Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Topalhan, TİS görüşmelerinde memurun asıl taleplerinin ele alınmadığını belirterek şunları söyledi: “Malum Konfederasyonun, hükümet ile yaptığı gizli pazarlıklar sonucunda imzaladığı Toplu Sözleşme, maalesef memurun beklentilerini karşılamaıştır. Memurun taleplerini dahi dillendirmeyen malum Konfederasyon ise Toplu Sözleşme için “büyük kazanımlar elde ettik” demektedir.
Toplu Sözleşme Görüşmeleri 1 Ağustos 2013 tarihinde başladıktan sonra normal şartlarda 31 Ağustos 2013 tarihine kadar devam etmeliydi. Fakat sadece 3 görüşmeden sonra mutabakata varıldı.
Masada gündeme dahi getirilmeyen, büyük kazanımlar elde ettik denilen Toplu Sözleşmede, aşağıda belirteceğimiz konuların değerlendirilmemesi oldukça manidardır. 
İşçilerde olduğu gibi, ek ödemelerin ve tüm gelirlerin emekliliğe esas hale getirilmesi, emekliliğe yansıtılması sorunu çözülmemiştir. Yeniden düzenlenen Sosyal Güvenlik Yasalarıyla çalışma süreleri artırılan memurlar, artık en az 35-40 sene çalışarak, ancak emekli olabiliyorlar. Memurların 30 yıldan fazla çalışmaları halinde ne ikramiye ve ne de emekli maaşına bu hizmetler yansıtılmamaktadır. İşçilerimiz ise ne kadar çok çalışırsa, o kadar fazla ikramiye ve emekli maaşı almaktadır. Bu adaletsizlikler düzeltilmemiştir. Bilindiği gibi 2005 yılı öncesi işe giren bütün memurlar 1 derece almışlardır. Hükümetle 2 yıl önce bizim de katıldığımız Toplu Görüşmelerde, 2005 yılı sonrası işe giren memurlara 1 derece verilerek adaletin sağlanmasını kararlaştırmıştı. Ancak hükümet ve yandaş konfederasyon, yüz binlerce memurun bu beklentisini de yerine getirmeyerek adaletsizliğin, hukuksuzluğun altına imza atmışlardır.
Daha önce yapılan düzenlemelerle kamuda istihdam edilen geçici işçiler ve 4/B’li çalışanlar kadroya geçirilmiştir. Ancak, 4/C’li personel kadroya geçirilmemiş, ücretleri emsali memurların ücretleriyle eşitlenmemiştir.
Kamuda 11 yıldır pek çok hizmet taşeron firma elemanları vasıtasıyla yapılmaktadır. Özellikle on binlerce hizmetli kadrosunda ki çalışanlara, masa başında memurluk yaptırılmaktadır. Hizmetlilerin Genel idari Hizmetler sınıfına geçirilmesinin önünde hiçbir engel olmamasına rağmen, hizmetliler yüz üstü bırakılmıştır. Bundan 2 ay önce Hükümet, Meclis’ten geçirdiği bir yasa ile Grup Müdürü, İl Müdürü ve Daire Başkanlığı kadrolarında yöneticilik yapanların ek göstergelerini 3 bin 600’e kadar yükselterek, böylece üst düzey yöneticilerin emeklilikte daha fazla emekli ikramiyesi ve emekli maaşı almasını sağlamıştır.Ek göstergesiz çalışan Hizmetlilere, memurlara böyle bir düzenleme yapılmamıştır. Ayrıca ek göstergeleri oldukça düşük olan Şef ve Şube müdürlerinin ek göstergelerinin artırılması hususunda, masadan bir sonuç çıkmamıştır. Çalışan kadınlarımızın doğum öncesi ve doğum sonrası izin süreleri artırılmayarak, mağduriyetleri sürdürülmüştür.Engellilere ihtiyacı olan gerekli araç-gereç temini ve izin sürelerinde hak ettikleri düzenlemeler, Toplu Sözleşme masasında gündeme dahi getirilmemiştir. Kamuda başta Emniyet ve Gümrük çalışanları olmak üzere 12-12 ve 24-24 çalıştırılan kamu görevlilerine fazla mesai ücreti verilmesi ve çalışma şartları düzeltilmesi hususunda bir gelişme olmamıştır.Başta Maliye Bakanlığı ve Adliyeler olmak üzere, fazladan çalıştırılan personele fazla mesai ücreti ve izin hakları verilmeyerek, emek çalınırken bu konularda da hiçbir düzenleme yapılmamıştır.Her yıl vergi dilimlerinin yüksekliği nedeniyle yapılan zamların yüzbinlerce memura yansımadan vergi kesintisine gitmektedir. Bu adaletsizliği giderecek, vergi adaleti sağlayacak bir anlaşma da Toplu Sözleşmeden çıkmamıştır. Uzmanlar arasında ki uçurum ile şeflerin mağduriyetlerini giderecek çalışmalar yapılmamıştır.Askeri sivil memurların, hala Askeri Mahkemelerde yargılanması, katıksız hapse askerler gibi mahkum edilmesi hususunda da bir sonuç alınamamıştır.”

TOPLU SÖZLEŞME DEĞİL, TOPLU FİYASKO MASASI
Hükümet ile söz konusu memur sendikası arasında bağıtlanan TİS’in ‘Fiyasko’ olarak nitelendiren Türk Büro-Sen Adana Şube Başkanı Turan Topalhan, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“2010 yılında hükümet 4/C’liler dahil tüm personelin aile ve çocuk yardımı almasına karar vermiş, uygulamada ise 4/C’liler kapsam dışı tutulmuştur. 2014 yılından itibaren ise 4/C’li personele aile ve çocuk yardımı ile, kısmi bir iyileştirme yapılmıştır. Yine Uluslararası Çalışma Örgütü son 11 yılda Türkiye’yi 7 defa hak ihlali ve çalışanlar arasında ayrımcılık yaptığı için mahkum etmiştir.
Bu süreçte memurların en temel hakları olan grev ve siyasete katılma hakları verilmemiş, TBMM, Anayasa uzlaşma komisyonunda da iktidar partisi temsilcileri bizim bu haklarımızın verilmesine karşı çıkmışlardır.
1995 yılından bu yana kurulmuş olan 3 ayrı Emekli Sendikaları ne yazık ki ileri demokrasi diye iktidara gelenlerin döneminde kapatılmıştır. Yine emniyet çalışanlarının kurduğu sendika hükümetce tanınmamış, sendikayı kuran polis memurları ise işten atılmıştır.
Ne yazık ki, Toplu Sözleşme Masasında, memurların en temel insan hakları olan “grev ve siyasete katılma hakları” ile ilgili hiçbir sonuç alınamamıştır.”