Adana’nın Akkapı Mahallesi’nde Gezi tutsakları ile dayanışma ve ölümsüzleşenleri anma etkinliği düzenlendi. Etkinlikte, “Bir adamı öldürebilirsin ama onun geride bıraktıklarını asla… Akkapı Halkı” yazılı pankart dikkat çekti.

Etkinlik saat 20.00’de ölümsüzleşenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Akkapı gençlik komitesi adına bir konuşma yapıldı. Konuşmada, Gezi parkı olayları değerlendirilip bu mücadelenin zafere kadar süreceği belirtildi. Konuşmacı, “ Tüm dünyada sömürü sona erene kadar, faşizmi yenene halk iktidarını kurana kadar mücadelemiz bitmeyecek. Onların tankı, TOMA’sı, tüfeği, copu varsa bizlerin Ethem, Ali, Medeni, Abdullah ve Mehmet yoldaşlarımız var.” diyerek sonlandırdı.

Daha sonra söz olaylarda yaşamını yitiren gençlerin ailelerine bırakıldı. Abdullah’ın ağabeyi Zafer Cömert, 45 gündür faillerinin kim olduğu bilindiği halde hiçbir işlemin yapılmadığını belirterek, palalıların tecavüzcülerin dışarıda gezi direnişçilerinin ise içeride olduğunu söyledi.

Hatay’da mezhepsel çatışmalar yaratılmaya çalışıldığını söyleyen Cömert, konuşmasına, “Mısır diye yatıp kalkıyorlar, peki soruyorum 2003’te Irak’ta çocuklar öldürülürken neredeydiniz. Libya müdahale ettiler sözde demokrasi getirecekler,  Suriye’de iki yıla aşkın katliamlar oluyor. Esad ne kadar diktatörse onlar da o kadar diktatördür. Yıllardır aleviler emekçiler fabrikada işçiler bedel ödüyor. Bizler bedel ödedik bedel ödeteceğiz” cümleleri ile son verdi.

Ali İsmail’in ağabeyi ise, “Ali direnişimizin bir parçasıydı, İstanbul ve Ankara’dan sonra en önemli noktalardan biri Antakya oldu. Çünkü iki üç yıldır üzerimizde bir baskı vardı. Bizim birlikteliğimizi dağıtmaya çalışıyorlardı bunun en büyük örneği Reyhanlı katliamıdır. Ali İsmail’e şimdi yeniden yaşama hakkı verilse reddederdi. Ben daha iyi bir dünyayı kurmak için mücadele ettim. Beni yaşatmaya çalışanlar benim gibi mücadele etsinler benim için yeterli derdi.”

Ali İsmail’in ağabeyi hukuksal süreci anlattıktan sonra sözü annesine bıraktı. Annesi, “Alişim tertemiz bir çocuktu, yardımsever, paylaşımcı biriydi. Ali’den çok şey öğrenecektik. Ama ne yazık ki zalimlerin darbesine yenik düştü. Ali İsmail’e el kaldıranlar insan değildir. Mahkemelerine gidip Ali’ye hangi vicdanla el kaldırdınız. Yüzüme bakıp söyleyin demek istiyorum” şeklinde konuştu

Öte yandan, Ethem Sarısülük’ün babası, Ethem’e sahip çıktığı için dava açıldığından ve o davaya katılması gerektiğinden etkinliğe katılamadı. Yalnız Sarısülük ailesi olarak bir mektup gönderildi. Mektubun okunmasından sonra gezi tutsaklarının selamlama mesajları okundu. İtiraz ile serbest bırakılan bir gezi tutsağı da tutuklanma süreçlerini anlattı. Özelliklede aileler konuşurken halkın öfkesi sloganlarla ifadeye büründü. Tekerlekli sandalyeye etkinliğe gelen 80 yaşlarında bir anne etkinlik boyunca gözyaşları ile ailenin acısını paylaştı.

Konuşmaların sonrasında yerel şairlerden Levent Uğur, Nazım Hikmet’in şiirlerinden bir derleme sundu. Ve sahneyi Emeğe Ezgi’ye bıraktı. Adım Deniz marşı dinleyiciler tarafından bilinmemesine rağmen büyük bir coşkuyla karşılandı. Zafer işaretleri ve yumruklar havada iken dinlediler Emeğe Ezgiyi. Son olarak okunan söz veriyoruz marşı da coşkuyu yükselti. Son olarak Antakya’dan gelen Kaldırım müzik topluluğu sahne aldı. Kürtçe, Arapça, Zazaca, Ermenice ağıtlarla Anadolu’nun acılarını dile getirdiler.

GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ