Eğitim İş Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, eğitim sisteminde yapılan değişiklikler ve yanlış uygulamalar nedeniyle orta öğretimde okullaşma oranının yüzde 44’e düştüğüne dikkati çekti. İlkokullaşma oranının ise yüzde 96 olduğunu ifade eden Kayadan, Türkiye genelinde yaklaşık 160 bin öğrencinin SBS’ye girmediğini, liseye gitmesi gereken 574 bin öğrencinin de açıkta kaldığını söyledi. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimde feda edilecek fert yoktur” sözlerini anımsatan Kayadan, açıkta kalan öğrencilerin geleceğinin yanlış bilgilendirme ve yönlendirmelerle şekillendirildiğini ifade etti. Sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini vurgulayan Kayadan, çözüm önerileri sunup, yetkililere çağrıda bulundu.

“OKULLARIN SADECE LEVHASI MI DEĞİŞTİ?”

Yaptığı yazılı açıklamada düz liselerin tamamının Anadolu liselerine dönüştürüldüğünü anımsatan Eğitim İş Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, “Bu okulların sadece levhasını mı değiştirip mi dönüştürdük yoksa gerçekten de içerik, kapsam, nitelik olarak mı dönüştürdük? Bu liselerin altyapısı gerçekten de Anadolu Lisesi olmaya hazır mıydı?” dedi.

“160 BİN ÖĞRENCİ SBS’YE GİRMEDİ”

Eğitim sisteminde sürekli bir değişimin yaşandığına dikkati çeken Kayadan, bu değişikliklerin eğitim alanında olumsuz etkilerinin de yaşandığını bildirdi. Bu yıl ortaokuldan 1 milyon 200 bin 70 öğrencinin mezun olduğunu, 1 milyon 112 bininin Seviye Belirleme Sınavı’na (SBS) girdiğini, 160 bine yakın öğrencinin ise sınava girmediğini anlatan Kayadan, Adana’da da yaklaşık 4 bin öğrencinin sınava girmediğini kaydetti. Kayadan, yurt genelinde ve Adana’da SBS’ye girmeyen öğrenci sayısının her geçen yıl arttığını söyledi.

“EĞİTİMDE FEDA EDİLECEK FERT YOKTUR”

Açıkta kalan öğrencileri çok ciddi bir tehlikenin beklediğini vurgulayan Kayadan, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimde feda edilecek fert yoktur” sözlerini anımsatarak bu çocuklara sahip çıkılması ve mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı AR-GE birimlerinin bu sorunu irdelemesi, sorunun nedenlerinin saptanıp, çözümü noktasında çalışmalar yapması gerektiğini ifade eden Kayadan, “Bu yıl liseye gitmesi gereken 574 bin öğrenci de açıkta kaldı. Bu rakamları birleştirdiğimizde önemli sayıda öğrencimizi heba ediyoruz gibi bir durum yaşanıyor. Kaygı taşıyoruz. Mezun ettiğimiz öğrencinin neden sınava girmediğini öğrenmek istiyoruz” dedi.

ÇOCUKLARIN GELECEĞİ YANLIŞ YÖNLENDİRMELERLE ŞEKİLLENİYOR

Açıkta kalan öğrencilerin velilerinin bilgi eksikliğinden kaynaklı olarak sağdan soldan duyduğu bilgilerle, çevresindekilerin doğru ya da yanlış yönlendirmeleriyle çocuğunun geleceğini şekillendirmeye çalıştığını savunan Kayadan, “Esas tehlike de burada. Mesela komşusu ‘Çocuğun hiçbir yere yerleşmemiş. İmam Hatip’e gönder. En azından dinibütün bir genç olsun’ diyor. Biz İmam Hatip düşmanı değiliz. Kesinlikle din düşmanı da değiliz. İmam Hatip’e gidecekse de öğrencinin de görüşünün alınması ve tercih yoluyla gitmesi gerekiyor. Ağızdan ağza dolaşan bilgiyle veli-öğrenci hareket ediyor. Bunu mutlaka düzeltmek gerekiyor” diye konuştu.

ÇÖZÜM YOLLARI

Öğrencilerin mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında alternatif yöntemler izlenebileceğini aktaran İsa Kayadan, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Anadolu liselerinde kontenjan açığı olan yerlere puanlama sistemiyle yeniden kayıt başvurusu almak gerekiyor. Açıkta kalan çocuklarımızı boş kontenjanı olan okullara yerleştirerek mağduriyetten kurtarmalıyız. En öncelikli, mantıklı, vicdanlı çözüm yolu olarak bunu görüyoruz. Merkezden uzaktaki Anadolu liselerinde de kontenjan eksikliği var. Bu okulların bünyesinde kontenjanla yerleşmeyen öğrencilerimizi genel lise bölümünden eğitime alabiliriz. Yine merkezden uzaktaki meslek liselerinde de kontenjan boşluğu olduğunu görüyoruz. Burada da devlet baba babalığını göstermeli. Öğrenciler bir tarikat ehli, bir vakıf, garip bir grup ya da kimliğini bilmediğimiz kişilerin insafına bırakılmamalı. Milli Eğitim Bakanlığı merkezden uzaktaki okullarda öğrenim görecek çocuklarımızın taşıma, yurt ve yemek problemlerini çözecek bir sistem getirmeli. Adını koyamadığımız bir takım odaklar bunu gerçekleştiriyor ve her geçen gün büyüyor ama sosyal devlet statüsündeki devletimiz bunu yapamıyor. Devlet gerçekten isterse bunu yapabilecek güce sahip. Bugün odunu, kömürü, harcırahı dağıtan düşünce ya da erk, bunu kolaylıkla devlet adına yapabilir. Öğrencilerin okumasından, mürekkep yalamasından mı rahatsızlar? Sorgulayan, yargılayan, bilinçli bir gençliğin yetişmesinden mi kaygı duyuyorlar? Yoksa yeni Gezi olayları başımıza çıkartırlar diye mi düşünüyorlar? Ayrıca çok programlı liselerin genel lise bölümlerine de yine kayıt alınabilir. Dışarıda kalan çocuklarımızı da burada eritebiliriz. Eylül ayı içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı herkesin kabul göreceği içine sindireceği bir formül bulmak zorunda.”

ÇÖZÜM İÇİN YETKİ DEVLETTİ

Eleştirilerle birlikte çözüm önerileri de sunduklarını belirten Kayadan, bu sorunların çözümü için yetkinin ise devlette olduğunu söyledi. Dile getirdiği çözüm önerilerinin alternatifli olarak uygulanabileceğini ifade eden Kayadan, böylece açıkta kalan öğrenci sayısının asgariye indirilebileceğini sözlerine ekledi.