TMMOB Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Sabahatdin Sakatoğlu, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü nedeniyle açıklama yaptı. Tüm insanlığı madencinin öfkesi, umudu, direnişiyle selamlayan Sakatoğlu, ülkemizde yaşanılan iş cinayetlerinden dolayı madencilerin acı içerisinde, cezaevinde ya da ölümlerde olduğunu vurguladı.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak; yüreğinde insan sevgisi, barış, kardeşlik, özgürlük, eşitlik, bağımsızlık tutkusu bulunan; güzel günlerin bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine, omuz omuza kurulacağına inanan ve bu inançla bulunduğu her yerde; Aladağ’da, Şirvan’da, Soma`da, Ermenek`te, Zonguldak’ta, Elbistan‘da, Kemalpaşa`da, Dursunbey`de, Gediz`de,  işyerinde, sokağında, mahallesinde, köyünde ve kentinde mücadele eden; başka türlü bir dünyanın mümkün olduğuna ve çocuklarına onurlu bir geleceği sunabileceğine dair sarsılmaz bir kararlılığı olan herkesi madencinin öfkesi, umudu, direnişiyle selamlayan Sakatoğlu, şunları söyledi:

“İzmit`te, Roma İmparatorluğu`nun zulmünden kaçıp madencilere sığınan Santa Barbara, 4 Aralık tarihini bütün dünya madencilerine armağan ederek, madencilerin onurlu mücadelesi ile yazılan bu tarih bir destan şeklinde kayda geçti. Çünkü bizler her yerdeydik; Seattle`da, Zonguldak`ta, Mentawai`de, Soma’da, Cape Town`da, Şirvan’da, And Dağları`nda, Aladağ’da, Delhi`de, dünyanın bütün yer altı zenginliklerinin emekçi nefesimize karıştığı dehlizlerde, şevlerde, galerilerde, aynalarda, yangınlarda… Zulüm nerede katmerlendiyse, madenciye daha da katmerlisi bahşedildi. Nerede talan, peşkeş, sömürü olduysa, en çok madenciden çalındı. Çünkü en yoğun emek madencinindi; bunun sonucunda, en büyük öfke de madencinin oldu. Dünyanın her yerinde 4 Aralıkları bir mücadele gününe çeviren, coşkuyla kutlayan madenciler; ülkemizde yaşadığımız iş cinayetlerden dolayı acılar içerisinde, cezaevlerinde ve ölümlerde...

Hepinizin huzurunda başta cenazelerine üzerinden 17 gün geçmiş olmasına rağmen henüz ulaşılamayan Şirvan olmak üzere Soma’da, Ermenek`te, Şırnak`ta, Zonguldak`ta, Elbistan‘da, Mustafa Kemalaşa’da, Dursunbeyli’de, Gediz’de ve adını sayamadığımız onlarca yerde yaşanan iş cinayetlerinde canlarını kaybeden, aralarında meslektaşlarımızın da bulunduğu maden emekçilerini saygıyla anıyoruz.

Yaşanan facialarda onlarca meslektaşımız yaşamını kaybederken yüzlerce meslektaşımız günah keçisi ilan edilerek ya mahkemelerde sanık olarak yargılanmakta ya da cezaevlerinde tutuklu veya mahkum olarak bulunmaktadır.

Oysa, yargı önüne çıkması gerekenler; ülkemizde Santa Barbara döneminde yapılan madenciliğe izin verenler, izin vermekle kalmayıp bekçiliğini yapanlar, bekçilik yapmakla da kalmayıp taşeronluk gibi emeğin düşmanı çağdışı bir uygulamanın devamı için gerekli koşulları sağlayanlardır. Başta Soma Faciası olmak üzere yaşanan tüm facialardan ve iş cinayetlerinden sonra gelip günah çıkardılar, halkımıza ve maden emekçilerine umut dağıttılar. Gerekli düzenlemelerin ve tedbirlerin alınacağını söylediler ama iş cinayetleri yaşanmaya devam etti. Şirvan faciası yaşandı ve ne yazık ki yaşanmaya da devam edecek. İş cinayetleri madenciliğin değil bu anlayışın fıtratında var. Dünyanın değişik yerlerinde, yaşadığımız coğrafyada ve ülkemizde yüzlerce insanın ölümü ile sonuçlanan katliamlar tüm insanlığın vicdanını yaralamış ve geleceğe dair endişelerimizin artmasına neden olmuştur.  Sevgiyi, barışı, dostluğu ve adaleti katleden her türlü terörü kınadığımızı belirtmek istiyorum.

DEMOKRASİ TÜM KURUMLARLA YAŞAMA GEÇMELİ
Ülkemizin ulusal ve uluslararası düzlemde yaşadığı önemli sorunlara ek olarak 15 Temmuzda yaşanan darbe girişimi ulusal düzlemde yaşamakta olduğumuz siyasi ve ekonomik sorunların daha da artmasına neden olmuştur. 15 Temmuzun nedenleri ve sonuçları ülkemiz ve halkımız için demokrasinin, laikliğin ve cumhuriyet değerlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. 15 temmuz ve benzeri girişimlerin bir kez daha yaşanmaması için demokrasinin tüm kurum ve kuruluşları ile birlikte yaşama geçirilmesi gerekliliği bir kez daha anlaşılmıştır. Bu nedenle 15 Temmuz nedeniyle ilan edilen OHAL ve OHAL uygulamalarının yerini demokrasi ve demokratik kurallar almalıdır. 2012 yılında yayınlanan “Başbakanlık Genelgesi” nedeniyle durma aşamasına gelen sektörümüz sonrasında yaşanan iş kazaları ve akabinde madenciliğin sorunlarını çözeceği iddia edilerek “ben yaptım oldu” anlayışı ile çıkarılan “Maden Kanunu” sebebi ile de hızla küçülmeye içinde bulunduğumuz yılda da devam etmiştir.

Sektörün ve sektörde çalışanların ihtiyacını karşılamayan bir maden kanunu çıkartılmış ancak buna paralele olarak çıkarılması gereken “Uygulama Yönetmeliği” henüz ortada yoktur. Sektör ve çalışanlar halen ne yapacağını bilemez halde beklemekte ve sektör hızla küçülmektedir. Çalışanlar ise işsizlikle karşı karşıyadır. Bütün bu sorunlara çözüm üretmek ve uygulamak ülkeyi yönetenlerin ve siyasi iktidarların asli görevidir. 

GÜNEŞ DOĞSUN
Mühendisliği, bilimi ve tekniği dışlayan bir anlayışla madencilik mevzuatı ve çalışma yaşamı düzenlenemez. Siyasi iktidar bu anlayışa sahip olduğu sürece madenciliğin sorunları çözülemeyecek, iş cinayetleri önlenemeyecektir. Yaşanan ve yaşanacak sorunların sorumluları meslek odalarının, sendikaların ve üniversitelerin görüşünü dikkate almayan anlayış ve uygulamalardır.

Maden Mühendisleri Odası olarak kamuoyunu bilgilendirmek ve yetkilileri uyarmak görevlerimiz arasında olup bu görevimizi yerine getirmek amacıyla defalarca uyardık ve uyarmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler "…yüreğimizdeki insan sevgisi ve yurtseverliği baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde bilim ve tekniği emperyalizmin ve sömürgelerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirme ve sürdürme yolunda inançlıyız, kararlıyız…"

4 Aralık Dünya Madenciler Gününde başta Aladağ’da yanan çocuklarımız, Şirvan’da kurtarılmayı bekleyen emekçilerimiz olmak üzere Ermenek, Soma, Kozlu, Elbistan, Dursunbey, M. Kemalpaşa, Gediz, Sorgun, Merzifon, Armutçuk ve adını sayamadığımız yüzlerce yerde meydana gelen iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden meslektaşlarımızı ve maden emekçilerini saygıyla anıyor, bu kazalarda görevleri gereği günah keçisi ilan edilen meslektaşlarımızın onurlu mücadelelerini destekleyeceğiz ve daima desteklemeye devam edeceğimizi bir kez daha bildiriyoruz.

“Dünya Madenciler Günü”müzü karanlık yolun sonunda, doğacak güneşin altında, dostlarla birlikte güneşin sofrasında, yeryüzünün aşkın yüzü olduğu bir ülkede kutlayacağımız günlerin geleceği inancıyla halkımızı selamlıyoruz.”