Baro Başkanı Av. Veli Küçük yaptığı açıklamada “703 sayılı KHK' nın 
136/a maddesine göre herhangi bir 4 yıllık lisans diploması olan kişinin 
idari yargıç olabileceğini” ifade etti.
Açıklamasında, olağanüstü hukuksuzlukların yasal hale getirilmeye 
çalışıldığını, KHK’ların Anayasa Mahkemesi’nin yetkisizlik kararından 
sonra anayasa hükmü gibi değerlendirildiğini, ülkemizde son yayınlanan 
703 sayılı KHK ile; idari hakim olabilme şartlarında değişikliğe 
gidilmesinin kabul edilemez olduğunu, hakimi hukukçu olmayan yargıyla 
adaletin sağlanamayacağını bildirdi.
"YARGI VE ADALET DİNAMİTLENMEKTEDİR"
Baro Başkanı Av. Küçük, şunları söyledi:
"Olağan yasalaşma süreci yaşanmadan ve tartışılmadan son dönemlerde 
yaygın olduğu gibi gece yarısı yayınlanan bir kanun hükmünde 
kararnameyle idari yargıda hakim olmak için hukuk fakültesi mezunu olma 
şartı aranmaksızın herhangi bir 4 yıllık fakülte mezunu olmayı yeterli 
kılan düzenleme yargı mekanizmasını ve adaleti dinamitlemektir.
Halk egemenliğinin temel tecelli noktası Türkiye Büyük Millet Meclisinin 
devre dışı bırakılarak, ülkemiz ve toplumumuz açısından böylesine önemli 
ve ciddi konularda, terörle mücadele ile hiçbir ilgisi olmayan idari 
yargı hakimliği şartlarında değişiklik yapılması Anayasa ihlali ve 
hukuka aykırı bir uygulamadır."
"TEZ ELDEN DÖNÜLMELİDİR"
Halk ve yurttaş nezdinde hukukçular eliyle yürütülen, ancak son 
dönemlerde siyasi iktidarın liyakat esasına gözardı etmenin ötesinde 
kadrolaşma mantığı ile baktığı yargıya dahi toplumun % 80’lerde güvensiz 
olduğunu belirten Av. Küçük, "Ülkemizde, bir de idari yargıda böyle bir 
tasarruf ne bir fiili ve hukuki gerekliliktir, ne de ülkemize, topluma 
ve adale fayda sağlamayacaktır. Bu evrensel kurallara aykırı 
düzenlemeden tez elden dönülmelidir." diye konuştu.
Baro Başkanı Av.Veli Küçük, açıklamasını şöyle tamamladı:
"16 Nisan Anayasa değişikliği referandumu ve 24 Haziran seçimlerinden 
sonra ülkemizin temel hukuk sistemi, yasaları, kurumları toplumla 
paylaşılmadan, uzmanlar nezdinde tartışılmadan değiştirilmemelidir. 
Siyasi iktidarın ve cumhurbaşkanın ben uygun gördüm, ben yaptım olduğu 
mantığını bir kenara bırakarak toplumun tüm kesimlerinin görüş ve 
düşünceleri ile düzenlemeler yapması hukuk devleti, demokrasi 
kavramlarının gereğidir.
Tek bir kişinin iradesi ve düşünceleri yerine, Cumhuriyetimizin 
95.yıllık kazanımları, Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 
ilkeleri ışığında ülkemizin yararı esas alınarak, toplumsal uzlaşı ve 
kenetlenme sağlanmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla sunarım."