Adana Emek ve meslek örgütleri adına yapılan basın açıklamasını TMMOB İKK sekreteri Nazım Biçer  okudu.
Biçer açıklamasında şu görüşlere yer verd;
Özgürlüğe, demokrasiye, insan haklarına olan inanç karşısında hiçbir zulüm hiçbir şiddet sonuna kadar var olamaz!

Antakya’da, 22 yaşındaki Ahmet Atakan kardeşimiz akıl almaz bir vahşet, nefret ve şiddetin kurbanı oldu.

Önceki akşam, ODTÜ’ye, Tuzluçayır’a, Okmeydanı’na destek için, savaşa karşı çıkmak için toplandı Hataylılar; Abdullah Cömertlerine, Ali İsmail Korkmazlarına ve Berkinlerine, kentlerine, doğaya ve yaşama bir kez daha sahip çıktılar. İktidarın demokratik gösteri yapanları şiddetle, gazla, plastik mermiyle hedef alan polisleri yine işbaşındaydı. Başbakanın demokrasi, barış isteyenlere, doğaya, yaşama sahip çıkanlara karşı yönelttiği nefret söyleminden güç alanlar, demokratik gösterileri bastırmak için görev verilenler bir kardeşimizi daha katletti. Ahmet Atakan kardeşimiz başına isabet eden gaz kapsülüyle yaşamını yitirdi.

Üzgünüz ve öfkeliyiz; ama bilinmeli ki düşen her bir fidan bizi biraz daha biliyor. Özgürlük, demokrasi ve barış yolunda daha çok mücadele etmemiz gerektiğini; demokratik gösteri yapanların acımasızca katledilmesini yaratan koşullara, politikalara, zihniyetlere, bir daha vücut bulamaması için, kararlılıkla karşı durmamız gerektiğini gösteriyor.

Ülkemizde yaşadığımız her bir olayda, her bir şiddetle bastırılan gösteride, yaralananlarla, acımasızca katledilenlerle, keyfi gözaltına alınanlarla AKP iktidarının ikiyüzlülüğü, demokrasi ve barış düşmanlığı, kendi gibi düşünmeyenleri ötekileştiren tutumu açık ve net olarak görülüyor. İktidarda olmanın kibrine baştan aşağı bulanmış Başbakan, başbakanı olduğu ülkenin halkına şiddeti reva görürken, Kürt halkının barış istemini sekteye uğratırken, başka ülkelere demokrasi getirmekten bahsediyor, başka ülke liderlerinin diktatörlüğünden dem vuruyor. Diktatörlüklerini kanıtlamış olanların, hiç utanmadan diktatörlüğe karşı olduklarını söyledikleri bir dünyada yaşıyoruz.

Bu ülkede, öyle büyük haksızlıklar, hukuksuzluklar, vahşetler yaşandı ki… Ülke toprakları hala halklara yapılan katliamların izlerini bağrında taşıyor. Devrimcilere, demokratlara, barış ve demokrasi isteyenlere, Kürt halkına yapılan zulümlere tanıklık etti bu topraklar. AKP iktidarı da geçmişin zulümlerini aratmıyor. Ülke vatandaşlarına zulmü reva görüyor, gencecik insanların katledilmesini kendi iktidarının devamı için gerekli görüyor, bir yandan da rant adına doğayı, yaşam alanlarını metalaştırıyor.

Ancak unutulmamalıdır ki; baskı, şiddet, zulüm bir yere kadardır. Zulümle, baskıyla iktidarı sürdürmeye çalışmak bir yere kadardır. Özgürlüğe, demokrasiye, insan haklarına olan inanç karşısında hiçbir zulüm hiçbir şiddet sonuna kadar var olamaz.

Bizler Adana emek ve meslek örgütleri olarak demokratik gösterileri şiddetle bastırmak yolunda devam eden iktidarı uyarıyoruz; şiddetiniz, demokrasi güçlerinin meşru ve haklı mücadelesini yok edemeyecektir. Bizler Antakya halkının yanındayız, onların acısını paylaşıyoruz. Ölümlerin, savaşın, şiddetin, insana zulmün olmadığı bir ülke ve bir dünya için mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.