Murat Berhun'un torumu: Yüreğir Belediyesi halkı bilgilendirmek adına değişik zamanlarda ilgili konularda konferanslar verdiriyor. Konferansları Belediye yetkililerinin seçtiği konuların uzmanları veya yazarlar veriyor. Halkı bilgilendirmek için bu gibi çalışmalar çok önemli ve halkın katılımı teşvik edilmeli. Son seçilen konu olan "Kudüs ve Afrin"di. Konu güncel ve ve eksik bilgilerin tamamlanması için güzel bir fırsat. Ancak, konferansı verecek "uzman" olarak tercih edilen kişi konusunda yanlış tercih yapılmış. Hükümete yakın AKİT gazetesi yazarı olması dışında fikirsel anlamda tartışılan isim olan Gazeteci Abdurahman Dilipak "Kudüs ve Afrin" konusunda bilgilerini paylaştı.
Dilipak'ın bu konuda söylediklerinin özeti basın bürosunca daha geniş kitlelere ulaşması adına bültene dönüştürüldü ve basına servis edildi.
İtirazım şu; yazdığı  yazılarla kamunun ve halkın çıkarlarını savunması veya ilgilileri uyararak gücü nisbetinde yanlışlığı gidermeye çalışması gereken Gazeteciyi, şayet Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre suç sayılan, insan sağlığına zarar veren, toplum yapısını bozan bir unsur olan Hint Kenevirini yani (Esrarı) dolaylı olarak bile övüyorsa, hatta zaten ilaç sanayinde kullanılması için kontrollü olarak ekilmesine izin verilen bu çirkefin "
Bıçağın da kötü kullanımı tehlikelidir. Ama bıçağı yasaklamıyoruz. Hint kenevirini niye yasaklıyoruz o zaman." diyerek suç olmaktan çıkarılmasını savlayabiliyorsa, bu Gazeteciye konferans verdirilir mi?
İlgili köşe yazısının sadece bir bölümünde "
Yani, demem o ki, madem solventi yasaklamıyorsunuz, o zaman keneviri niye yasaklıyorsunuz.. Bıçağın da kötü kullanımı tehlikelidir. Ama bıçağı yasaklamıyoruz. Hint kenevirini niye yasaklıyoruz o zaman." diyebilecek kadar halktan uzak, insan sağlığını olumsuz etkileyen, toplum yapısını bozan bir çirkef maddenin yasağına isyan eden bu gazeteci, nasıl halka örnek olabilir? Zaten kanunlar çerçevesinde ilaç sanayi veya gerekli yerlerde kullanılması için kontrollü olarak üretimine izin verilen bu çirkefin, tamamen serbest olmasından söz etmekte ne?  
Abdurrahman Dilipak, evet gazetecidir ama olsa olsa "Kötü Gazetecidir". Esrarı, lafı döndürüp, dolaştırarak, insan sağlığını düşünmeden sözde ticari kaygılarla! bir şekilde öven ve yasağına isyan eden bü "Kötü Gazeteci"yi konferans için davet edenler, acaba bunu hiç düşünmediler mi? Ya da bunu biliyorlar da Başkan Mahmut Çelikcan'dan mı gizlediler?
Bu arada Abdurrahman Dilipak'ın  utanmadan esrarın "şeker kadar masum olduğunu" anlatmak için bin takla attığı yazısını okumak isteyenler için AKİT gazetesinin resmi sayfasındaki yazının linki aşağıdadır. 
HİNT KENEVİRİNİ (ESRARI) ÖVEN VE YASAKLANMASINI ELEŞTİREN DİLİPAK'IN AKİT GAZETESİNDEKİ O YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.... 


Haberin servis edildiği şekliyle tam metni
                                                                                                                                 15.02.2018
 
BAŞKAN ÇELİKCAN :''OSMANLI ORTADOĞUYU 400 YIL ADALETLE YÖNETTİ ŞİMDİ HERKES O GÜNLERİ ARIYOR''
 
DİLİPAK  YÜREĞİR'DE KUDÜS VE AFRİN'İ ANLATTI
Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan Türk Milleti'nin her zamankinden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu belirterek ''Şanlı ordumuz, Mehmetçiklerimiz Afrin'de mücadelesini başarıyla sürdürüyor. Osmanlı İmparatorluğu bölgeyi 400 yıl adaletli bir şekilde 400 yıl yönetti. Ortadoğu o dönemin huzurunu ve adaletini özlüyor. Dünyadaki bütün mazlumların gözü şu anda Türkiye'de.Mehmetçilerimiz bölgeyi işgalcilerden temizleyerek gerçek sahiplerine teslim edecektir. Bu anlamda bizlerle bilgi ve birikimlerini paylaşan Dilipak hocamıza teşekkür ediyorum.'' dedi. Başkan Çelikcan Abdurrahman Dilipak'a kültürevlerinde yapılan bir tablo hediye etti.
 
Esrarın "şeker kadar masum" olduğunu yazılarında izah etmeye çalışan Abdurrahman Dilipak, Yüreğirli vatandaşlara "Kudüs ve Afrin"i anlattı.


Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak Yüreğir Belediyesi'nin daveti ile ''Kudüs'ten  Afrin'e Ortadoğu'daki Gelişmeler'' konulu verdiği seminerde Dünyada sıcak ve soğuk savaşların hiç bitmediğini söyledi. Dünyada toprak dağılımının hiç adil olmadığını söyleyen Dilipak ''Bazı yerlerde 40 kişiye 1 pul, bazı yerlerde ise 1 kişiye 40 pul var. Bu düzeni sürdürmek için savaşlar ve darbeler hiç durmuyor.'' şeklinde konuştu.
 
2. Dünya Savaş'ından sonra faşizmin, 1990'dan sonra kominizim çöktüğünü belirterek. ''Bu gün bölgemizde yaşanan krizin sebebi kapitalizimdir. ABD FETÖ üzerinden kafamızı ve kalbimizi fethetmek istedi Sayın Cumhurbaşkanımız'ın One Minute, Mavi Marmara çıkışları ile emparyalizmin kıskacından kurtulduk. Sayın Erdoğan'a 20'ye yakın suikast düzenlediler. Amaçları bölgedeki 22 ülkenin yönetimini değiştirmekti. 15 Temmuz'da bu millet restini çekti. Vatandaşlarımız liderine, askerine, polisine, devletine sahip çıkarak dünyaya iyi bir ders verdi.
KUDÜS BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR
Kudüs bizim için önemlidir. Mescidi Aksa bizim ilk kıblemizdir. Namazın farz kılındığı yerdir. Müslümanların din davasıdır. Bu ötekilerin meselesi değil bizim kendi meselemizdir. Kudüs davası bizim için insanlık davasıdır. Eğer, Müslümanlar birleşip İsrail'e bir bardak su dökse İsrail diye bir devlet kalmaz.

AKİT'teki ilgili köşe yazısında “Hint keneviri”ni de tıpkı afyon ekimi gibi kontrollü bir şekilde yapamaz mıyız?.. diyen  Dilipak'a Başkan Çelikcan tarafından "Kudüs ve Afrin" konferansı nedeniyle kültürevlerindeki kursiyerlerin el emeğiyle yapılan bir tablo hediye etti.
GEÇ KALSAYADIK GÜNEYDE TERÖR KORİDORU OLUŞTURACAKLARDI
ABD, DEAŞ bahanesiyle bölgeyi kendi istediği şekilde şekillendirmek istedi. Bölgenin yapısını değiştirerek milyonlarca Suriyeli insanı göçe zorladılar. Şu anda onlar bizim misafirlerimiz. Ama onlar bir gün ülkelerine dönecekler. Döndüklerinde bizleri unutmayacaklar.
Afrin'de eğer Türkiye olarak geç kalsaydık Güneyimizle bağımızı koparmak istiyorlardı. İskenderun'dan itibaren Türk topraklarını bölerek Akdeniz'e kadar bir koridor oluşturmak istiyorlardı. Şimdi o bölgede ABD'nin yetiştirdiği ve o bölgeye gönderdiği PKK, PYD terörist gruplar var. ABD yapımı silahlarla ülkemize saldırıyorlar. Onlar Cumhurbaşkanımızı Lahey'de yargılamak istiyorlardı. NATO müttefikimiz olan ABD'nin verdiği silahlarla şimdi bizi bombalıyorlar.  Lahey'de artık onlar yargılanacaktır.'' şeklinde konuştu.