Olay 29 Kasım 2016 tarihinde saat 19:30 civarında Adana'nın Aladağ İlçesinde Ortaöğretim öğrencilerinin bulunduğu çoğunluğu ahşap olan ve tahminen 200 kişinin olduğu kriz öğrenci yurdunda meydana gelmişti.

Baro Başkanı Av. Küçük, "Olayın ardından Adli Tıp Kurumuna 9 çocuğun üst üste konulmuş olan kömürleşmiş ceset torbalarında getirilmesi gözümün önünden hiç gitmiyor. Unutmamız da mümkün değildir. Yüreğimiz hala yanmaktadır. Tüm sorumlular hak ettikleri en ağır cezayı akmadıkça yüreklerin yangını sönmeyecek.” dedi.

"DAVANIN TAKİPÇİSİYİZ"

Av. Küçük, yaptığı Aladağ yurt yangın faciasının yaşandığı olayın yıldönümünde yaptığı yazılı açıklamada, "Aladağ’daki 'Süleymancılara' ait   binanın kullanma iznini veren belediye yetkilileri, yurt olarak kullanılmasına izin veren milli eğitim müdürlüğü yetkililerini, yurt yetkililerini ve yurdu işleten dernek yetkilileri ile olaya ilk müdahale için gelen ve itfaiye aracında yangın merdiveni bulunmadığı iddiaları nedeniyle itfaiye yetkilileri de dahil olmak üzere ihmali ve kusuru bulunan kişi ve kurumlar hakkında yasal işlem yapılması hususunun takipçisiyiz. ” dedi.
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, olayın yıldönümünde yaptığı yazılı açıklamada, Aladağ kız yurdu yangın  faciasının tekrar yaşanmaması için yoksulluğun istismarına karşı mücadele edeceklerini, fırsat eşitliğinin sağlanmadı İçin eğitim ve barınmanın en temel hak olduğunu savunmaya devam edeceklerini ifade etti.
İddianame düzenlendiğinden itibaren Adana Barosu olarak iddianamedeki suç vasfının yanlış tespit edildiğini söylediklerini vurgulayan Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, dosyanın vasıf ve mahiyeti dikkate alındığında "bilinçle taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme" suçunun oluştuğunun sabit olduğunu belirterek, "Biz değerlendirmenin bu çerçevede yapılmasını talep ettik. Ayrıca yaşamını yitiren çocuklarımızın ailelerine bir banka aracılığıyla 15'er bin lira ödeme gönderildiği görülmüştür. Bu ödemenin kimler tarafından yapıldığının tespit edilmesini, işlem yapılmasını ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etmiştik." diye konuştu.

Av. Küçük, şöyle devam etti:

"Devletin güvenli ve sağlıklı koşullarda öğrencilerin eğitim almasını, barınmasını sağlamak ve barınma yerleri olan yurtları denetlemek, bu barınma yerlerinin standartlarını belirleyerek buraların standartlara uygun olup olmadığını denetlemek açısından ifa-edim yükümlülüğü bulunmaktadır. Öğrencilerin eğitim ve barınma hakkı, anayasaya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere dayanan temel bir haktır. Bu hakkı çiğnediğiniz zaman çocuk istismarı ortaya çıkacaktır. Çocukların güvenliğini erteleyemezsiniz. Anayasada yer alan sosyal devlet, fırsat eşitliği ve eğitim yükümlülüğü ihlalinin yaşandığı, devletin bu alanı yetkililer ve memurlar eliyle teslim ettiği bu elim vakıanın ve facianın hukuksal yönüyle sona kadar takipçisi olacağız.
Kamuoyuna saygıyla sunarım"

NE OLMUŞTU
29 Kasım 2016'da Adana Aladağ'da Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda akşam saatlerinde yangın çıkmış, yurtta kalan eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürü Cumali Genç'in kızı Sare Betül Genç, 8'inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7'nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden; 6'ıncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek, 5'inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu ile Cennet Karataş hayatını kaybetmişti.
Pencereden atlayan ve dumandan etkilenen 22 öğrenci de hastanelere kaldırılmıştı.
Yangınla ilgili önce tutuklanan ve sonra serbest bırakılan dört dernek yöneticisi Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan avukatların, Sosyal Haklar Derneği ve Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine tekrar tutuklanmıştı.