Baro Başkanı Av. Veli Küçük, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden bir grubun Afrin şehitleri için lokum dağıtılmasının da, bunun başka bir grup öğrenciler tarafından farklı düşünceler ile protesto edilmesinin de ‘düşünce ve ifade özgürlüğü' olarak algılanması gerektiğini ifade etti. 

Av. Küçük, yazılı açıklamasında şunları söyledi;

"Boğaziçi Üniversitesi’nde gençler arasında bir tartışma ve görüş farklılığı yaşanmış, bir grup genç Afrin operasyonunun doğru ve başarılı bulmuş, düşüncelerini anlatmak için lokum dağıtmış. Bir diğer grup genç de bu görüşe katılmayarak Afrin operasyonunu yanlış ve gereksiz, işgal unsuru taşıdığı düşüncesiyle kendi görüşünü paylaşmış. Toplum içerisinde bazı kişiler bunu kahramanlık olarak görürken bir kısmı da bunu barışçılıktan sapma olarak görmektedir. Her iki görüş de düşünce özgürlüğüdür. Üniversiteler öğrencilerindir, ülkemizin gençleri ve öğrenciler dışarıdan böyle gereksiz, hukuksuz ve sert müdahalelere gerek olmaksızın kendi aralarındaki farklılıkları ifade edebilecek, saygı ve anlayış ile karşılayarak birlikte yaşayabilecek bilinç ve olgunluktadır.

Hangi düşünceye sahip olursa olsun ülkemizde yaşayan herkesi temsil eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öğrenciler arasındaki bu kadar basit bir tartışmayı bile günlerce siyasi malzeme yapması toplumsal kamplaşmayı, ayrışmayı derinleştirmekte, ülkemize, insanımıza zarar vermektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olaya doğrudan müdahale etmesi hele ki "sizi üniversitede okutmayacağım ve atacağım" demesi doğru değildir. Bu kadar sert ve düşmanca bir tavır içine girmek, terörist yaftası yapıştırıp eğitim haklarını ellerinden almak, koca bir devleti üç beş gencin üstüne sürmek doğru değildir."

"Gençlerimiz bu ülkenin evlatlarıdır, yaptıklarında hatalı unsurlar olduğuna değerlendirilse dahi, bunun değerlendirmesi yasal ölçüler çerçevesinde üniversite yönetimlerince yapılmalıdır" diyen Av. Küçük, "Ancak Cumhurbaşkanının hedef almakla, tehdit savurmakla da kalmaması ertesi gün öğrencileri evlerinden yurtlarından gözaltına aldırması çağdaş demokrasilerde asla yaşanabilecek bir durum değildir. Bununla da kalmayıp gençlerin üniversitede okumayı hak etmediklerini söyleyerek hepsinin hayatlarını söndüreceğini söylemesi bir Cumhurbaşkanının tarzı ve yaklaşımı olmamalıdır. Bu tavır ve söylemler, otoriter-totaliter yönetimlerde, tek adam yönetimi ve parti devleti bakışının tezahürüdür" dedi.

"KABUL EDİLEMEZ"

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, "Ülkemizin çocuklarına yönelik bu hukuk ve demokrasi dışı tavır kabul edilemez. Ülkemizin Cumhurbaşkanı ülkenin kendi evlatlarına bu kadar korkunç düşmanlığı nereden ve nasıl edindi anlamakta güçlük çekmekteyiz." diye konuştu.

Baro Başkanı Av. Küçük, açıklamasını şöyle tamamladı; "Cumhurbaşkanı ve devleti temsil edenler Boğaziçi'nde öğrencilerle uğraşacağına ve onları hedef göstereceğine; akademisyenlere cüppe yerine sarık öneren, erkeklerin karısını dövmeleri mübah diyen, demokrasi, sosyal demokrasi gibi düzenleri savunan mürteddir, cezası ölümdür gibi çağdışı zihniyeti savunan Artuklu Üniversitesi Rektörü Ahmet Ağırakça hakkında yasal işlem yapmalıdır."