Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Ali Kuzu, son Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan ihraçlara tepki gösterdi.
Anayasa değişikliği referandumunun ülke gündeminde önemli bir yer tuttuğu, ülkesini seven, aydın, demokrat kimlikli herkesin yapılmak istenen değişikliğin bir sistem değişikliği değil bir rejim değişikliği olduğunu anlatmaya çalıştığı bir dönemde, 8 Şubat’ta yayımlanan bir kararname ile 4 bin 464 kamu çalışanının daha mesleklerinden atılmasının kabul edilemeyeceğini kaydeden Kuzu, “Yeter artık, durun!” dedi.

Yayınlanan bu KHK’nın amacının darbe ile mücadeleyi aştığını, kamuda görevini sürdüren muhalif kesimleri de susturmayı hedeflediğini ifade eden Kuzu,şunları söyledi:
“Son yayınlanan 686 sayılı KHK ile görevinden ihraç edilenlerin içerisinde toplumda demokrat kişilikleri ile tanınan çok sayıda isim bulunmaktadır. Çocuklarımızı teslim ettiğimiz öğretmenler okullarından koparılmış, üniversitelerimiz kıyıma uğramış, ülkemizin yüz akı akademisyenler muhalif duruşlarından dolayı ihraç edilmiştir. Anayasa değişikliğinin zorla gündemimize sokulduğu bu dönemde, ülkemizin en önemli Anayasa Hukukçularından biri bile, hiçbir hukuk normuna dayanmadan görev yaptığı üniversiten ihraç edilmiştir.

“TEMEL HUKUK NORMLARINI UYMAMAKTADIR”
Aralarında örgütümüz kadrolarında görev üstlenmiş arkadaşlarımızın da bulunduğu, barış yanlısı olan ve uzun süredir üzerlerindeki baskının şiddeti giderek artırılan akademisyenler, onlara sahip çıkmak isteyen arkadaşları, geri dönmemek üzere üniversite dışına itilmiştir. Yani artık ülkemizde bilim üretmek daha da zor, neredeyse imkânsız olacaktır. OHAL süresince yapılan tüm uygulamalar; açığa alınanların ve KHK’lar ile görevlerinden ihraç edilenlerin yaşadıklarının tamamı, temel hukuk normlarına dahi uymamaktadır.

Yaşadığımız fiili tek adam rejimi; demokrasi, hak, hukuk, temel özgürlükler gibi kavramların tamamını yok etmiştir. Bu yoğun baskı ortamında halkımız neyin doğru, haklı, meşru ve hukuka uygun olduğunu tespit edemez, gerçeğe ulaşamaz hale getirilmiştir.  Vatandaşlarımız gelecek kaygısıyla, başına bir iş gelecek endişesiyle susmaktadır. Yaratılan kaos ortamında evrensel hak ve talepler yerini iktidarın amaç ve istemine bırakarak sahneden çekilmiştir.

“KHK’LAR GERİ ALINMALIDIR”
İktidarın “çoğunlukçu anlayışı”; çoğunluğun desteğini arkasına alanın, bunu bir kez sağladıktan sonra özgürlüklerin ve yaşam alanlarının sınırını da kendisinin çizdiği baskıcı bir rejime gelip dayanmıştır. Nitekim parlamento görevde iken, OHAL ve sonu gelmeyen yasa gücünde KHK’lerle toplum ve ülkenin kaderi üzerinde etkide bulunabilecek önemli kararlar yayımlanmasının, temel hakları ortadan kaldıran ve toplu cezalandırmaya dönüşen ihraç kararları uygulanmasının arkasında yatan bu çoğunlukçu anlayıştır. Askeri darbeleri eleştirerek, “ileri demokrasiyi” savunan bir iktidarın, 12 Mart darbesi ve 12 Eylül hukukundan da geriye düşmesinin başka bir izahı yoktur. Bu yüzden daha önce de defalarca söylediğimizi bir kez daha tekrarlıyoruz; Bakanlar Kurulu, derhal ama derhal Anayasal sınırlar içine çekilmeli, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunmayı bırakmalı ve yayınladığı KHK’ları geri almalıdır.”