İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde savaşların, katliamların yok olmasını temin etmenin, savaşı çıkaran koşullara ve savaştan fayda sağlayanlara karşı mücadele ile mümkün olacağını vurguladı.

Hitler faşizminin 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek ikinci dünya savaşını başlattığı tarih olan 1 Eylül’ün Dünya Barış Günü olarak ilan edildiğini belirten Biçer, dünyanın acımasız vahşiliklere ve barbarlıklara tanıklık etmeye devam ettiğini vurguladı.

1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle, yönetim kurulu adına yazılı bir açıklama yapan Biçer, “Başta Ortadoğu olmak üzere Dünyanın birçok bölgesinde çatışma, savaş var. Her yıl yüz binlerce insan yaşamını yitiriyor, yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalıyor, mültecileşiyor. Dünya acımasız vahşiliklere ve barbarlıklara tanıklık etmeye devam ediyor” dedi.

Bir avuç azınlığın, halkları kendi çıkarları için sömürdüğü ve insan hayatını hiçe sayarak savaşlardan fayda sağladığı bir dünyada yaşadığımızı kaydeden Biçer, “Bir avuç emperyalist azınlık insanlığı, dünyayı kirletiyor, vahşileştiriyor. Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, Rojava’da, Şengal’de, tüm Ortadoğu’da insanlar kitlesel katliamlara uğruyor. Emperyalizmin yarattığı IŞİD çetesi katliamları ile bölgeyi kan gölüne çeviriyor. Bölge halklarına karşı soykırım uyguluyor, din değiştirmeye zorluyor. Kadınlar kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, satılıyor.  Katliamdan kaçarak dağlara sığınmak zorunda kalan on binlerce insan açlık ve susuzluk nedeniyle ölümle karşı karşıyalar. Vahşetten kaçabilen Ezidiler komşu ülkelere sığınmaya çalışıyor. İnsanlara uygulanan vahşet öyle boyutlardaki bunu kendinden olmayanlara reva görenlerin insan olduklarına inanamıyoruz” diye konuştu.

“IRKÇI VE MEZHEPÇİ POLİTİKA VAR”

Emperyalizm, hegemonya projelerini hayata geçirmek için bölgede kendine uygun işbirlikçi kuklalar yarattığını dile getiren Biçer, şunları söyledi:

“IŞİD ve benzeri radikal İslamcı örgütler bu anlayışın ürünü olarak bölgede varlığını sürdürüyor. AKP iktidarı da içler acısı dış politikasıyla baştan beri bu kirli oyunun içinde yer almaktadır. AKP iktidarı, ayrımcı, ırkçı, mezhepçi politikası çerçevesine Suriye iç savaşında şeriatçıların yanında taraf olmuş, İŞİD dahil tüm şeriatçı örgütlere destek sunmuştur. Bu desteği fütursuzca sunan AKP, katliamdan kaçan Ezidilere pasaport sormaktadır. Pasaportu olmadığı için sınır kapılarında Ezidilerin üzerine, kendi ülkesinde devrimcilere, demokratik haklarını arayanlara yaptığı gibi gaz bombalarını yağdırmakta; içte ve dışta çatışmacı, ayrıştırıcı dilini politikasını sürdürmektedir.

Ülkemizdeki sığınmacılarla, savaşın yol açtıklarının başka bir boyutunu yaşamaktayız. Suriyeli mültecileri iyi bir yaşam vaadiyle ülkeye çağıran AKP iktidarı, ülkemizde sayıları her geçen gün artan Suriyelileri kaderleriyle baş başa bırakmıştır.  Suriyeliler barınma, sağlık ve geçim dertleriyle uğraşmakta ve Türkiyeli esnaf ve mahallelilerle aralarında ölümle sonuçlanan düşmanlıklar yaşanmaktadır. Unutulmaması gerekir ki asıl suçlular savaşı çıkarıp destekleyenlerdir, ayrımcı politikasıyla Suriye’deki savaşı kışkırtan AKP iktidarıdır.

“SAVAŞLAR BİTMİYOR”
Bu katliamlara, bu kanlı oyunlara bugün sessiz kalırsak açıktır ki vahşet boyutlarını arttırarak hükmünü sürdürmeye devam edecektir. Bu nedenle, ABD öncülüğünde Ortadoğu’da oynanmakta olan bu oyuna karşı çıkmak; emperyalistlerin bölgesel maşası rolüne hevesle soyunan, ülkemizi bu kirli oyunun parçası haline getirme gayretindeki AKP iktidarı politikalarına karşı çıkmak boynumuzun borcu. Savaşlar bitmiyor, Emperyalizm var oldukça da halklar üzerinde oynanan oyunlar bitmeyecek, katliamlar sona ermeyecek. Bu nedenle savaşa karşı çıkmak yaşamsal bir öneme sahip. Bizler inanıyoruz ki, savaşa karşı çıkmak, ancak savaşı doğuran koşullara ve bu koşullardan çıkar sağlayanlara karşı yürütülen örgütlü ve bilinçli bir mücadele içinde anlamını bulabilir.”

“BARIŞ İÇİN MÜCADELE EDELİM”
Ülkemizdeki ve bölgemizdeki gelişmelerin barış için her zamankinden daha fazla, daha kararlı mücadele edilmesi gerektiğini gösterdiğini vurgulayan Biçer, sözlerini şöyle tamamladı: “Barışı inanç, köken, mezhep farkı gözetmeden tüm halklar için,  tüm insanlık için istediğimizde, barış için attığımız adımları bir günle sınırlamadığımızda kalıcı bir barışın temini yolunda ilerleyebiliriz.  Tüm halkların eşit, özgür, insanca yaşayacağı bir dünya bizim özlemimiz.  Ve bu özleme ulaşmak için de kararlılıkla mücadele edeceğiz.”