Adana'da El Kaide'nin Suriye'deki kolu El Nusra'ya yönelik yapılan operasyonda sarin gazı elegeçirildiği iddiası ile tüm dünyanın ayağa kalktığı hatta Rusya'nın Türkiye'den sarin gazı konusunda açıklama yapmasını istediği oprasyonda yakalanan biri Suriyeli, 5'i Türk 6 kişi hakkında dava açıldı. Suriye rejmine karşı kullanmak üzere sarin gazı imal etmek üzere değişik türde kimyasal madde almak istediği iddia edilen El Nusra örgütünün üyesi elektronik mühendisi Suriyeli 35 yaşındaki Hytham Qassap'ın 25 yıl, örgüte kimyasal madde ve silah sağlamaya çalıştığı öne sürülen 5 Türk hakkında da 15'er yıl hapis cezası istendi. Elegeçirildiği iddia edilen sarin gazı denilen kimyasal maddenin ise antifiriz olduğu ortaya çıkarken savcı iddianamede, Suriye'deki kimyasal silahlarla El Kaide örgütünün bağlantılı olduğunu belirtti.


Suriye'de El Kaide örgütüne bağlı olarak faaliyet gösteren El Nusra ve Ahrar-ı Şam örgütleriyle bağlantılı olarak çalışan Abu Salah kod adlı Hythpam Qassap'ın 15 Mayıs'ta Adana'daki bir şirketten sarin gazı üretiminde kullanılan değişik türde fazla miktarda Thionyl Chloride, Potassium Fluoride, Methanol, Isopropanol, Isopropanollamine, White Phosphorus, Medrical Glikoz, boksit gibi kimyasal madde temin etmeye çalıştığı bilgisine ulaşıldı.

POLİS: SARİN GAZI YAPACAKLAR

Söz konusu kimyasal maddelerle ilgili Adana Kriminal Polis Laborratuarı'nda yapılan incelemede bu maddelerin uygun koşullarda birleştirilmesi halinde sarin gazının oluşturulabileceği belirtildi. Bu bilgi üzerine Qassap ile değişik türde kimyasal madde bulmalarını istediği kişilerin cep telefonları mahkeme kararıyla dinlemeye alındı.

KİMYASAL MADDE İLE YAKALANDILAR

Qassap'ın 5 litrelik bidon içindeki örnek kimyasal maddeyi Gaziantep'te 28 Mayıs'ta teslim alacağı sırada operasyon yapıldı. Değişik illerde yapılan eş zamanlı operasyonlarda Suriyeli El Nusra örgütü üyesi olduğu iddia edilen Qassap ile birlikte Suriye uyruklu Türk vatandaşlığına geçen 32 yaşındaki Halit Usta, 43 yaşındaki Bekir Karaoğlan, 47 yaşındaki Halit Ünalkaya, 50 yaşındaki İbrahim Akça ve 40 yaşındaki Raif Ay yakalandı. Ay dışındaki 5 kişi tutuklandı.

FÜZE ÇİZİMİ

Qassap'ın kaldığı yerde yapılan aramada, 19 cep telefonu, 17 sim kartı, 69 değişik modellerde dijital kol saati, 4 bin 240 lira, 24 blin 800 Euro, 2 bin 900 ABD Doları,4 bin 600 Suriye parası,116 Suudi Arabistan parası, 3 Kuveyt Dinarı, 3 pasaport, 6 yabancı bankaya ait kartlar, poşet içinde miktarı belli olmayan krem renkli toz madde,2.5 litre cam şişe içinde Nitric Asid ibareli kimyasal sıvı, elektronik devre çizelgesi, dökümanlarda bomba yapımıyla ilgili çeşitli elektronik devreleri ve füze yapımını gösteren çizimler, havan topu yapımı ile ilgili fiyat araştırması bilgileri bulundu.

Diğer sanıkların ev ve işyerlerinde ise 5 litrelik plastik bidon içinde 2.5 litre antifiriz, kimyasal maddeler ile patlayıcı maddelerin isimleri yazılı notlar ve çok sayıda hard disk ele geçirildi.

SARİN GAZI BİLİNİYORDU ANTİFİRİZ ÇIKTI

Yapılan operasyonda elegeçirilen kimyasal maddenin sarin gazı olduğu yönünde haberlerin yayınlanması tüm dünyayı ayağa kaldırırken Rusya, Türkiye'den sarin gazı konusunda açıklama bile istedi. Kimyasal maddenin yapılan incelemesinde sarin gazı denilen kimyasal maddenin akülerde kullanılan antifiriz olduğunun ortaya çıkması üzerine tutuklu 4 Türk ara kararla tahliye edilirken, Suriyeli Qassap'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

DAVA AÇILDI

Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu Maddesiyle yetkilendirilmiş Cumhuriyet Savcısı, soruşturmasını tamamlayarak Adana 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.

15 İLE 25 YIL HAPİSLERİ İSTENDİ

Mahkemece kabul edilen iddianamede, El Nusra örgütü üyesi olduğu iddia edilen Qassap'ın 'Silahlı Terör ögrütlerine silah sağlamaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından 25 yıl, diğer 5 sanık hakkında ise 'silahlı terör örgütlerine silah sağlamaya teşebbüs' suçundan 15'er yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. Sarin gazı üretimi için temin edilmeye çalışılan kimyasal maddelerin ele geçirilmemesi nedeniyle suçun teşebüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle sanıklara verilecek cezada indirim yapılması da talep edildi.

TELEFONLA KİMYASAL MADDE ARADILAR

İddianamede, sanıkların kimyasal maddelerin bulunması için birbirleriyle yaptıkları görüşmeleri ile poliste, savcılıkta ve mahkemede verdikleri ifadelerine de yer verildi. İbrahim Akça'nın sanıklardan Karaoğlan ile yaptığı telefon konuşmasında, "Bütün herkesi teyakkuza geçirdim, haberin olsun. Ses çıkarsa maf oluum" dediği belirtildi.

BABASININ İNTİKAMINI ALIYORMUŞ

Önümüzdeki günlerde yargılanmaya başlayacak olan sanıklardan El Nusra örgütü üyesi Qassap, savunmalarında şok iddialarda bulundu. Babasının uzun yıllar önce Suriye rejimi tarafından idama mahkum edildiği için Sbuudi Arabistan'a göç ettiklerini belirten Qassap, Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle rejim karşıtı olan gruplara yardım için çalıştığını itiraf etti.

ZIRHLI ARAÇLARI ETKİSİZ HALE GETİRMEK İÇİN MALZEME GÖNDERMİŞ

Suriye'de savaşan çeşitli gruplara mensup bir çok kişinin kendisiyle irtibata geçtiğini bunlardan kimisinin insani konularda, bazılarının malzeme istediğini, bazılarının ise askeri anlamda bazı malzemeler talep ettiğini belirten Qassap, askeri malzama talep edenlerden Ebu Ukba'nın Antakya'da yanına gelerek patlayıcı maddelerde kullanılmak üzere entegre türü bazı malzemeler bulmasını istediğini, 30-40 tane kadar bularak Ukba'ya teslim ettiğini bu malzemelere patlayıcı bağlayarak zırhlı araçlara yönelik kullanacaklarını bildiğini söyledi.

'KİMYASALLARLA DUMAN ÇIKARTAN SİLAH YAPILACAKTI'

Adem isimlli bir kişinin kendisiyle irtibata geçerek 6 kalem kimyasal madde istediğini, bu kimyasalları temin etmek için Halit Usta ve Raif Ay ile ayrı ayrı görüştüğünü belirten Qassap, "Bu kimyasal maddeleri isteyenler, bu maddelerle yapacakları duman çıkartan bir tür silah sayesinde Suriye'de keskin nişancılardan kurtulmayı amaçladıklarını söylediler" dedi.

HAVAN TOPU İÇİN 1 TRİLYONA KROM BORU ALACAKTI

Suriye Humus'ta faaliyet gösteren Livail Hak'tan (HAK TUGAYI) olduğunu bildiği Ebu Muhammed'in de kendisini arayarak havan topu yapmak amacıyla 5-10 tane 1.75 santimetre uzunluğunda 20 santimetre çapında ve 2 santimetre kalınlığında krom boru istediğini belirten Qassap, Adana'daki sanayiye gittiklerinde bu krom boruların maliyetinin 1 trilyonu bulduğunu öğrendiğini, fiyatı da Muhammed'e bildirdiğini söyledi.

'KİMYASALLARIN 5'İNİ TIBBİ OLARAK KULLANACAKTIK''

Qassap, mahkemedeki ifadesinde ise, El Kaide örgütüyle irtibatı olmadığını, Rivaül Hak olarak bilinen cemaatle irtibatlı olduğunu iddia ederek, "Esad rejminin zulmüne karşı muhaliflere yardım etmek için geldim. Benim sipariş etmeye çalıştığım 6 kimyasal malzemeden beyaz fosfor Suriye'de Esad askerlerinin keskin nişancılarının saldırılarını önlemek amacıyla beyaz bir toz bulutu oluşturması nedeniyle arıyordum.Diğer 5 malzeme ise tamamen tıpta kullanılan ve benim de muhaliflerin tıbbi işlerinde kullanması için ayarlamaya çalıştığım malzemelerdir. Ben bunları serbest alacaktım. İzne tabi ise almayacaktım. Evimde bulunan entegreler tamamen muhaliflerin aydınlatmada kullanmaları için hazırlanmış malzemelerdir. Başka bir amacım yoktur. Krom boruları da muhaliflere göndermek üzere eşyaları indirip kaldırmaya yarayan hidrolik aksamlarda kullanmaları için alıyordum. Ben bunları yaparken Türkiye'yi zor durumda bırakacak bir şey yapmak istemedim ve istemem de"

SAVCI: KİMYASAL ARAYIŞI SİLAH YAPABİLECEĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR

Savcı, Qassap hakkındaki değerlmendirmesinde, "..şüphelinin kimyasal maddelerin temini için bir arayış içerisine girdiği dönemde, kimyasal maddelerin taşınması, depolanması ve kullanılmasına elverişli olduğu değerlendirilen krom malzemesini de temin etmeye çalışması, şüphelinin kimyasalları temin etmesi halinde krom malzemeyle birleştirerek silah yapabileceğini ya da kimyasal maddeleri bir yerden başka bir yere taşımada kullanabileceğini göstermektedir. Böylece şüpheli Hytham Qassap, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütlerine silah sağlamaya çalışma suçlarını işlemiştir" dedi.

'YARDIM İÇİN YAPTIM'
Diğer sanıklardan Suriye uyruklu Halit Usta ise, saygın bir işadamı olduğunu belirterek, El Kaide ya da başka örgütlerle irtibatı olmadığını söyledi. Böyle bir suçlamaya muhatap kalmasının çok zoruna gittiğini belirten Usbta, "Şaşkın durumdayım. Şu ana kadar Özgür Suriye Ordusu'na hep insani malzemeler ve yardımlar yapan birisiyim. Bu olaya da tamamen iyi niyetle yardımcı olmak için yapmaya çalıştım. Bu malzemelerin kesinlikle kimyasal bomba yapmada kullanıldığını bilmiyordum" dedi.
'ANTİFİRİZ NUMUNESİ GÖNDERDİM'

Halit Ünlükaya da, Halit Usta'nın kendisinden 5-6 kimyasal madde ile ilgili araştırma yapmasını istediğini bselirterek., "Yaptığım araştırmada bunlardan 3 tanesi 3 tanesinin izne tabi olduğunu ğrenim Halit Usta'ya bildirdim. Bana başka bir müşterisisinin 1 ton antifiriz istediğini söyleyince ben de 1 tondan para kazanılmayacağını en az 10 ton olması gerektiğini söyledim. Suriye için bir sorun olmayınca numunelik antifiriz gönderdim. Kimyasal silah ürnetimi ile ilgili herhangi bir eylemim, katkım olmamıştır" derken Bekir Karaoğlan da, Suriye'ye sağlık malzemeleri ihraç ettiğini söyledi. Sanıklardan Halit Usta'nın 6 adet kimyasal madde ismi bulunan bir liste getirdiğini ifade eden Karaoğlan, "Bu kimyasallardan en az 200-300 kiloğram almak istediğini, bulup bulamaycağımızı sordu. Ben de İstanbul'daki İbrahim Akça'ya sordum. İbrahim bu kimyasalların bazılarının izne tabi olduğunu, çok tehlikeli malzemeler olduğunu söyledi. Ben da Halit Usta'ya 'Bu işe girmeyelim' dedim. Bu kimyasallarla bomba yapılacağını bilmiyordum. Bu maddelerin tehlikeli olduğunu öğrenci bu işe girmedim" dedi.

'BOMBA YAPILACAĞINI ÖĞRENİNCE VAZGEÇTİM'

Kimyasal maddeleri bulmaya çalışan sanıklardan İbrahim Akça, bu maddelerle bomba yapılabileceğini öğrenince bu işten vazgeçtiğini söyledi.

'LAZ ZİYA'YI BEN YAKALATTIM'

Nakliyat firması sahibi olan Raif Ay ise, Qassap ile baba dostu olan Nasır Erdoğan vasıtası ile tanıştığını belirtti. Erdoğan, bazı kimyasalların ihracatını yapıp yapamayacaklarını kendisine sorduğunu belirten Ay, "Ben de amcamınoğlu olan Çukurova Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan Burak Ay'ı arayıp kimyasalların ihracında sorun olup olmadığını sordum. Burak, 2 maddenin izne tabi olduğunu söyledi. Ayrıca, Qassap için, 'Suriye'de bu kadar insan ölürken bu adamın niyeti kötü' diyerek uzak durmamız gerektiğini söyledi. Ben de Nasır'dan 50 bin Dolar alacağımı alabilmek için görüşmemi sürdürdüm. İstenilen malzemelerin temininde, alınıp satılmasında herhangi bir rolüm olmadı. Ben 1993'de Bingöl'de 33 askerin şehit edilmesi sırasında askerdim, şehit olan askerlerle aynı otobüsteydim. Ben o vahşeti yaşadım. Terör örgütleriyle çatıştım. Ben halen MHP Hatay il yöneticisiyim. Benim terör örgütleriyle, Türk düşmanlarıyla herhangi bir bağlantım olamaz. İstanbul'da Laz Zişya lakaplı şahıs tarafından öldürülen Amerikalı kadın için İstanbul emniyetinden gönderilen 13 kişilik polis ekibi benimle irtibata geçti. Ben de kendilerine her türlü bilgiyi verdim. Bu sayede bu şahıs Halep'te yakalanarak Türkiye'ye getirildi. Bu kadar ülkesi için olumlu eylemlerde bulunan bir kişi olduğumdan atılı suçları işlemem mümkün değildir" dedi.

KİMYASAL SALDIRI MUHALİFLERİ GÖSTERİYOR

Cumhuriyet Savcısı, iddianamenin soruştüurma konusu bölümünde Suriye'de kimyasal silah kullanılmasına da yer vererek şok iddialarda bulundu. Yabancı basında yer alan haberlerden örnekler aktardı.19 mart Suriye'nin Halep kentine bağlı Han El-Asel Köyü yakınlarında çıkan çatışmada 25 kişi ölürken 100'ü aşkın kişinin zehirlendiğine dikkat çekilen iddianamede, bu kimyasal saldırıda muhaliflerin parmağı olduğu iddia edilerek şöyle denildi:

'EL KAİDE ÖRGÜTÜ İLE KİMYASAL SİLAHLAR ARASINDA BAĞLANTI GÖRÜLMEKTE'

"Suriye yönetimi saldırıyı muhaliflerin kimyasal başlıklı silahla yapıldığını bildirmiş, saldırıda yaralanan ve gazdan etkilenenlerin fotoğrafları yayınlandı. Kimyasal silahlı saldırı sonrasında muhalifler ve batılı ülkeler Suriye'yi suçlamaya çalışmıştı. Ancak, bütün ipuçları saldırının failleri olarak devşirme muhalefeti gösteriyordu. Time Dergisi'nin haberine göre, katliamla ilgili yeni tanıkların açıklamaları da saldırının arkasında El Kaide bağlantılı El Nusra cephesi olduğu bulgusunu güçlendiriyor. Kimyagerler de saldırı yerinde izlerden yola çıkarak klorin kullanılmış olabileceğini belirtiyor. Nitekim Suriye'deki tek klorin fabrikasının sahibi Muhammed Sabbah ise Time yaptığı açıklamada 'eğer saldırıda klorin kmullanılmışsa büyük ihtimalle benim fabrikamdan gelmiştir 'dedi. Alman haber ajansı DPA'nın haberine göre, Suriye'de muhalif kanattan savaşan ve terör örgütü El Kaide'ye yakınlığıyla bilinen El Nusra Cephesi, Halep'in doğusunda bulunan El Safir'deki kimyasal silah tesislerinden birini ele geçirdi haberiyle Esad güçlerine karşı muhaliflerin yanında çarpışan El Kaide terör örgütünün Suruiye'deki en büyük kampı olan ve örgüte bağlı küçük çaplı kamplar ile birleşen Ahrar-ı Şam ve El Nusra cephesine bağlı mensuplarınca kullanıldığı anlaşıldığından El Kaide örgütü ile kimyasal silahlar arasında bağlantı görülmektedir" denildi.
(GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ)