Aralarında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın da bulunduğu 5 meslektaşının 'hukuksuzluğa dikkat çekmek' için başlattıkları açlık grevi hakkında düşüncelerini paylaştı.  Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Cezaevlerinde mesleki faaliyetlerinden ötürü tutuklu meslektaşları olduğunu hatırlatarak, “Meslektaşlarımız Av. Selçuk Kozağaçlı, Av. Aycan Çiçek, Av. Aytaç Ünsal, Av. Behiç Aşçı ve Av. Engin Gökoğlu, bugün itibariyle cezaevinde açlık grevinde 29. günü geride bıraktılar. Biz her zaman ölümün karşısında yaşamı kutsadık. Devletin, siyasi iktidarın da tutuklu meslektaşlarımızın seslerini duyması ve onların durumlarına daha etkin bir şekilde eğilmesi gereklidir. Meslektaşlarımız, adalet için özgürlüklerini ve nihayetinde bedenlerini ortaya koymuşlarken, TBB, Barolar, STK’lar ve tüm toplum katmanları bu durumu tepki göstermesi ve tavır alması gereklidir. Örgütlülüğün vazgeçilmezliği burada kendisini göstermelidir. Adalet Bakanlığı ve devlet meslektaşlarımız ciddi sağlık sorunları yaşamadan konuya adil ve hukuki çözüm bulmalıdır. Hukukçunun bile yargıdan umudunu kesip bedeniyle direndiği zamandan geçmekteyiz.”

“VAN’DA ÇOCUKLARA İŞKENCE HAKKINDA ETKİLİ SORUŞTURMA YAPILMASINI İSTİYORUZ”

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Van'da gözaltına alınan üç çocuk hakkındaki işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin düşüncelerini şöyle ifade etti;

"15 Şubat 2019 tarihinde, Van’da gözaltına alınan O.D. Ş.Y, ve Ö.S isimli çocukların ters kelepçelenerek darp edildikleri, ağır hakarete ve insan onuruyla bağdaşmayan işkencelere maruz kaldıklarına ilişkin imzalı beyanları ile meslektaşlarımız tarafından yapılan gözlemlerle tutanak altına alınmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 19.02.2019 tarihinde Van Barosu ve konuyu takip eden meslektaşlarımız hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Avukatlık Kanunu, Türkiye Barolar Birliği ve barolara “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” görevini vermiştir. Bu çerçevede Van Barosu’nun böyle vahim iddia karşısında Van Cumhuriyet Başsavcılığına başvurması, kendilerine Avukatlık Kanunu ile verilmiş bir görevin yerine getirilmesidir. Beklentimiz, Van Cumhuriyet Başsavcılığının işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin etkin bir soruşturma yürütmesi ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Van Barosu ve meslektaşlarımız hakkında yaptığı suç duyurusunu geri çekmesidir. Böylece hukukun gereği yerine getirilmiş olacaktır.”

Üniversite öğrencisi Merve Demirel’in polisin cinsel tacizine uğramasına da dikkat çeken Baro Başkanı Av. Veli KÜÇÜK, “İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU’nın “Babası FETÖ’den ihraç, kardeşi DHKP-C’li, bir proje kadın üzerinden polis teşkilatımızın ezilmesine müsaade etmiyoruz.” açıklamasını hatırlattı. Biz de edilmesini istemiyoruz. Ancak, hiçbir kadın böyle bir muameleye, suç unsuru taşıyan davranışa maruz kalmamalı. Bunu yapan kişi de hangi saikle bu işi yapmışsa, saikiyle doğru orantılı olarak cezasını almalıdır. Yapılan hukuksuzluklara sahip çıkılmamalıdır.” diye konuştu. Baro Başkanı Av. Küçük, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler yaklaşırken listelerde kadın adayların, gençlerin ve engelli yurttaşların olmamasını eleştirerek “ Katılımcı demokrasi diyorsak toplumun tüm katmanlarının temsil oranı sağlanmalıydı” dedi.

Baro Başkanı Av. Veli Küçük,  MEB’in ardından YÖK’ün de “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi”ni sonlandırmasına ve YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan “Türkiye’nin değerleriyle mütenasip değil” sözlerini ise şöyle değerlendirdi,

“Bu proje kadınlarımızın iş ve sosyal yaşamda daha fazla yer almasını sağlayacaktı. Ülkemizin yarı nüfusuna sahip kadınlarımız böylelikle bir kez daha ötelenmiş ve bir kenara bırakılmıştır.Büyük Önderimiz Atatürk’ün “Benim manevi mirasım; akıl ve bilimdir” sözünü hatırlatırım. 21. Yüzyılda ve aradan 96 yıl geçmişken biz hala modern çağdaş değerleri profesör düzeyinde sağlıklı anlatamıyorsak güzel ülkemizde sıkıntılar var demektir.” ifadelerini kullandı.