“YERLİ SANAYİMİZİ DESTEKLEYEN AKILCI MADENCİLİK POLİTİKALARI OLMALIDIR”

JMO Adana Şube Başkanı Dr. Tatar, yer altı kaynaklarına ilişkin, ülke çıkarları temelinde yerli sanayini destekleyen, akılcı, halktan   emekten   yana   bir   madencilik   politikasının   olmamasının, ülkenin   kalkınmasında toplumsal   refahın   yükseltilmesinde   madenciliğin   payını arttıramadığını söyledi. Dr. Tatar şöyle devam etti;
“Ülkemizde ruhsatlı ancak riskli yüzlerce maden işletmesi ve en ilkel yöntemlerle
madenciliğin yapıldığı sayısız kaçak maden işletmesinin bulunduğu   bilinmektedir. Eğer
riskli ve kaçak işletmelerde üretim hemen durdurulmaz ise yaşanan maden kazalarını önlemek
mükün değildir.
 
“İŞ CİNAYETLERİ ADETA KATLİAM BOYUTUNA ULAŞTI”
Karadon, Kozlu, Soma, Ermenek ve Şırnak ta olduğu gibi son yıllarda Türkiye’nin farklı yerlerindeki maden sahalarında birbiri ardına yaşanan ve yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan iş cinayetleri adeta katliam boyutuna ulaşmıştır.  Maden İşletme projelerinin jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik etüt ve parametreler dikkate alınıp; yapılıp yapılmadığını kontrol ederek projenin onaylanmasından başlayarak, projeye uygun işletme yapılıp yapılmadığının denetlenmesi  gerekmektedir”

 “MADEN İŞLETMELERİ, ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUN HALE GETİRİLMELİ”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, Maden işletmelerinin bilimsel ve teknik esaslara, uluslararası güvenli çalışma standartlarına uygun faaliyet göstermesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtti. Tatar, “İlgili meslek disiplinlerinin koordineli çalışması ve işverenden mali bağımsızlığı sağlanmalıdır. Maden işletmelerinde jeolojik-jeoteknik ve hidrojeolojik çalışmalara sadece işletme öncesinde değil, gelişmiş ülkelerin uyguladığı gibi, işletme sırasında hatta işletme sonrasında da gerekli önem verilmelidir” diye konuştu.

“BİLİM VE MÜHENDİSLİĞE GEREKLİ ÖNEMİN VERİLMESİ, FACİALARI ÖNLER”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar,  oda olarak, iş cinayetlerine dönüşen maden facialarının yaşanmasının kader olmadığını bir kez daha belirtiklerinin altını çizdi. Dr. Tatar sözlerini şöyle tamamladı;
 “Kısa zamanda en fazla karı değil insanı merkezine alan politikalara, bilim ve mühendisliğe gerekli önemin verilmesi halinde jeolojik tehlike ve risklerin engellenerek faciaların tekrar yaşanmasının ve önlenmesinin mümkün olduğunu ifade ediyoruz. Kaybettiğimiz tüm madencilerimizin yakınlarının acısını paylaşıyor, yeni can kayıplarının yaşanmayacağı bir ülke umuduyla, konunun unutturulmayarak takipçisi olmanın tüm toplumun sorumluluğu ve görevi olduğunu belirtiyor, tüm  maden emekçilerinin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü‘nü kutluyoruz”