2010 yılında 9. İdare Mahkemesi’nin; Kanaltürk’ün ulusal yayın yapabileceği kararını uygulayan ancak temyiz yoluna başvuran RTÜK’ün talebi üzerine mahkeme tarafından bu kez ulusal yayın hakkının bölgesele dönüştürülmesi uygulamasının seçim arefesinde uygulanmasının, muhalif yayınlara tahammülsüzlükten başka şey olmadığına dikkat çekilen ÇGC açıklamasında, “Mahkeme kararının daha önce alınmış olmasına rağmen seçimlere sayılı günler kala uygulanmaya konulması, basın özgürlüğü ve demokrasinin işleyişi bakımından kabul edilemez bir durumdur” denildi.

YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Bolu Gündem ve Bolu Havadis gazetelerinin de Bolu Belediyesi tarafından “Çalışma ruhsatlarının eksik olduğu” gerekçesiyle kapatılmasının, basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına açık bir müdahale olduğuna da yer verilen ÇGC açıklamasında, şu görüşler dile getirildi:

“Yerel basın; yurttaşların yerel bazda doğru bilgilendirilmesi bakımından günümüzde giderek daha da önem kazanmaktadır. Ancak, son yıllarda yandaş medya yaratılmasına çanak tutan bazı yerel yöneticilerin, objektif yayıncılık yapan medya kuruluşlarına yönelik baskı ve susturma çabalarını şiddetle kınıyoruz. Seçim arefesinde gerçekleşen bu yanlış uygulamaları, basın özgürlüğüne indirilen darbe olarak yorumluyoruz. Bolu Belediyesi yöneticilerinin, yanlış karardan bir an önce dönmelerini bekliyoruz.”

TOPTAN YASAKÇI ANLAYIŞ KABUL EDİLEMEZ

Bilgi paylaşma ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen ÇGC yönetimi, sosyal paylaşım siteleri youtube ve twitter’in mahkeme kararı olmaksızın, Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) idari yetkiye dayanarak uygulamaya koyduğu kapatma kararının antidemokratik bir uygulama olduğuna dikkat çekti.

Sosyal paylaşım siteleriyle ilgili yasal düzenlemenin bir an önce yapılması gerektiğini ifade eden ÇGC Yönetimi, “Demokrasi şöleni olarak geçmesini beklediğimiz 30 Mart seçimleri öncesinde, haklı veya haksız bir takım nedenler öne sürülerek yapılan bu kısıtlamaların, halkın ifade özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olduğuna inanıyor, suç ve suçluyla mücadele yerine toptan yasakçı bir anlayışın kabul edilemeyeceğini ifade ediyoruz” denildi.