Ülke kalkınmasında tarımın yerinin hala çok önemli önemli olduğuna inandığını belirten Başkan Hüseyin Sözlü, “Tarımsal kalkınmaya büyük önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünyanın genel problemi gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Bir yerde tarımsal kalkınmanın önünü açabiliyorsanız, insanlar tarımsal kalkınmayla kendi ekmeklerini çıkarabilip, refah toplumuna oradan eklenebilir. Bir sanayi yatırımı, 5 milyon lirayla 1 ya da 2 kişiye istihdam verirken, tarımsal üretimde bunlar daha küçük meblalarla sağlanabiliyor. Kişinin elbette buradaki sürekliliği, azmi, başarı oranını artıracaktır. Üretimi teşvik etmek gerekir. Son dönemde de tarımsal üretimin, gıdanın dünyada yavaş yavaş hak ettiği yere gelmekte olduğunu görmekteyiz” dedi.

ÇEŞİTLİ MEYVELERİN ÜRETİMİNE UYGUN BİR COĞRAFYADAYIZ
Adana’da iklimin deniz kıyısından dağ eteklerine yayılan bir coğrafyada büyük değişkenlik gösterdiğini ifade eden Başkan Hüseyin Sözlü, “ Deniz kıyısında neredeyse tropikal iklim hüküm sürerken, yukarılara çıktıkça iklim soğuyor. Bu nedenle çeşitli meyvelerin üretimi denenebiliyor. Sahilde çilek, yukarılarda diğer üzümsü meyveler üretilebiliyor. Bölgede çiftçiyi desteklemek, onların üretime ortak edilmesi ve hedeflenen amaçlar doğrultusunda, fidelerin çiftçiyle buluşturulması hususunda , Adana Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığımız aracılığıyla, üniversitelerimizle işbirliği yapmaya hazırız. Tarımsal kalkınma çalışmalarının hayata geçirilmesinde çiftçimizi destekleyerek, fide ve fidanların ücretsiz dağıtılmasıyla ilgili ve bilim insanlarıyla işbirliği içinde çalışarak, bunun uygulamasını gerçekleştirmeye hazırız. Üniversitelerdeki çalışmalara maddi katkı koymak,  böylece bölgemizdeki tarım gücünün artmasını sağlamak, ziraat mühendisi bir belediye başkanı olarak beni memnun eder.” diye konuştu.

ISLAH EDİLMİŞ ÜRÜNLER, HORMONLU OLARAK TANIMLANMAMALI

Tarımsal üretimdeki ıslah ve verim artışı çalışmalarıyla ilgili toplum nezdindeki yanlış anlaşılmalara da değinen Başkan Hüseyin Sözlü, şunları söyledi: “
Çilekte son dönemde yapılan ıslah çalışmalarıyla meyvelerin boyutları değişti. Son dönemde GDO kavramı var. Bu nedenle sağlıklı şekilde ıslah edilmiş meyve ve sebze üretenler haksızlığa uğruyor. ‘Nerede o eski sebzeler, meyveler’ söylemine karşıyım. Anadolu’da sert kış için ‘zemheri’ tabiri kullanılır. Zemheride domates yeyip, domatesin iyi olmadığını söyleyenleri anlamıyorum. Şu anda piyasada bölgemizin tarla ürünleri bitmiş olmasına rağmen, yaylaların dometesleri var. İster soyulmuş, ister kabuğuyla tüketin, çok etli, içindeki meyve yapısı homojen, lezzetle yenilen domatesler var.
Üzümsü meyvelerden, ıslah edilmiş iri çileklerle ilgili vatandaşımız ‘hormonlu’ tanımlamasında bulunuyor. Oysa onların hormonlu olmadığını biliyorum. Hormon konusunda çftçimizde de, tüketicimizde de bilgi kirliliği mevcut. Islah edilen ürünlerle ilgili yapılan haksız ‘hormonlu’ tanımı, çiftçimizin el emeği, hayalleri olan ürünlerin pazarlanmasında sorun yaşanmasına neden oluyor.
Seçim çalışmasında bir çilekçinin önünden geçerken ‘Ya ne güzel çilek’ dedik, bir vatandaşımız ise ‘bunların hepsi hormonlu’ dedi. Ziraat mühendisi olduğumu, yanıldıklarını söyledim. ‘Bunların çeşitleri böyle’ dedim. Bu konudaki ayrım iyi yapılmalı.”

BİLGİYİ ÜRETİME BİRLİKTE DÖNÜŞTÜRELİM
Sempozyumu hazırlayanlara ve katkı koyanlara teşekkür eden Hüseyin Sözlü, konuşmasını şöyle bitirdi: “Bereketli topraklar Adara’ya böyle bir sempozyuma evsahipliği yapmak yakışır. Bilgiyi üretime dönüştürmek için sizinle çalışmaya hazırız.”