Kentlerdeki sosyo-ekonomik şartlardan, aşırı ve orantısız nüfus dağılımlarından kaynaklanan bilinçsizce ve kontrolsüzce bir genişleme ve buna bağlı olarak yaşanan hızlı çöküş sürecinin en acı örneklerinden biri Van’da yaşanan deprem sırasında ortaya çıktı.  Van Depremi’nin ardından ülke gündemine oturan kentsel dönüşüm çalışmaları ve Samsun’daki sel baskınlarının ardından TOKİ aracılığıyla gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmaları önem kazanırken, TOKİ’nin yaptığı toplu konutlarla ilgili tartışmalar da bitmek bilmiyor.

 

AKSANTAŞ’TA SORUNLAR BİTMEK BİLMEDİ

Dere yataklarına yapılan TOKİ konutları nedeniyle Samsun’da yaşanan sellerde insanlar yaşamını yitirirken, konutların zemin yapısı, güvenliği, mimarisi, konumu gibi birçok konu da zaman zaman gündeme geliyor. TOKİ’nin Adana’da yaptığı konut projelerinden biri de Sinanpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamındaki Aksantaş TOKİ konutları. Zamanında teslim edilmemesi nedeniyle günlerce eylem yapılan, Ankara yollarının aşındırıldığı Aksantaş TOKİ’deki hak sahipleri konutlarını teslim almış olsa da yaşadıkları sorunlar bitmedi. Hak sahipleri konutlarını teslim aldıktan sonra art arda TOKİ aleyhine farklı davalar açarak haklarını ararken, sosyal donatı alanlarının eksikliği, dairelerde kullanılan malzemelerin kalitesizliği,  yönetim sorunları gibi birçok sorun nedeniyle bir çok kişi konutlarını satmayı tercih etti.

 

PROJEYLE İLGİLİ ÇARPICI SAPTAMALAR

Çukurova Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Ana bilim dalı öğretim görevlisi Yard. Doç. Dr. Altay Çolak’ın danışmanlığını yaptığı Fatma Seda Çardak’ın hazırladığı yüksek lisans tezinde Aksantaş TOKİ konutlarıyla ilgili çarpıcı saptamalar yer aldı. Çardak’ın tezinde projenin, uygulandığı bölgenin iklimsel verilerinin, yerel mimari özelliklerinin göz önüne alınmadan hazırlandığı belirtilirken, sözkonusu bölgede konutları kullanacak olan kişilerin altyapısı göz önüne alınarak yüksek yoğunlukta binalar yerine düşük yoğunluklu binaların tercih edilmesi gerektiği ifade edildi. Salon, yatak odası gibi mekanların yanlış cephelere yerleştirilmesinin gereksiz enerji sarfiyatına neden olduğu vurgulanan tezde konut kullanıcılarının sosyal aktiviteleri açısından önem taşıyan çok amaçlı bir alanın da yer almadığı, spor aktivitelerine yönelik alanlar ve bisiklet yolları ile anaokulu ve ilköğretim okulu binasının da projede yer almadığı belirtildi.

 

İMAR AFLARI GECEKONDULAŞMAYI ARTIRDI

Çardak’ın “Kentsel Dönüşüm Bağlamında TOKİ Konutlarının İncelenmesi: Yüreğir Sinanpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi Ve Aksantaş TOKİ Örneği” başlıklı yüksek lisans tezinde göç olgusunun sebep olduğu nüfus artışına bağlı olarak konut ihtiyacının çarpık yapılaşmayı beraberinde getirdiği ve Türkiye’de sık sık ilan edilen imar aflarının gecekondulaşmayı arttırdığı, bu durumun kaçak yapılaşmayı da beraberinde getirdiği kaydedildi.

Bu karmaşık yapılaşmanın tüm kenti etkilediğine dikkat çekilen tezde Sinanpaşa Mahallesi’nin de göç alan, düşük gelir ve eğitim seviyesine sahip olan vatandaşların yaşadığı, az katlı yapıların bulunduğu bölge olduğu vurgulandı.

 

İNŞAATA 2006’DA BAŞLANDI

Sinanpaşa Mahallesi’nde uygulanan Aksantaş TOKİ projesinin Kamu İhale Kanunu çerçevesinde, açık ihale Anahtar Teslimi Götürü Bedel Usulü ile 24.10.2005 tarihinde ihalesinin yapıldığı ve işin süresi toplam 360 takvim günü olarak belirtildiği, araştırma alanında altyapı, yerleşim ve mimari projelerin uygulamalarına 03.01.2006 tarihinde başlandığı aktarıldı.

 

ÜÇ TİPTE 888 KONUT YAPILDI

Ayrıca proje kapsamında DG Tipi 14 adet 10 katlı, FG Tipi 22 adet 7 katlı ve Y Tipi 15 adet 10 katlı olmak üzere toplam 51 bloktan oluşan 888 adet konutun ( 308 adet konut alt gelir grubuna yönelik ) bulunduğu, her katı 2 daireden oluşan 40 adet bloğun güney-kuzey cepheli,  11 adet bloğun ise güneydoğu-kuzeybatı cepheli olarak konumlandırıldığı saptaması yapıldı.

 

20 BİN METREKARELİK OTURUM ALANI

Toplamda 116 bin metrekare alan üzerine planlanmış olan alanda bin 968 metrekaresi ticaret merkezi, bin 971 metrekaresi lise binası ve 738 metrekaresi de cami olmak üzere tüm binaların oturum alanının 20 bin metrekare olduğu vurgulanan makalede toplam yeşil alanın yaklaşık 72 bin 500 metrekare olduğu, toplam taşıt yolu, yaya yolu ve otopark alanı da yaklaşık 23 bin 500 metrekare olarak tespit edildiği kaydedildi.

 

DÜŞÜK YOĞUNLUKLU BİNALAR TERCİH EDİLMELİYDİ

Çardak, çalışmasının sonucunda elde edilen sonuçları da aktardığı tezinde “Mimari projelerinin tip projeler olarak hazırlandığı ve uygulandığı bölgenin iklimsel verilerinin, yerel mimari özelliklerinin göz önüne alınmayarak hazırlandığı görülmüştür. Projelendirmeler tip projeler yerine, uygulanacak şehrin iklimsel ve yerel mimarisi göz önüne alınarak yapılırsa ortaya çok daha kullanışlı yapılar çıkacaktır. TOKİ uygulamasının az katlı gece kondu bölgesinde uygulandığı ve bu bölgede yoğunluk artırımına giderek bölgenin çok katlı yapılaştırıldığı görülmüştür Düşük yoğunlukta, insan ölçeğinde uygulanacak olan projelerin, kullanıcıların altyapısı da göz önüne alındığında tercih edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verdi.

 

KONUMU ÇALIŞAN KESİM İÇİN AVANTAJ SAĞLIYOR

Proje alanının gelişmekte olan, yeni ve büyük birçok projeye yakın bir mesafede yer aldığı, ulaşım imkanlarının geniş olduğu, Yüreğir Otogarı’nın proje alanına 1,5 km mesafede yer aldığı ve Yüreğir Belediyesi ile bitişik parsellerde yer alan konutların; hastane, 5 yıldızlı oteller, Optimum Alışveriş Merkezi’ne çok yakın mesafelerde yer aldığı vurgulanan tezde, “Bunun yanında ‘Eski Adana’ olarak nitelendirilen şehir merkezine de yaklaşık 4-5 km uzaklıktadır. Konumun elverişliliği, ulaşım araçlarının fazlalığı özellikle çalışan kesimin açısından avantajlı bir durum sağlamaktadır” denildi.

 

İKLİM İÇİN KULLANIMA ELVERİŞSİZ MEKANLAR

DG, FG, Y Tipi olmak üzere 3 farklı tip projeden oluşan Aksantaş TOKİ Konutlarının oluşturulan grafikler sonucunda planlama açısından da incelendiği aktarılan tezde, “Planlamada Adana iklimi için elverişli olmayan kuzey, doğu cephelerine salon, yatak odaları gibi mekanların yerleştirildiği ve bu alanlarda güney, batı cepheleriyle neredeyse eşit oranda pencere ve balkonların yerleştirildiği görülmüştür. Bu da ısıtma ve soğutmada gereksiz enerji sarfiyatına sebep olmaktadır. Banyo, wc, koridor, antre gibi alanların ışık almadığı görülmüştür. Bunun sonucunda gereksiz elektrik sarfiyatı ve havalandırma boşluğu yapımına neden olmuştur .Projelerde sağır cepheler yerine pencereler açılması gereksiz elektrik sarfiyatına ve hava boşluğu yapımına engel olacaktır. Projelerde balkonlar küçük ve kalıp sistemine bağlı olarak yapılmıştır. Oysa yapılan araştırmalar sonucunda Adana gibi sıcak bölgelerde balkon kullanıcıların tercih ettiği yaşama alanlarının başında gelmektedir. Bu nedenle ortaya Adana iklimi için kullanıma elverişsiz mekanlar ortaya çıkmıştır” denildi.

 

KALORİFER AVANTAJI

Son yıllarda Adana’ da yapılan konutların birçoğunda yer almayan kaloriferli merkezi ısıtma sisteminin TOKİ konutlarında yer aldığına dikkat çekilen tezde bu durumun kullanıcılar için ekonomik yönden ve sağlık yönünden avantaj sağladığı belirtildi.

 

SOSYAL DONATI ALANLARI EKSİK

Fatma Seda Çardak’ın proje alanı içerisinde kapalı otoparkın bulunmadığı vurgulanan tezinde şu ifadelere yer verildi:“Her konutun önünde kendine ait açık otoparkı mevcut olmakla birlikte; özellikle güneş ve yağmurdan koruyucu gölge elemanları da bulunmamaktadır. Proje alanı içerisinde lise, çocuk parkı, ticaret alanı, cami gibi konutlarda yaşayan kullanıcılara yönelik yapıların olması kullanıcılar açısından faydalı olmuştur. Ancak anaokulu ve ilköğretim binası proje alanı içinde bulunmamaktadır . Çöp kutusu, sokak lambaları, banklar ve pergolalı oturma alanları kullanıma elverişli mekanlar oluşturmuştur. Ancak alan içerisinde açık ya da kapalı çok amaçlı bir alan oluşturulmamıştır. Çok amaçlı bir alanın uygulanması konut kullanıcılarının sosyal faaliyetleri açısından önem teşkil etmektedir. Spor aktivitelerine (basketbol, voleybol, futbol, tenis vs) yönelik alanlar ve bisiklet yolları bulunmamaktadır. Kullanıcıları teşvik ve özellikle çocuk- genç kullanıcıların boş zamanlarının faydalı değerlendirilmesi açısından spor alanları önem taşımaktadır.” 

VURAL KÖSE / GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ