TMMOB’ye bağlı Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi ve Peyzaj Mimarları Odası Adana Şubesi adına açıklama yapan Karademir, “Referandum kararının açıklandığı günden bu yana gerek Ziraat Mühendisleri Odası ve Peyzaj Mimarları olarak, gerekse üst birliğimiz TMMOB bünyesinde, halkımızın geleceğini yakından ilgilendiren bu karar ile yakından ilgilendik. Bu anayasa değişikliğinin neler getireceği ve neler götüreceği konusunda halkımızı bilgilendirmek için elimizden geleni yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Ancak başka bir konuya daha halkımızın dikkatini çekmek istiyoruz. Referandumun içeriği kadar önemli bir başka mesele ise referandum sürecinin nasıl yaşandığıdır.”


SİYASAL ERK MEVCUT YASALARI VE ANAYASAYI İHLAL EDİYOR

Hemen hemen her gün, “Evet” ve “Hayır” olarak iki tarafın mücadele ettiği referandum sürecinde siyasal erkin mevcut yasaları ve anayasayı pek çok kez ihlal ettiğini ifade eden Karademir, “Bütün bu hukuksuzlukların yanı sıra, bizler bu halkın Ziraat Mühendisleri ve Peyzaj Mimarları olarak bir noktaya daha dikkat çekmek istiyoruz. Bu referandum sürecinde siyasal iktidarın propaganda faaliyetleri kapsamında çevreye ve doğaya zarar veren bir yaklaşımla hareket etmesini kınıyoruz. Bugünlerde ülkemizin hemen hemen her köşesinde parklarımız, bahçelerimiz, yol kenarlarındaki ve refüjlerdeki ağaçlarımız siyasal iktidarın reklam panolarına çevrilmiştir. Ülke genelinde sayısı milyonları geçen afiş ve pankartlar doğa varlıklarımızın üzerine çivilenmektedir. Bu işlemlerin ağaçlarımıza zarar vermesi, onları hastalık ve zararlılara karşı zayıflatması bir yana, bu anlayış, doğayı bir meta olarak gören kapitalist mantığın bir ürünüdür.”


YILLARDIR DOĞAYI VE ÇEVREYİ TALAN EDEN ANLAYIŞ

Yaşadığımız kentlerde zaten azalmakta olan yeşil alanlarımızı birer reklam panosu gibi görmenin, her bir ağacı, afiş asılabilecek birer direk gibi algılamanın çok tehlikeli bir yaklaşım olduğuna dikkat çeken Karademir, “İşte bu anlayışla 2002 yılından bu yana toplam tarım alanlarımızın %7’si yok olmuştur. Kendisini besleyen, üzerinde var olduğu doğaya bile yaşam hakkı tanımayan bu anlayışın, referandum sürecinde karşısındaki rakibine de yaşam hakkı tanımaması gayet normaldir. Yıllardır doğayı ve çevreyi talan eden bu anlayış, bunca zamandır herhangi bir hukuki sorumluluk üstlenmemiş olabilir. Ancak doğamızı katledenler yüklendikleri tarihsel sorumlulukları için hesap vereceklerdir.”