ADANA – Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, Türkiye’nin depremsellik açısından dünyanın en aktif kuşaklarından biri üzerinde yer aldığını hatırlatarak, “Depremleri önlemek mümkün değil ancak depremlerin afete dönüşmesini önlemek mümkün” dedi.

“DEPREM GERÇEĞİ HİÇ DEĞİŞMEDİ”

Yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’deki deprem gerçeğinin hiç değişmediğinin altını çizen Dr. Tatar, 12 Haziran 2017 Pazartesi günü saat 15.28 de, İzmir Karaburun açıklarında büyüklüğü Mw.6.2 olan depremin de bu gerçeği bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.

“DEPREMLERİN AFETE DÖNÜŞMESİNİ ENGELLEMEYE YÖNELİK YETERLİ ÇALIŞMA YOK”

Bu jeolojik gerçekliğin bilinmesine karşın bir doğa olayı olan depremlerin afete dönüşmesini engellemeye yönelik yeterli çalışmaların yapılmadığını ifade eden Tatar, “Afet zararlarının doğrudan belirleyicisi olan; düşük standartlarda sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşma, ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşme, bilimsel normlara dayalı arazi kullanım ve yer seçimi kararlarının rantsal kaygılara yenik düşmesi,  denetimsizlik ve tüm bu olumsuzlukları giderecek yasal düzenleme ve idari yapılanmaya ilişkin bütünlüklü bir çalışmanın yapıldığından söz etmek imkansızdır” diye konuştu.

“HASARLARIN EN AZA İNDİRİLMESİ İÇİN JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜTLERİN YAPILMASI ELZEM”

Deprem hasarlarının en aza indirilmesi için, bina ve bina türü yapılar için zorunlu olan jeolojik-jeoteknik etütlerin yapılmasının elzem olduğunu kaydeden Dr. Mehmet Tatar, “Bu etütlerin bugünkü gibi denetimsiz bir şekilde değil; mutlaka Çevre Şehircilik İl Müdürlükleri, meslek örgütleri, belediyeler ve yapı denetim kuruluşları tarafından denetlenmesinin yapılması gerekmektedir.  Bu kapsamda; yapı denetim kanununun değiştirilerek,  jeolojik-jeoteknik etüt ve raporlarının da jeoloji mühendisleri eliyle denetimini kapsayacak şekilde bir yapı denetim sisteminin kurulması, belediyelerde jeolojik-jeoteknik birimlerinin kurulması ve bugün bir çok belediyede jeoloji mühendisinin bulunmadığı dikkate alınarak, İmar Kanunu‘nun mutlaka bu eksiklikleri tamamlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini karar verici idarelerin dikkatine sunuyor, son zamanlarda meydana gelen depremlerin bizleri hazırlıklı olmamız hususunda uyardığını bir kez daha hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.