir yasa için itiraz ettik, Anayasa’nın 90. Maddesi ile güvence altına alınan Uluslararası Sözleşmelerden
gelen hakların yasada yer almasını istedik; Memur Sen ise o sıralarda canhıraş bu değişikliklerin kabulü için her türlü girişimde bulundu. Nedenini Kamu emekçileri, Emekliler ve Türkiye Kamuoyu bugün daha iyi anlamıştır. Biz; Kamu Emekçilerinin mali, sosyal ve demokratik haklarını korumayı, geliştirmeyi ve yeni kazanımlar elde etmeyi esas aldığımızdan, son güne kadar MEMUR SEN’in işbirlikçi, yandaş niteliğini ve duruşunu teşhir etmeyi tali planda ele aldık. Esas olarak Hükümetin bilinen sermaye yanlısı kararlarına karşı taleplerimizi ve kamu emekçilerinin güvenceli geleceğine ilişkin kaygılarımızı öne çıkardık. Memur Sen ise AKP ile el ele vererek, yan yana oturarak, en genel sendikal ilke ve ahlakı da bir yana bırakıp, diğer iki konfederasyonun olmadığı, Toplu Sözleşme görüşmelerinin programında bile bulunmayan bir toplantıda, çirkin bir uzlaşmayla kamu emekçilerini yoksulluğa ve sefalete mahkûm etti.” dedi