Kozan 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonundaki yer sıkıntısı nedeniyle Kozan Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda görülen duruşmaya, tutuklu yurt müdürü Cuma Ali Genç, yurdun bağlı olduğu Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur'un tutuklulukta geçirdikleri süre dikkate alınarak adli kontrol tedbiri ve yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar verildi, aileler "devlet ve adalet yok" diyerek karara tepki gösterdiler.

ALADAĞ YURT YANGINI DAVASINDA TUTUKLU SANIK KALMADI

Hayatını kaybeden çocukların aileleri hiç kimsenin serbest bırakılmamasını istediklerini, çocuklarının sorumlusu kimse cezalandırılmasını istediklerini söylediler.

2'si tutuklu 13 kişinin 2 ila 15'er yıl hapis cezası ile yargılandığı davaya Baromuzu temsilen Çocuk Hakları Komisyonu Koordinatörü Av. Nevzat Elçi,  İzmir Barosu'ndan Av. Bedriye Kurtuluş Türk ve İstanbul Barosu'ndan Av. Ayşe Nur Demirkale ile hayatını kaybeden çocukların yakınları katıldı. Mahkeme heyetinin celb ettiği yeni bilirkişi raporu mahkeme dosyasına eklendi.

SAVCI TAHLİYE İSTEDİ

Duruşmalara verilen 3 aylık aradan sonra adli tatil sonrası mahkeme başkanı ve savcının değiştiği görüldü. Yeni gelen raporda tutuklu bulunan Yurt Müdürü Cuma Ali Genç ve dernek başkanı İsmail Uğur'un da tali kusurlu görüldüğü belirtildi.

Mahkeme heyeti, işbu dosyayı Aladağ eski Kaymakamı Ahmet Ziya Filizer'in denetimlerde ilçe milli eğitimi ikaz etmediği gerekçesiyle görevi kötüye kullanmaktan yargılandığı Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi dosyası ile birleştirilmesine karar verdi.

Çelişkili raporu eleştiren sanık avukatları asli kusurlu ve tali kusurlu tespit edilmeden bu raporun kabul edilemeyeceğini belirterek, Adana'ya gönderilmek istenen dava ile ilgili tahliye kararını Kozan'ın vermesinin doğru olmadığını dile getirdi.

AV. ELÇİ; "BİLİRKİŞİ RAPORU ÇELİŞKİLİ"

Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Koordinatörü Av. Nevzat Elçi, 11 kız çocuğunun ve bir görevlinin hayatını kaybettiği hassas bir dava ile ilgili gelen raporlarda asli kusurludan bahsetmeden sanıklar hakkında tali kusurlu tespiti yapılmasının inanılmaz ve kabul edilemez olduğunu belirterek, " Soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, aralarında dönemin ilçe milli eğitim müdürünün de bulunduğu tutuksuz 7 sanığın dosyası da bu davayla birleştirilmişti.

Gelen bilirkişi raporu mahkemece tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporu doğrultusunda tutuklu olan iki sanık da tahliye edilmiştir. Bilirkişi raporları kendi içerisinde çelişkilerle doludur.  Bu çelişkili raporlar, dosyanın kusur oranları konusunda daha da karmaşık hale gelmesine sebep olmuştur. Bu raporlardaki çelişkiler giderilmeden verilmiş olan  tahliye kararları ailelerin yüreklerini bir kez daha yakmıştır. Böyle bir rapor ne hukuka ne de vicdana sığar. Mahkemenin buna ortak olmaması gerekirdi." dedi.