Mahkeme heyeti, Yurt Müdürü Cuma Ali Genç ile Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur’un ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Olayla ilgili görüş belirten Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, “Sosyal devlet anlayışını yaşama geçirmeyen ve yoksul insanların çocuklarını cemaatlerin inisiyatifine bırakan devlet, siyasi iktidar ve ondan cesaret alarak aileleri doğrudan cemaat yurduna yönlendiren Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri bu vahim tablo ve ölümlerden sorumludur”  dedi.

Ortaokulda okuyan kız öğrencilerinin kaldığı özel kız öğrenci yurdunda, 29 Kasım 2016'da çıkan yangında 10 öğrenci, 1 çocuk ile 1 eğitmen yaşamını yitirmişti.

Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Yurt Müdürü Cuma Ali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş ve Mahir Kılınç tutuklanmış, yine tutuklu sanıklardan Ramazan Dede, yaşı gerekçesiyle ara kararla tahliye edilmişti.

Yangın faciasıyla ilgili duruşmaların Kozan Adliyesindeki yer darlığı nedeniyle, Kozan Ticaret Odası’nın konferans salonunda görüldüğü yangın faciasıyla ilgili davaya bakan mahkeme heyetinin, bilirkişi raporunun Ankara'dan gelmesi sonrasında verdiği ara kararda, tutuklu zanlılardan Ramazan Keleş, Mahir Kılınç, Mustafa Öztaş ve Mahmut Deniz de tahliye edildi. Mahkeme heyetinin, tahliyelere bilirkişi raporunda yer alan, “Dernek yöneticileri tali kusurludur” şeklindeki görüşe dayanarak ve tutukluluk sürelerini de gözönüne alarak verdiği belirtildi.

AV. VELİ KÜÇÜK: "ASIL SORUMLU SİYASİ İKTİDAR”

Baro Başkanı Av. Küçük, mahkemenin bir ara karar ile, 26 Şubat’taki duruşma gününü beklemeden, tarafların bilirkişi raporuna dönük beyanlarını almadan 4 sanığı tahliye etmesine tepki gösterdi.  

Tahliyelerle ilgili görüş belirten Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, bilirkişi raporunda zaten yurt müdürü ve dernek başkanının asli kusurlu olduklarının yer aldığını, aslında dernek yöneticileri ile yurtta denetleme yapan Millli Eğitim denetçileri ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de sorumlu olduklarını söyledi.

Av. Küçük tepkilerini şöyle dile getirdi:

“Mevzuata uygun ve sağlıklı denetim yapmayan, eksiklere göz yumarak yurtdun faaliyetine devam etmesine izin veren İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yangına yeterli donanım ve araçla müdahale etmeyen itfaiye görevlilerinin de bilirkişi raporunda tali kusurlu görülmesi düşündürücüdür.

Özetle; kamu kurumlarının da, yetkililerinin de içerisinde yer aldığı zincirleme ihmal ve kusurlar sonucu çoğu çocuk 12 insanımız yanarak yaşamını kaybetmiştir. Bu üzücü sonucun ortaya çıkmasının asıl amacı bana göre; devlet yurdunu zamansız kapatarak, dağ köylerinde yaşayan ekonomik durumu iyi olmayan yurttaşlarımızın çocuklarının hem de Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin eliyle Süleymancılar cemaatinin kucağına itilmesidir.

Tüm bunlar da bize asıl sorumlunun, sosyal devlet anlayışını yaşama geçirmeyen ve yoksul insanını cemaatlerin inisiyatifine bırakan devlet ve devlet politikalarını belirleyen siyasi iktidar olduğunu göstermektedir. Yani; vahim tablo ve ölümlerden siyasi iktidar sorumludur."

Tahliye kararının kabul edilemez olduğunu ifade eden Av. Küçük,  “ Yargılama esnasında mahkemede de ifade ettiğim gibi; dava konusu suçlama ihmal suretiyle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek değil, olası kast ile birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek suçudur. Bu ağır faciada sorumluluğu ve kusuru bulunan herkes hak ettiği cezayı almalıdır. Biz de kamusal, laik eğitimin önemine inanan, bunun temel hak olduğunu düşünen herkesi davaları takip etmeye çağırıyoruz.” diye konuştu.