Toplantıda Baro Başkanı Av. Küçük'ün yanı sıra, Baro Başkan Yardımcısı Av. Sabahattin Gümüş, Baro Genel Sekreteri Av. Semih Gökayaz, Baro Saymanı Av. İlknur Önal, Baro Yönetim Kurulu Üyeleri Av. A. Duygu Özgüven ve Av. Nezat Elçi, Av. Hasan Alkan da hazır bulundu.
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir ile Ulusal Gazetelerin ve yerel gazetelerin temsilcilerinin yanı sıra basın emekçileri toplantıya büyük ilgi gösterdi.


"SAVUNMA MESLEĞİ HEDEF ALINIYOR"

Av. Küçük, konuşmasına; " Sözcü gazetesi Muhabiri Gökmen Ulu'nun tahliye edilmesinden memnuniyet duyduk,  kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği ( ÇHD ) Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı'nın dün akşam hiç bir gerekçe gösterilmeden gözaltında alınmasından da büyük üzüntü duyduk. Hakim, savcı, akademisyen, sanatçı, gazeteci derken şimdi sıra yurttaşın adalete erişiminin, adaletin ve hak arayışının temsilcisi avukatlar hedef alınmaktadır. OHAL karanlığı ve KHK'lar ülkesinde sivil dikta yönetim anlayışı malesef hüküm sürmektedir" diyerek başladı.

Savunma ve adil yargılanma hakkı önündeki engellerin kaldırılmasının gerektiğini vurgulayan Av. Küçük, "Elbette, devletin en temel görevi suçlu ve suçlularla mücadele etmektir. Şeffaf , denetlenebilir yönetim ilkesini, ayrıca tarafsız-bağımsız yargının tüm unsurlarını da ortaya koyarak süreçlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde böyle davranılmadığını görmekteyiz" diye konuştu.


"BİZ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ"

OHAL ile birlikte artan hukuksuzluklara dikkat çeken Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, koşullarının ortadan kalktığını belirterek TBMM’yi de askıya almış olan OHAL’in nedeninin dışına çıkan pek çok konuda yasa çıkarıldığını belirterek bir an evvel kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Av. Küçük, "Genelkurmay Başkanlığının ülkemizin uçurumun kıyısından döndüğü 15 Temmuz darbe girişiminden iki gün sonra “darbe püskürtülmüştür” açıklamasına karşın OHAL’in ilan edilmesi ve sürelerinin uzatılması sonrasında bu dönem , TBMM’nin tamamen devre dışı bırakılarak, yargı denetimi dışında tutulmaya çalışılarak bugüne kadar çıkartılan 28 KHK ile basın-yayın organlarının kapatıldığı, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve muhalif gazetecilerin tutuklandığı, kamu çalışanlarının, akademisyenlerin görevlerinden sorgusuz - sualsiz alındığı, işten atıldığı, derneklerin kapatıldığı, uzun ve acımasız bir baskı dönemi olarak geçecektir. OHAL bir an evvel sonlandırılmalı, ülkemiz olağan günlerine dönmelidir.” dedi.

"HUKUK DEVLETİNİN VE ADALETİN YAŞAMA GEÇMESİNİ İSTİYORUZ"

Bugün siyasi iktidarın yargıya kadrolaşma anlayışı ile bakmasının hat safhaya ulaştığını dile getiren Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Hakim ve Savcı alma başarı puanı hukuksuz KHK'lar ile  54 puanlara kadar düşürüldü. Kabulü yapılan isimlere baktığımızda Adalet ve Kalkınma Partisi Kadın Kolları Başkanı, gençlik kolları üyesi, ilçe yönetimi gibi isimler çok dikkat çekicidir. Yargıda bağımsızlığı sağlayamazsanız kamunun hiçbir alanına şeffaflığı sirayet ettiremezsiniz. Emniyete de, sağlığa da, milli eğitim’e  de, kamunun hiçbir alanına..” diye konuştu.

Türkiye’de basın özgürlüğünde gelinen noktayı Sınır Tanımayan Gazeteciler’in verdiği rakamlarla anlatan Av. Küçük, “Türkiye’nin basın özgürlüğü konusunda 180 ülke arasına 155’inci sırada olduğunu belirterek “Bir önceki sıralamaya göre 5 sıra daha düşmüşüz. Her geçen gün daha da geriliyoruz.  Cumhuriyet Gazetesi davası tam bir yargı faciasıdır. Gazeteci Ahmet Şık’ın her dönemde her terör örgütünün propogandasının yaptığının kabulü akıl ve mantık dışıdır.

Düşünce, ifade özgürlüğü, savunma  ve adil yargılanma hakkı konularında da ülkemizdeki tablonun karanlık olduğuna değinen Av. Küçük, kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın ne ile suçlandığı dahi belirtilmeden gözaltına alındığını ifade etti. Av. Kozağaçlı’nın Semih Özakça ve Nuriye Gülmen'in müdafiliğini yaptıkları  için tutuklanan 14 avukatla birlikte savunmanlık yapma hazırlığı yaptığını dile getiren Av. Küçük, gözaltına alınan avukatlara  “Müvekkiline susma hakkını neden kullandırtıyorsun ?, neden Berkin Elvan ya da Nuriye Gülmen, Semih Özakça davasında avukatlık yapıyorsun? gibi savunmanın sorgulandığı hukuksuz sorular sorulmaktadır.” dedi.

Baro Başkanı Av. Küçük, Avukatların yargıda ve adalet mekanizmasında üstlendiği temel ilkelerin düzenlendiği uluslararası kurallarının,  Turin İlkeleri ve Havana Kurallarının da avukatlara diğer mesleklerde olmayan insan haklarını, hukuk devletini, evrensel kurallara dayalı hak ve özgürlükleri savunmak konusunda sorumluluk yüklediğini belirterek, yine bu kuralların devletlere de avukatlara yardımcı olma ve kolaylıklar sağlama sorumluluğu getirdiğini, ancak ülkemizde bu ilkelerin hiçbirisinin yaşama ne yazık ki geçmediğini ifade etti.

Adalet’in yolarda aranır hale geldiğini anımsatan Av. Küçük, Anamuhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet yürüyüşüne dikkat çekerek kadına karşı şiddet ve cinsel istismarın sembolü Özgecan Aslan için, en temel insan hakkı yaşam hakkı yönüyle Berkin Elvan için, fırsat eşitliği ve eğitim hakkı yönüyle Aladağ Kız Öğrenci Yurdu Yangın Faciası mağdurları için, Ermenek'te istismara uğrayan çocuklarımız için, Ankara Tren Garında katledilen yurttaşlarımız için, Soma'da yitirdiğimiz madencilerimiz ve emekçilerimiz için 'ADALET' anlayışı ile bir çok sosyal ve toplumsal yönü bulunan davayı takip ettiklerini aktardı.  Av. Küçük, kendisine yöneltilen soru üzerine,  "Biz hukukun üstünlüğünün, hukuk devletinin, evrensel kurallara dayalı hak ve özgürlüklerin, demokrasinin siyasetini herkes için yapıyoruz. Ve, koşulsuz olarak herkes için adalet istiyoruz" diye konuştu.

Yargıya olan güvensizliğin yüzde 9’u kararsız olmak üzere toplam yüzde 83 olduğunu dile getiren Av. Küçük, şeffaf ve denetlenebilir bir yönetim ve bağımsız yargı yaşama geçmeden bu tablonun değişmeyeceğini ifade etti. TBMM’nin devre dışı bırakıldığını,  OHAL fırsat bilinerek çıkartılan 28 KHK ile birçok hukuksuz uygulama yapılarak amacın aşıldığını ifade etti.


TBB'YE ÇAĞRIDA BULUNDU

Av. Engün Gökoğlu’nun cezaevinde darp edilmesi, işkencede kolunun kırılması ile ilgili soruya da cevap veren Baro Başkanı Av. Küçük, Baro Başkanları olarak kendisini ziyaret edeceklerini belirterek, “Meslektaşımızın gönderdiği mektubu okuduğumda 12 Eylül darbe günlerini anımsatan olayları hatırladım. Bu çağda bir avukatın işkencde kolu kırılıyor, 24 saat doktora götürülmüyor, ayaklarından sürüklenerek taşınıyor. Bu devletin kendisine ait bina olan cezaevinde yurttaşının can güvenliğini ve vücut bütünlüğünü sağlama görevinin ihlali ötesinde, ciddi ve uluslararası bir suçtur. Bu konuda sorumlu olan cezaevi müdürleri dahil tüm ilgililer hakkında yasal işlem yapılarak, etkili bir soruşturma için açığa alma da dahil tedbirlerin uygulanması dileğimizdir. Bu konularda TBB'nin ve baroların etkili ve ortak çalışmalar ile hukuksuzluklara karşı durması gereklidir.” dedi.