Ceyhan depreminin üzerinden tam 14 yıl geçti. 27 Haziran 1998 tarihinde meydana gelen Adana-Ceyhan depreminde yaşanan büyük acının unutulmamasını isteyen 3 Oda ve Ceyhan Belediye Başkanı “Depremi unutmayalım, unutulmasına izin vermeyelim” çağrısında bulundu.
TMMOB’ne bağlı İMO Başkanı Abdullah Bakır, JMO Şube Başkanı Mehmet Tatar, JFMO Adana Şube Başkanı Melih Baki ile Ceyhan Belediye Başkanı Hüzeyin Sözlü Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde ortak bir açıklama yaptı. Açıklamayı İMO Başkanı Abdullah Bakır okudu ve “Amacımız, başta Ceyhan olmak üzere bölgemizin yaşadığı büyük acının unutulmamasına, depreme karşı toplumsal bilinç oluşturmaya ve siyasi erki olası depremlere karşı önlem almaya çağırmaktayız.” dedi.
Ülkemizin aktif deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu, topraklarımızın yüzde 96’sının farklı oranlarda deprem tehlikesi altında, nüfusumuzun ise yüzde 98’inin deprem kuşağı üzerindeki bölgelerde yaşadığına dikkat çeken İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır şöyle konuştu:
“Barajlarımızın yüzde 95’i ve enerji santrallerinin yaklaşık yüzde 50’si deprem bölgeleri içinde yer almaktadır. Ülkemizde,1903 yılından bugüne 26 büyük deprem meydana gelmiş ve resmi rakamlara göre bu depremlerde 100 bine yakın insanımız ölmüştür.

DOĞA OLAYI AFETE DÖNÜŞÜYOR
Ceyhan depreminde ise 145 insanımız hayatını kaybetmiş, Bin 517 vatandaşımız yaralanmış, 48 bini az hasarlı, 19 bini orta ve 9 bini ağır hasarlı olmak üzere yıkılanlar da dâhil, 76 bin konut ve işyeri depremden etkilenmiştir. Bir doğa olayı olan deprem ne yazık ki ülkemizde doğal afete dönüşmekte ve telafi mümkün olmayan sonuçlara yol açmaktadır.
Bu gerçeklik yapı üretim sürecine dikkat çekmiş, yapı üretim sürecinin unsurlarını tartışma gündemine taşımıştır.
Depremler Türkiye’de bilinen ancak bilinmezden gelinen bazı sorunları gün yüzüne çıkartmış, aynı zamanda da inşaat mühendisliği mesleğinin önemini görünür hale getirmiştir.
Bugünkü olumsuz tablonun oluşmasında mevcut yapı stokumuzun önemli olduğu bilinmelidir. TÜİK verilerine göre ülkemizdeki konutların yüzde 40’ı kaçak ya da ruhsatsızdır; yapı kullanma izin belgesi baz alınırsa bu oran yüzde 67’e çıkmaktadır.

KONUTLARIN YÜZDE 40’I OTURULAMAZ DURUMDA
19 milyon civarında olduğu tahmin edilen bina stokunun yüzde 10’unun yenilenmesi, yüzde 30’unun onarılması gerekmektedir ki, bu, konutların yüzde 40’ı oturulamaz durumdadır.”
Bakır, nitelikli yapı üretim sürecinin önemli ayağını mühendisler ve onların mesleki-merkezi örgütlerinin oluşturduğuna da dikkat çekerek, meslek odalarını işlevsizleştirme, güçsüzleştirme girişimlerinin asıl olarak, nitelikli yapı üretimini zaafa uğratacağı, mesleki denetim uygulamalarının aksamasına yol açacağı uyarısında bulundu. Bakır, “Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de, bu durumun yol açacağı olumsuz sonucun vebalinin ağır olacağını bilmek gerekmektedir.” dedi.
Adana’daki okullara ilişkin TMMOB’ne bağlı odalarımızın hazırladığı raporun çocuklarımızı bekleyen tehlikeyi su üstüne çıkardığına dikkat çeken İMA Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, şöyle konuştu:

300 OKUL KAYGILARIMIZI ARTIRIYOR
“Raporumuza göre; Adana ili genelinde toplam okul sayısı 962 adettir. Bu okulların yaklaşık 1/3’inde okul idarelerinin ilgili idareye, okul binalarının güvenliğinin test edilmesi doğrultusunda başvurusu bulunmaktadır. Açık ki okul idarelerinin kaygı duymasına neden olan gözlemleri olmuştur. İlgili idare belli bir program dahilinde okulların yapısal güvenliğini kontrol etmektedir ancak eldeki veriler 300 civarında okulun kontrol edilmesi ve gerekli güçlendirme çalışmalarının yapılmasının hayli zaman alacağını göstermektedir. Bu durum ve bu bilinmezlik çocuklarımızın geleceği ve güvenliği noktasında kaygılarımızı arttırmaktadır.

KENTSEL DÖNÜŞÜM RANSALA DÖNÜŞMESİN
Kentsel dönüşüm projelerinin uygulamasının önündeki yasal engelleri ortadan kaldırmayı sağlayacak olan Afet Yasası Meclisten geçti.
Elbette mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, güçlendirilmesini sağlayacak ve bu doğrultuda kamusal kaynakları harekete geçirecek yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak kentsel dönüşüm projelerinin kentsel değerleri ranta dönüştürecek uygulamalara yol açmaması gerektiğini de vurgulamak zorundayız.
Umuyorum ki, ülkemizin karşı karşıya olduğu deprem tehlikesi kentsel dönüşüm projelerinin rantsal dönüşüm projeleri haline dönüşmesini meşrulaştırmasın, siyasi erk, her insanın nitelikli, güvenli barınma hakkı olduğu gerçeğini göz ardı etmesin. Ve en önemlisi de kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde üretilecek yapıların yapı denetim sisteminden muaf tutulmasın. 

DEPREM DOĞAL AFETE DÖNÜŞMESİN
Temenni ediyorum ki, bir doğa olayı olan depremler doğal afete dönüşmesin, depremin yıkıcı sonuçlarıyla bir daha asla karşılaşmayalım, ülkemiz depremin yol açtığı acılarla değil, güvenli yapılar, sağlıklı kentleşme, ihtiyaçları karşılayan yasa ve yönetmelikler ile dünyadaki yerini alsın. Ülkemiz depremlerden gerekli dersleri çıkartsın, hiçbir kurum depremlerin yıldönümünde siyasi erke sorumluluğunu hatırlatmak durumunda kalmasın, binalarda güçlendirilmesi gereken güçlendirilsin, yıkılması gerekenler yıkılsın, kaçak yapılaşma önlensin, öyle bir duyarlılık oluşsun ki hiç kimse mühendislik hizmeti almadan yapı üretimini yapmasın, mesleki etik güvenli yapı üretiminin garantisi olsun.”
Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, İMO Başkanı Abdullah Bakır, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Tatar, Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Melih Baki gazetecilerin depremle ilgili sorularını da yanıtladı. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Salonunda Ceyhan Depremindeki fotoğraflar da sergilendi. Toplantıya, TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Nazım Biçer, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir de katıldı.