Basın açıklamasını TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Nazım Biçer okudu.
Biçer açıklamasında şu görüşlere yer verdi;
Bugün 19 Eylül.

Bugün “TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü”

Bugün, yüreğinde sadece insan sevgisi olan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ekonomik ve demokratik taleplerle gerçekleştirdiği bir günlük iş bırakma eyleminin 34. Yıldönümü.

19 Eylül; işsizliğin, yoksulluğun, faşist baskı ve zorbalığın kol gezdiği ülke koşullarında kendi sorunlarını halkın sorunlarından ayrı görmeyen mühendis, mimar ve şehir plancılarının özgürlük, eşitlik, demokrasi, bağımsızlık, barış ve adalet mücadelesinin adıdır.

19 Eylül 1979 tarihinde, Sevgili Başkanımız Teoman Öztürk’ün TMMOB adına yaptığı çağrı ile sokakları dolduran mühendis, mimar ve şehir plancıları bugün de aynı anlayış doğrultusunda halkı ile omuz omuza Gezi sürecinde mütevazı yerini almıştır.

Ülkemiz çok kritik bir süreçten geçmektedir. Gezi Parkı’nın yağmasına karşı gösterilen meşru ve demokratik tepki ile başlayan direnişler ülkenin dört bir yanını sarıp sarmalamış ve yeni bir dönemin kapısı aralanmıştır.  Baskı ve sömürü politikalarının uygulayıcıları ise tarihsel rolleri gereği, sokakları özgürleştirmek isteyenlere acımasızca saldırmaktadır.

Demokratik talepleri karşılamak yerine bunu şiddetle bastırmayı tercih edenler, gençlerimiz Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan’ın katilleridir. Geleceğimiz için açılan en güzel ve temiz sayfa kana bulanmıştır. Gençlerimizin katilleri hala ellerini kollarını sallayarak gezmektedir. Katillerin cezalandırılması ve sorumlularından hesap sorulması hepimizin boynunun borcudur.  

19 Eylül dayanışma günümüzde bir kez daha söylüyoruz: “TMMOB, Örgütüne, Mesleğine, Halkına, Ülkesine Sahip Çıkıyor!”

TMMOB, özellikle son yıllarda AKP’nin sürekli hale getirdiği yasal ve fiili saldırılarının hedefi durumundadır. Artık toplumun geniş bir kısmının da çok iyi bildiği gibi örgütümüz TMMOB, AKP tarafından teslim alınmaya, yetkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu ile başlayan ve arka arkaya çıkarılan KHK’lar ile geliştirilen saldırı dalgası, Gezi eylemleri süreci içerisinde son noktasına ulaşmıştır. Üyelerimiz, yöneticilerimiz gözaltına alınmış, arkadaşlarımız üzerinden sanal bir örgüt yaratılmaya çalışılarak topluma da büyük bir gözdağı verilmek istenmiştir. “Örgüt arama TMMOB burada” diyen mühendis, mimar ve şehir plancıları halkımız ile omuz omuza sokaklarda bu saldırılara karşı mücadele etmiştir. Ancak, TBMM’deki sayısal gücünü demokrasinin ve toplumun taleplerinin üzerinde gören AKP, bir gece yarısı torba yasa operasyonu ile kamusal denetim yetkilerimizi tırpanlamıştır. TMMOB’den Gezi’nin intikamını almak isteyerek, mesleğimize ve örgütümüze darbe yapmışlardır.

TMMOB’ye yönelik gelişen saldırı ile kentlerimiz ve doğamıza karşı gelişen yağma süreci eş zamanlı olarak ilerlemektedir. Kentsel dönüşüm adı altında hız kazanan yağma ve talan süreci doğamızı ve yaşam alanlarımızı yok etmektedir. Parklarımız, kıyılarımız, tarım arazilerimiz, ormanlarımız, derelerimiz metalaştırılarak rant uğruna piyasaya sunulmaktadır. “Kamu-toplum yararı anlayışı” idari yapıdan uygulama alanlarına kadar tüm süreçlerden tasfiye edilmektedir. Yasalar ve yönetmelikler ile piyasacılığın önündeki tüm engeller, pürüzler ortadan kaldırılmaktadır. Mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı mesleği de bu anlayışa uygun olarak yeniden dizayn edilmektedir.

Şehrimizde de, 5 Ocak Stadyumu alanına AVM ve çok katlı binaların yapılmak istenmesi aynı zihniyetin ürünüdür. Şehir merkezinde yer alan bu kamusal alan ranta kurban edilerek betonlaştırılmak istenmektedir. Meslek odalarımızın ve STK’ların planlara yaptığı itirazlar reddedilmiştir. Ancak biz şehrimizin geleceğini korumakta ısrarcıyız. Hukuksal süreci başlattık ve yaşam alanlarımızın yok edilmesine yönelik tüm girişimlerin karşısında kararlıkla durmaya devam edeceğiz.

TMMOB, meslek alanlarımızda yaşanan tahribata, meslektaşlarımızın sorunlarına ve ülkemizin temel meselelerine karşı sözünü ve eylemini büyütecektir. TMMOB, Suriye’nin işgaline; emperyalist savaş ve sömürü politikalarına; Kürt sorununun demokratik çözümüne, barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşamaya engel olan yaklaşımlara karşı ülkede ve bölgede barışı savunmaya devam edecektir.

TMMOB, AKP iktidarının, neoliberal sömürü politikaları içerisinde yok etmeye çalıştığı meslek disiplinlerimizi ve etkisiz-yetkisiz bir hale getirmeye çalıştığı örgütümüzü savunmaya devam edecektir. Çünkü TMMOB’nin ve bağlı disiplinlerinin tasfiye edilmesi demek, kentlerimiz ve doğal varlıklarımızın rahatça yağmalanması, dizginsiz bir sömürü düzeninin tahsis edilmesi demektir. 

AKP çok iyi bilmeli ki sokağa çıkan halk yalnız değildir. Mühendis, mimar ve şehir plancıları ve örgütümüz TMMOB sokağa çıkanlarla, halkımızla omuz omuzadır. Çok iyi biliyoruz ki lime lime çözülen baskı, sömürü ve zorbalık düzenine karşı yeni bir Türkiye sokaklarda yeşeren umut ile kurulacaktır.

TMMOB’nin, Gezi sürecinden çıkardığı sonuç, daha fazla örgütlenme ve daha fazla mücadeledir. TMMOB, mücadele geleneğine, mesleğine, örgütüne, halkına ve ülkesine duyduğu sorumluluk gereği durduğu noktadan geri adım atmayacak ve mücadelesini güçlendirerek sürdürecektir.

19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü, kentlerimizi, doğamızı, yaşam alanlarımızı yok edenlere, mesleğimize, örgütümüze ve halkımıza saldıranlara karşı duranların günüdür.

Selam olsun 19 Eylül’ü yaratanlara, selam olsun halkı ile omuz omuza olanlara!