Yapılan açıklamaya HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Veteriner Hekimler Odası Adana Şubesi Başkanı Nihat Köse, siyasi partilerin il başkanları, meslek odalarının başkan ve temsilcileri ile çok sayıda avukat katıldı.  79 baro ile eşzamanlı yapılan basın açıklamasını Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Av. Sinem Tanrısınatapan Keskin okudu.

Av. Keskin; “Meslektaşımız Müzeyyen Boylu'nun öldürülmesi, kadın cinayetidir. Eğitimli kişiler arasında yaşanan bir boşanma davasının bile kadın cinayetiyle sonuçlanması; ülkemizde kadın şiddetinin geldiği durumun vahim ve ürkütücü bir tablosudur. Bu cinayet bize kadına karşı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, ayrımcılığın geldiği noktayı acı bir şekilde göstermektedir. Konu 'kadın' olduğunda sosyal, ekonomik ve eğitim farkının olmadığını görmek son derece rahatsız edici bir durumdur. Sistemin kadını korumadığı, önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkisiz olduğu bir gerçektir" dedi.

Av. Keskin, "Meslektaşımız Müzeyyen Boylu'nun öldürülmesini kınıyor, ailesine; başta Diyarbakır Barosu olmak üzere tüm meslektaşlarımıza başsağlığı diliyor, davanın takipçisi olacağımızı beyan ediyoruz" ifadesini kullandı.

Baro Başkanı Av. Veli Küçük de açıklama sonrasında söz aldı, elim olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Kadına yönelik şiddetle ilgili istatistiki veriler aktardı ve bu kara tablonun adım adım geldiğini ifade etti.

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, 47 yaşında katledilen meslektaşının babasız, annesinin tek çocuğu olarak büyüyerek, çok başarılı bir hayat öyküsüne imza attığını belirtti. Av. Veli Küçük;  “Yüreklerimiz acıyor. Bu bakış açısının ceza yasalarındaki müeyyidelerin ağırlaştırılarak, sudan sebeplerle “hakaret etti”, “erkekliğime laf etti”, “namusuma söz etti” gibi neredeyse bütün mahkemelerin indirim nedeni olarak uygulamaması, mahkemelerin bu katliamlara hak ettiği cezaları vermesi gerekmektedir. Bu katliamlara karşı bu farkındalığı daha üst düzeyde ortaya koymak hepimizin sorumluluğudur. Umuyorum ki bu son olur.” dedi.

BASIN AÇIKLAMASI

‘KRAL ÇIPLAKTIR’

Meslektaşımız Av. Müzeyyen Boylu’ nun öldürülmesi ‘Erkek Şiddeti’dir “Kadın Cinayeti’ dir.  Kadına karşı şiddetin önlenmesi için her zaman fedakârca çalışan kadın Avukatlar olarak; bu kez kadın cinayeti nedeniyle bir meslektaşımızı yitirmenin çok büyük üzüntüsü içindeyiz.

Eğitimli kişiler arasında yaşanan bir boşanma davasının bile kadın cinayetiyle sonuçlanması; ülkemizde erkek şiddetinin geldiği durum açısından vahim ve ürkütücüdür. Bu cinayet bize kadına karşı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, ayrımcılığın geldiği noktayı acı bir şekilde göstermektedir. Konu erkek şiddeti olduğunda sosyal, ekonomik ve eğitim farkının olmadığını görüyoruz. Bu cinayet bize “kral çıplaktır” demektedir. Son yıllarda kadınlara yönelik erkek şiddetinin ve kadın cinayetlerinin artması, sistemde birçok yanlışın olduğunu, kadını korumadığını, önleyici ve koruyucu tedbirlerin etkisiz olduğunu, yetkililerin şiddetle mücadelede başarı gösteremediğini her gün bize ispat etmektedir.

Kadın şiddetini artıran nedenler boşanma davalarının açılması veya nafaka talepleri değildir. Kadına karşı şiddeti artıran nedenlerin başında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmaması ve kadını özgür bir birey olarak değerlendirmeyip onu aile içerisinde sadece bir eş, bir anne, bir kardeş rolü ile sınırlı olarak gören ve göstermeye çalışan zihniyet gelmektedir. Mevki ve makamına bakılmaksızın ayrımcılığı körükleyen beyan ve açıklamalara taviz vermemek bu mücadelenin önemli bir parçasıdır.

Erkek şiddeti örgütlü politik bir suçtur ve kadın cinayetleri artık bir cins kıyımı haline gelmiştir. Eğitimdeki, siyasetteki, sosyal yaşamdaki, ekonomideki, eril zihniyetten, baskıdan, önyargılardan beslenen bu örgütlü suçla tıpkı diğer örgütlerle mücadele edildiği gibi devletin tüm organları, kurumları ve ülkenin tümüyle taviz vermeden seferberlik halinde mücadele edilmeli, erkek şiddeti ortadan kalkıncaya kadar diğer tüm konular rafa kalkmalıdır. Aksi takdirde ‘bu son olsun’ sözünün son olmayacağını biliyoruz.

Meslektaşımız Av. Müzeyyen Boylu’ nun öldürülmesini kınıyor, ailesine; başta Diyarbakır Barosu olmak üzere tüm meslektaşlarımıza başsağlığı diliyor, davanın takipçisi olacağımızı beyan ediyoruz.

Adana Barosu Kadın hakları merkezi ve Türkiye Barolar Birliği Kadın hukuk komisyonu olarak dün olduğu gibi bugün de kadının insan haklarının sağlanması için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.