Çevrenin yeryüzündeki tüm canlıların eşit önem seviyelerinde (hayvan, bitki ve insanların) birbiriyle etkileşimde bulunarak yaşamlarını sürdürdükleri, dengeler üzerine kurulu bir ortam olduğunu vurgulayan Doğan, “artan nüfus ve sanayileşmenin getirdiği çevresel sorunlara dikkat çekmek, geçici çözümler yerine, kalıcı bütünsel çözümler sunmak amacıyla; 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan kararla 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmiştir. 5 Haziranı bölgemiz ve Adana açısından değerlendirdiğimizde aşağıdaki tespitlerle kutlanacak bir gün olmadığı ortadadır” dedi.

“YENİ TERMİK SANTRALLERDE HAVA KİRLİLİĞİ DAHA DA ARTACAK”

Çukurova Bölgesinin çevresel kirliliğin ve müdahalenin yoğun olduğu bir coğrafya olduğunu anlatan Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, şöyle konuştu:

“Adana ilimiz, Mersin, Osmaniye ve Hatay illerini de kapsayan, Anadolu’nun güneyinde coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova’da yer almaktadır. Yaklaşık 5 buçuk milyon nüfusuyla,  en büyük nüfus yoğunluğa sahip bölgelerden biridir. Çevresel kirliliğin ve müdahalenin yoğun olduğu bu geniş coğrafyada; Su gözü termik santrali mevcutken, 35 adet termik santral daha planlanmaktadır. Bu santrallerin 17 tanesinin Adana’da yapılması için çalışmalar yapılmakta ve 2 tanesinin ÇED toplantısı gerçekleştirilmiştir. Termik santraller mevcutta yaşanan hava kirliliğini katmerli hale getirecektir. İlimizde 2014 yılı Valilik İstasyonu Hava Kalitesi Ölçüm istasyonundan aldığımız veriler neticesinde (PM) partikül madde miktarı yasal limit değerlerini yıl içerisinde 39 kez aşmıştır. Yönetmelik insan sağlığı açısından 1 yıl içerisinde maksimum 35 defa limit aşılabileceğinden bahsetmektedir. Yani Adana’da, özellikle kış aylarında yoğun bir hava kirliliği yaşanmaktadır.

“MADENLERİ DOĞRU DÜRÜST İŞLETEMEYEN SİSTEM NÜKLEER’İ NASIL YÖNETECEK?”

Komşu ilimiz Mersin Akkuyu’da nükleer güç santrali yapımı devam etmektedir. Millete sinkaflı küfür edenlerin inşaat ihalesini aldığı nükleer güç santrali ÇED raporunda sahte imzalar, mahkeme kararlarının uygulanmaması gibi yöntemlerle sürdürülmektedir. Nükleer güç santrallerinde sorun sadece santralin patlaması ile yaşanacaktır diye bir durum söz konusu değildir. Mekanik aksam arıları ve yüzyıllarca takip edilmesi, özel olarak saklanması gereken atıklar önemli birer sorundur. Sıradan maden işletmelerini bile doğru dürüst işletemeyen sistem, nükleeri nasıl yönetecektir?”

“SORUN EKOLOJİK TEMELE DAYANMAYAN PLANLAMA VE UYGULAMALARDIR”

Ekolojik temele dayanmayan planlama ve uygulamaların da pek çok sorunu da beraberinde getirdiğini belirten Doğan, “Bu yeşil alanların azalmasına neden olup; insan sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Özellikle hava kirliliğinin önlemesi, temiz hava sirkülasyonunun sağlaması, iklim değerlerinin insan yaşamına daha uygun duruma getirilmesi, yeşil alanlar ile sağlanabilmektedir. Oysaki yönetmeliğe göre 10 m2 olması gereken kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı, ilimizde yapılan araştırmalar neticesinde bu miktarın çok altında tespit edilmiştir” diye konuştu.

“ÇEVRE GÜNÜ KUTLAMA DEĞİL YIKIMLARLA MÜCADELE GÜNÜ OLARAK DEĞERLENDİRİLMEKTEDİR”

Dünya Çevre Gününün Türkiye’de ve Adana’da çevreye karşı yapılan yıkımlar nedeniyle bir kutlama değil ancak bu yıkımlara karşı mücadele günü olarak ele alınabildiğini ifade eden Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, daha sonra sözlerini şöyle tamamladı;

“Çevre Mühendisleri Odası; halkın ortak değerlerine, doğal çevremize ve yaşamın sürdürülebilirliğine müdahale olarak gördüğü tüm projelere karşı mücadelesi sürmektedir. Bu mücadele; 3. havalimanı yapımında yok edilen onlarca sulak alan, 3. köprü yapımında katledilen milyonlarca ağaç, Soma’da Ermenek’te kaybettiğimiz maden emekçileri, Yırca ’da kesilen 600 bin zeytin ağacı, Hes’lerle kurutulan dereler için, halkımız ve gelecek nesillerimizin yaşanabilir bir ülke bulabilmesi içindir. Nazım ustanın dediği gibi;

Memleketim,

Çam ormanlarını, en tatlı suları ve

Dağ başı göllerini seven alabalık

Ve onun yarım kiloluğu

Pulsuz gümüş derisinde kızıltılarla

Bolunun Abant gölünde yüze(r)bilsin… diyedir mücadelemiz.”