Yönetmelik; RTÜK Yasası ve İnternet Ortamından Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Yasa’nın ilgili hükümlerine göre hazırlandı. Ancak bu iki yasada yer alan bazı önemli düzenlemelere yönetmelik taslağında atıf yapılmaması RTÜK ve BTK’ye yasanın çerçevesini aşan yetkiler tanıdı.

İnternet Yasası’na göre bir internet sitesinden içerik çıkarılması veya siteye erişimin tamamen engellenmesi için Cumhurbaşkanlığı’nın veya ilgili bakanlıkların talepte bulunması gerekiyor. Talep; BTK’ye iletiliyor, sitedeki içerik çıkarılıyor veya site erişime kapatılıyor. BTK aldığı kararı daha sonra Sulh Ceza Hakimi’nin onayına sunuyor. Yani site önce yasaklanıyor, yargının onayı daha sonra alınıyor. Burada erişilmesi istenmeyen içeriğe ulaşılmasının zaman kaybetmeden engellenmesi amaçlanıyor. Sulh Ceza Hakimi’nin Cumhurbaşkanı’nın talebini ve BTK’nin yasak işlemini yerinde bulmaması, yani erişimin engellenmesine gerek duymaması durumunda erişim yasağının kendiliğinden kaldırılması gerekiyor.

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, yönetmelikte gördüğü ‘asıl tehlike’yi RTÜK’ün PuhuTV, Netflix gibi abonelik sistemiyle yayın yapan dijital platformlara dönük denetimi olduğunu belirterek, “Yönetmeliğe göre RTÜK, bu platformlardan abonelerinin her türlü kişisel bilgisini isteyecek. Kişilerin neyi, ne kadar izlediğini kayıt altına alabilecek. Bunun adı da dijital fişlemedir” diye konuştu.

Av. Küçük, yazılı açıklamasında yönetmelikte açıkça yazılmasa da; Twitter, Facebook veya YouTube gibi sosyal medya kanalları üzerinden yapılan, kişilerarası iletişimi sağlayan görsel ve işitsel yayınların da denetime alındığını vurguladı.

Av. Küçük, bu doğrultuda YouTube kanalı kullanılarak yapılan yayınların da RTÜK denetimine gireceği riskine dikkat çekti.

“Çünkü buradan yapılan yayınlar da, bir çeşit kamu yayıncılığı olarak görülecektir. Bireysel yayınların denetim dışı kaldığı görülse de, düzenli bir şekilde yapılan yayınlar bireysellikten çıkacaktır ve RTÜK denetimine tabii olacaktır” görüşünü dile getiren Av. Küçük, yönetmeliği “sansür mekanizması” olarak tanımlayarak, “Yayından önce RTÜK’ten lisans alma koşulu getiriliyor. Koşullar arasında MİT ve Emniyet’ten temiz kağıdı almak da var. Bu da daha yayına başlamadan sansür mekanizmasının devreye sokulması demektir” dedi.

"AB KRİTERLERİNE UYMAZ”

Yönetmeliğin “Avrupa Birliği (AB) kriterlerine uygun” olmadığını söyleyen Av. Küçük, yönetmeliğin siyasi iktidar tarafından internet yayıncısı üzerinde “Demokles’in kılıcı” gibi kullanılacağını düşündüğüni ifade etti.

Güzel ülkemizin gündeminin aslında RTÜK yönetmeliği olmaması gerektiğine dikkat çeken Av. Küçük, “Ülkede ekonomik kriz var, insan haklarında, hukuk devletinde, demokraside, temel hak ve özgürlükler de geriye gidiş var. Bunu konuşmuyorsunuz, yönetmelik konuşuyorsunuz” çıkışında bulundu.

Türkiye’nin internete 1993’te bağlandığını, 2001’de denetim mekanizmasının getirildiğini hatırlatan Av.Küçük, o günden bugüne “internet denetlenmeli mi, denetlenmemeli mi” tartışmasının yapıldığını kaydetti.

Av. Küçük, “30 milyon Twitter, 10 milyon da Facebook kullanıcısının olduğu Türkiye’de Bu düzenleme, düşünce, ifade, haberleşme ve iletişim özgürlüğüne vurulan en büyük darbedir. Yönetmeliğin iptali gerekmektedir. Kamuoyuna  saygıyla sunarım” şeklinde konuştu.