CHP Adana Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, Zülfikar İnönü Tümer, İbrahim Özdiş, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Bektaş, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldığı anma töreninde kurumlar adına basın açıklamasını okuyan Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, 10 Ekim Ankara katliamının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen faillerin bulunamamasına tepki gösterdi. 10’u asker 18 şehit verilen Şemdinli’deki hain saldırıyı düzenleyenlere lanet yağdırdı.
Doç. Dr. Ökten, “Öfkemiz cenazelerimizle beraber gömülmüyor; acımız yaralılarımızın iyileşmesiyle azalmıyor; isyanımız zamanla sönüp gitmiyor! Çünkü emeğin, barışın ve demokrasinin düşmanları henüz hesap vermedi. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak ülkemizin içine sürüklendiği kaotik, antidemokratik, antilaik, baskıcı ve militarist ortama dur demek için 1 yıl önce ülkemizin başkentinde gür bir barış sesi haykırmak istedik.
Bizler emek meslek örgütleri olarak, ülkemizdeki savaş iklimini ve ortamını dağıtmak, kendi var oluş ortamımızı korumak, emeğin haklarıyla barış, kardeşlik ve özgürlük içinde yaşamak için bir miting çağrısı yaptık.
Yangın yerine dönen ülkemizi dıştan seyretmemiz beklenemezdi elbette. Bir sorumluluk üstlendik.

Ankara’da gür bir barış sesi çıkacak iken bu iradeye bomba konularak büyük bir katliam yapıldı.
10 Ekim 2015’te Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamı başkent Ankara’da gerçekleştirildi. Bu bizim yaşadığımız ilk katliam değildi. Sizler bizleri daha öncede bir çok katletmiştiniz. Dersimde katletmiştiniz, Sivas’ta katletmiştiniz, Çorumda, Kahramanmaraş’ta katletmiştiniz, Diyarbakır’da, Suruç’ta, İstanbul’da katletmiştiniz. Bizler barışa, kardeşliğe, özgürlüğe doyamamışken, sizler de kana doyamadınız. Bu ülkede her iktidar tarihini barışla, emekle, demokrasi ile yazacağına, kanla yazdı, anaların gözyaşlarıyla yazdı, Bombalarla, yazdı.  Gözaltılarla yazdı. İşkencelerle yazdı. Kayıplarla yazdı.   İnsan hakları ihlalleri ile yazdı.
Dört emek ve meslek örgütünün çağrısıyla düzenlenen Emek-Barış-Demokrasi mitingine yönelik bombalı saldırı sonucunda çok sayıda arkadaşımızı, kardeşimizi, eşimizi, kızımızı, oğlumuzu. canımızı, dostumuzu ve sevdiklerimizi yitirdik.
Saldırganların hedefi oldukça açık: Hedef emekti. Hedef barıştı. Hedef kardeşlikti. Hedef demokrasiydi!
Ankara’da yaşanan saldırı, emekçilerin barış, demokrasi ve özgürlük taleplerini hedef almıştır. Kendi siyasi ikballeri için yıllardır şiddet ve nefret dilini kullananlar, bugün Türkiye’nin katliamlar tarihine bir çok katliam daha eklenmesine neden olmuştur.
105 kardeşimizi, arkadaşımızı, yoldaşımızı böylesine gaddar bir ortamda kaybettik. Yüzlercesinin taburcu olduğu haberini ise büyük bir umutla bekledik. Belirtmek isteriz ki, bu vahim olayın ilk anından itibaren, toplumun farklı kesimlerince eşine pek az rastlanır bir dayanışma örneği sergilendi. İşte bu dayanışma hepimizi ayakta tuttu, acılarımızı hafifletti, yaralarımızı sarmaya yardımcı oldu ve yarınlara dair umudumuz oldu…
Geride bıraktığımız bu günlerin her saniyesini, her dakikasını, her gününü yasımızla, isyanımızla, öfkemizle ve yaşamını yitiren yoldaşlarımızı anarak geçirdik. Yoldaşlarımızın miraslarına, emek, demokrasi ve barış mücadelelerine layık olmak için birbirimize sarıldık. Dayanışma bir nebze olsun acılarımızı hafifletti, kararlılığımızı biledi, geleceğe dair umudumuzu büyüttü.
Biz bıkmadan, usanmadan tüm ülkeye gerçekleri anlatacağız! Başbakan’ın aslında “yakalamama” konusunda doğru söylediğini, Ankara katliamındaki bombacıların da isimlerinin tespit edilmesine rağmen yakalanmadığını anlatacağız. Gazetelerin haberlerinde ve siyasi partilerin raporlarında dahi ismi geçen kişilerin MİT ve Ankara Emniyet Müdürlüğü de dahil birçok devlet kurumuna çok yakın bir mesafede bu korkunç katliamı gerçekleştirdiklerini herkes bilecek! Reyhanlı, Roboski, Diyarbakır, Suruç, İstanbul katliamları, Hırant Dink, Tahir Elçi’nin öldürülmeleri gibi bir çok katliamın, faili belli cinayetlerin   örtbas edildiği için bu katliamın yaşandığını her yerde anlatmaya devam edeceğiz. Ankara Katliamı’nda adı geçenlerin Suruç Katliamı ile bağlantılarını hatırlatıp, Suruç ile ilgili Meclis araştırmasını reddedenleri her platformda teşhir etmeye devam edeceğiz.
10 Ekim katliamının üzerinin örtülmesine, Ankara’nın kirli, karanlık dehlizlerine hapsedilmesine izin vermeyeceğiz. Bu katliamın göz göre yapılmasına gözyuman güvenlik ve kamu görevlileri hakkında herhangi bir işlem yapmayanları bu katliamın ortağı ilan ediyoruz. Bedeli  ne olursa olsun, emek, barış ve demokrasi mücadelemizden geri adım atmayacağız.
Buradan bir kez daha tüm halkımıza sesleniyoruz! Bu iktidar bu ülkeye sadece savaş, ölüm, baskı, zulüm vaat ediyor! Bu gidişe dur demek sizlerin elindedir!
Bizler emek ve meslek örgütleri olarak, tüm dost kurumlarla beraber arkadaşlarımızın anısını ve mücadelesini yaşatmak için her zaman bir arada olacağız, her zaman omuz omuza olacağız!”

YASTAYIZ, İSYANDAYIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!
“10 Ekim günü, Ankara’nın orta yerinde, yakın tarihimizin en acı, en vahşi katliamlarından birisine tanık olduk. “Artık kimse ölmesin” diye ülkenin dört bir yanından Ankara’ya barış umudu taşıyan arkadaşlarımızı, dostlarımızı, barış savunucularını kaybettik.
Acımız büyük, yaralarımız derindir!
Katiller ve arkasındaki güçler bulunana kadar bize rahat yok!
Katliamın sorumluları hesap verene kadar susmayacağız, yılmayacağız ve asla affetmeyeceğiz!
Devlette yapılanmış tüm cemaatlara, tarikatlara hayır diyoruz.

Dinci terör örgütlerini lanetliyoruz.
Sorumluları bulmayan sorumluların bulunmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz.
Emek, Barış, Kardeşlik ve Demokrasi için mücadeleye devam!” diyoruz.
Her ayın 10’unda kaybettiğimiz yoldaşlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, çocuklarımız için bugün de “Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi!” diyoruz.