TMMOB’ye bağlı Odaların Adana Şube Başkanları, Adana Tabip Odası, Adana Barosu, DİSK, KESK, yaşanan iş cinayetlerinin son bulmasını isteyerek, “İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması, tüm çalışmalarda en önde gelen unsur olmalıdır. İşçilerimizin hayatlarını ihmal sonucu kaybetmeleri olayın açıkça bir cinayet olduğunu göstermektedir” görüşünü savundu.

İMO Adana Şube Başkanı H. Çağdaş Kaya, MMO Adana Şube Başkanı Hasan Emir Kavi, GIDAMO Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, Adana Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, DİSK Bölge Temsilcisi Yaşar Gündoğdu, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesinde 5 işçinin ölümüyle sonuçlanan kazanın ardından yaptıkları ortak açıklamada şu görüşlere yer verdi:

“Bilindiği üzere ülkemizin iş kazaları konusunda sicili maalesef çok bozuktur. Yaşanan kazalar büyüklükleri açısından medya ve kamuoyuna yansımıştır ancak biz bilmekteyiz ki Türkiye, neredeyse her gün iş kazlarına kurban vermektedir. Bir ya da iki kişinin ölmesi ya da yaralanması ile sonuçlanan iş kazaları artık rutin olarak görülmeye başlanmış ve kamuoyu gündemine bile yer almaz olmuştur. Ülkeyi yönetme iddiasında olanların, iş kazlarını fıtrat olarak değerlendirecek kadar konuya pervasızca yaklaşımları ülkemizin bu konudaki sicilini daha da olumsuz hale getirmektedir.

Bu karanlık tabloyu tersine çevirecek yasal mevzuat düzenlemeleri ise yetersiz ve uygulanabilir olmaktan uzaktır. Yasa koyucular mevzuatı düzenlerken temel hedef olarak iş kazalarının azaltılmasından çok sorumluluğun kimin üzerine yıkılacağına yönelik ve kamunun sorumluğunu azaltacak bir yaklaşım sergilemektedirler. Yani devlet ve işverenler iş kazalarının suçlusu olarak işçiyi görmektedir. Bu yaklaşım, işçi sağlığı ibaresini kullanmaktan imtina eden ve bu alandaki çalışmalarını ve uygulamalarını, aldıkları önlemleri bu çerçeveye oturtan anlayışlarının ürünüdür.

20 Temmuz 2017 tarihinde Adana Organize Sanayi bölgesinde yaşanan facia da mevcut olumsuz durumun açık göstergelerinden biridir. Ne yazık ki bu iş cinayetinde 5 işçimiz hayatını kaybetmiş ve bir işçimizin ise yaralı olarak tedavisi devam etmektedir. Öncelikle iş cinayetinde yaşamını kaybedenlerin aileleri ve yakınlarının büyük acısını paylaşıyor, yaralı işçimizin bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ediyoruz.

Belirtmeliyiz ki her ekipman, üretim amacı ne ise o amaçla kullanılmalıdır. Söz konusu kazada kullanılan mobil vinç sadece yük kaldırmak amacı ile dizayn edilmiş olup, insan kaldırmak için elverişli değildir. Ancak yaşanan kazada, mobil vince bağlanan sepet ile amaç dışı kullanıldığı tespit edilmiştir.  Bu göz göre göre iş cinayetine davetiye çıkarmaktır.

Ne yazık ki; hepimiz ülkemizde tesadüfen yaşamaktayız. Çalışma yaşamının en önemli unsuru iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda yeterli ve etkili kontrol, denetim mekanizması oluşturmayan devletimizin, siyasi iktidarın, görev ve yetki noktasında bulunanların doğrudan sorumluluğu bulunmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda öteden beri hazırlanan yasa ve yönetmeliklerde, özellikle de ülkemizde yaşanan büyük iş kazaları ertesinde kısmi iyileştirmeler yapılmaya çalışılmış olsa dahi, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda bütüncül, çözümcü, insan odaklı bir yaklaşım sergilenemediğinden alınan önlemler yetersiz kalmış, iş kazalarının önüne geçilememiştir.

Bizler iş cinayetlerinin son bulmasını istiyoruz. Ülkemizde artık işçilerin göz göre göre gelen ve adına kaza denilen iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybetmeleri kader olmamalıdır. Bu nedenle de işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması, tüm çalışmalarda en önde gelen unsur olmalıdır diyoruz. İşçilerimizin hayatlarını ihmal sonucu kaybetmeleri olayın açıkça bir cinayet olduğunu göstermektedir. Bu cinayetlerin önüne de ancak insan hayatına önem verilerek ve bunu gösterecek önlemler alınarak geçilebilir.   

Bu kazayla ilgili soruşturmanın ciddiyetle yapılarak sonuçlarının da kamuoyuyla paylaşılmasını beklediğimizi de önemle vurguluyoruz”