Adana Büyükşehir Belediyesi himayesinde, Sheraton Oteli’nde düzenlenen, Modern Şehircilik ve Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nde konuşan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Türkiye’de modern şehircilik biliminin ruhuna sadık kalınarak kentlerin planlanması halinde, bu konuda yaşanan problemlerin halledileceğini belirtti. Başkan Sözlü, “1999 yılından bu yana belediye başkanıyım ve Ceyhan Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde en önemli sloganlarımdan biri ‘Modern Şehircilik’ti. Kentlerde modern şehirciliğin gereği yapılsa ve şehir planlama ilminin ruhuna sadık kalınsa aslında problemlerin bir çoğu halledilmiş olur” dedi.

ŞEHİRLER, SİYASİ POPÜLİZMİN KURBANI OLDU

Türk milletinin kültür ve medeniyet çıtasıyla, ülkemizde şu ana kadar gerçekleştirilen şehircilik anlayışının örtüşmediğini, şehirciliğin popülizmin kurbanı olduğunu söyleyen Başkan Sözlü, “Dışarıdan Türkiye’ye bakanlar, şehirciliğimizi değerlendirip, bizimle ilgili karar verirlerse sınıfta kalırız. ‘En güzeli İstanbul’ deriz ama o, Cenab-ı Allah’ın bahşettiği İstanbul Boğazı’nın bize verdikleri ve şehrin de kültürel derinliğidir. Cumhuriyet çocukları olmamızla beraber, maalesef Cumhuriyet dönemi şehirciliğinde sıkıntılıyız. Övünülecek bir şehrimiz yok. Bir kaç şehrimiz vardı ama onlar da Avrupa standartlarında süper şehirler değildir, Türkiye’nin genelinde kötünün biraz üzerinde iyi şehirlerdir. Yolları, bulvarları iyi tasarlanmış şehirlerdir belki. Bu iş halkın da sosyoekonomik, sosyokültürel yapısıyla alakalıdır. Nitelikli binaları, nitelikli yapıları inşa etmek için ekonomik güç gerek. Bunlar yoktur, devlet bunun altyapısını sosyal devlet olarak kurmamıştır. Vatandaşlar kendilerine konut yerine, barınak inşa etmiştir. 1984’te rahmetli Cumhurbaşkanımız, eski Başbakanımız gecekondular için tapu tahsis belgeleri vermiştir. Yeni kötü şehirlerin sorumluları sadece ve sadece belediye başkanları değildir. Elbette belediye başkanlarının zafiyetleri olmuştur ama Türkiye’nin sosyoekonomik, sosyokültürel yapısı, şehirlerimizi inşa ederken de önemli faktörlerindendir. Kentsel dönüşümü de bütün bu olumsuzlukların üzerinde, binaların dönüştürülmesi, binaların yenilenmesi gibi, tekrar eden popülist bir yaklaşımla değerlendirirsek, yine sınıfta kalırız” diye konuştu.

GEÇMİŞTE BAŞARILAMAYANLARI TELAFİ ETME FIRSATI

Başkan Sözlü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki kentsel dönüşüm atağını, şehir planlaması açısından, geride kalan dönemde başaramadığımızı, telafi etmek açısından da bir fırsat olarak görmeliyiz. Bunu ortaya koyduktan sonra, bu konuda belediyeler kadar etkili olduklarını düşündüğüm, siyasi irade aracılığıyla baskı kurabilen yapı müteahhitleri, bakış açılarını değiştirerek harekete geçmeliler. Onlar genelde, konut üretebilecekleri az problemli ya da problemsiz arsalar isterler ve bir araya geldiklerinde sağlıklı şehirler değildir konuştukları. Sabit masrafları azaltan isteklerde bulunurlar. Belediye başkanları da, gelecek dönem destek alabilmek için, kötü niyetli olmamak üzere, o talepleri yerine getirmişlerdir. Son teknolojiyle, akıllı binalar üreterek, sağlıklı şehirler üretemezsiniz. İyi konumlandırılmış, iyi yerleştirilmiş ve mimari hassasiyeti olan yapılar inşa edilirse, sağlıklı şehirlerden bahsedebiliriz. Bina sağlıklıysa 50 yıl sonra ona teknolojik gelişmeleri monte edebilirsiniz. Nihayetinde tarihi binalar 3 buçuk, 4 metre derinliğinde, asma tavan da monte ediyorsunuz, avize de yapıyorsunuz ama yeni anlayışta sandviç gibi yapılar mevcut. 2.60m, 2.70m yüksekliğinde binalara avize astığınızda, evin içinde yürürken kafanızı çarpıyorsunuz. Onun için biz kentsel dönüşümü, Cumhuriyet dönemi şehirciliği açısından kaçırmış olduğumuz fırsatları yenileme şansı olarak değerlendirmeliyiz.”


KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ İMZA İÇİN UZUN SÜRE BEKLİYOR

Adana’da 7 yıldır TOKİ’yle, ilgili bakanlıkla iletişim halinde devam eden, sonucu alınamayan kentsel dönüşüm alanları bulunduğunu hatırlatan Başkan Sözlü, şunları söyledi: “Adana’da Büyükşehir’in 6, 7 adet böyle yeri var. Partizanlık yapmıyorum. CHP’li Çukurova Belediyesi’nin de böyle alanları var. Hala gerekli imzayı alamamıştır. Adalet ve Kalkınma Partili Yüreğir Belediyesi’nin de kontsept olarak çok güzel çalışılmış bölgeleri var ama ilgili bakanlıktan bir türlü imza çıkmıyor. TBMM’de, kentsel dönüşümün önünü açmak üzere güzel yasalar çıkarıldı. Anlaşmayı temin etmek için yüzde 51 yakalandığında belediyelerin önünü açan iyi düzenlemeler çıktı. Son imzaların hep bakanlıkta kilitleniyor olması işi tıkıyor. Bu manada özellikle büyükşehirlerin olduğu yerlerde, bu yetkinin bakanlıkça kullanılması gibi bir zorunluluğun bulunmaması gerektiği kanaatindeyim.”

BAKANLAR KURULU VE TOKİ’YE KİLİTLENMEMELİ PROJELER

98 Ceyhan ve 99 Marmara depremlerinden sonra yeni yönetmelikler çıkarıldığını ifade eden Başkan Sözlü, “Adanamızda da kentsel dönüşüm önemli olacaktır. Seyhan Nehri’nin sağ ve sol yanı, nehrin milyonlarca yıl alüvyon taşıdığı alan sıvılaşma riski taşıyor. Adana 1. derecede deprem kuşağında. Bunlara karşı da bir tedbir olacak kentsel dönüşüm. Devlet eli olmalı ama devlet kamunun diğer birimleriyle bunu paylaşmalı. Özellikle Büyükşehirlerle paylaşmalı ve bu işin önü açılmalı. Bizim ve ilçelerimizin projeleri var. Büyükşehir’in projelerini övmem yanlış olursa, Yüreğir’in hazırlamış olduğu projeler gerçekten çok güzel. İstanbul’daki gibi 7, 8 emsal yüksek yoğunluklarla değil, 2.2, 2.4 yoğunluklarla dönüştürülen, şehri betona mahkum etmeyen, modern şehirciliğin, tabiatı korumanın ruhuna da saygılı planlamalar var burada. Onun için buralarda önümüzün açılması gerektiğini düşünüyorum. Bakanlar kurulu ve TOKİ’ye kilitlenmeden önümüzün açılmasını istiyoruz. Bu, muhalif üsluptan ziyade, verimliliği temin etmek için samimi bir temennidir” dedi.

ŞEHİRCİLİK DEMOKRASİ GİBİDİR, KAĞIT ÜZERİNDE OLMAZ

Adana’da kentsel dönüşüm yaparken, dikkat edilecek hususlara vurgu yapan Başkan Hüseyin Sözlü, sözlerini şöyle tamamladı: “Yapmayacağımız ve çok dikkatli olacağımız konular var. Yeni imar alanlarını bolca açarak, yapı müteahhitlerini problemsiz yerlere yönlendirip, arz talep dengesini orada oluşturduğumuz, tarlaları imarlı arsa haline getirdiğimiz müddetçe, hem tarım alanlarını yeniden betona mağlup ediyoruz, hem de yapı müteahhitlerini, arz talep dengesini, kentsel dönüşümü istediğimiz bölgelere sevk edemiyoruz. Bunu yapmak isterken bol keseden tarım alanlarını arsa haline getirip imara açtığımız zaman da, kentsel dönüşüm Türkiye’de bir 30-40 yıl daha konuşulur ve bir gün artık kavram olarak iflas eder. Şehircilik demokrasi gibi bir şeydir. Sosyokültürel, sosyoekonomik yapıyla alakalıdır. Kağıt üzerinde şehirleri ilan edersiniz ve oran yüzde 98’e çıkar ama gerçek şehir değildir oralar. Kağıt üzerinde Irak’a, Suriye’ye domokrasinin tarifini götürmekle, bu ülkelere demokrasi gelmez. Halktan, en tepedekine kadar sindirirseniz demokrasi olur, karşınızdakini sayarsanız demokrasi olur, severseniz olur.

Şehircilik de böyle bir şeydir. Kolektif yaşama şuuruna sahip olacaksınız ve şehire geldiğinizde oranın size tarif ettiği kurallı yapılara uyarsanız, komşularınıza hürmet ederseniz, trafikte karşıdan karşıya geçerken dikkat ederseniz, araçla giderken Avrupa’da olduğu gibi durup yayalara yol verirseniz şehircilik iştahınız artar. Adana Büyükşehir sıfatını yeni aldı ve Feke’nin, Tufanbeyli’nin, Saimbeyli’in kasabaları şehir oldu. Buraları bir anda şehir yapmak mümkün mü? O kadar gücüm de yok ve mucize Allah’a mahsustur. İnandığımız değerler doğrultusunda, maddi gücümüzün yettiğince ve hemşehrilerimize olan samimiyetimizle oralara hizmeti götüreceğiz. Kağıt üzerinde şehir ilan etmek, kağıt üzerinde demokrasi kurmak gibi bir şeydir. Onu hep birlikte sindirmemiz lazım.”