TMMOB Adana İKK Sekreteri Hasan Emir Kavi, Türkiye’de her saatte 80 iş kazası yaşandığını, yılda 706 bin işçinin iş kazası gerçeği ile yüzleştiğini söyledi.

TMMOB’nin kuruluşunun 60. Yılı etkinlikleri kapsamında Adana’da İKK tarafından “İş Sağlığı ve İş Güvenliği” konulu panel düzenlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Baş Müfettişi Yıldız Üner’in de izlediği Seyhan Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki panelin açılışında konuşan Adana İKK Sekreteri Hasan Emir Kavi,  iş kazasındaki verilerin ürkütücü boyutlarını açıkladı. İş kazalarının kayıtlara tam anlamıyla yansıtılmadığını vurgulayan Kavi, şöyle konuştu:

“Son yayınlanan SGK istatistiklerinde 2012 yılı için iş kazası sayısı sadece 74 bin 871 iken TÜİK 2013 verilerine göre bu rakam 706 bin olarak. İki veri arasında zamansal uyumsuzluk bulunsa da aradaki devasa fark kayıt dışı iş kazalarının ne kadar yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

Dünya Çalışma Örgütü'nün (ILO) 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarına ilişkin istatistiklerinde, Türkiye Avrupa'da başı çekiyor. Türkiye ölümlü iş kazalarında ise El Salvador ve Cezayir'in ardından dünya üçüncüsü. Türkiye'de ölümle sonuçlanan iş kazaları, 100 binde 20.5, bu rakam Norveç, İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde 100 binde 2.

6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasasının yürürlüğe girmesinden sonra  uygulanmasında yaşanan sıkıntılar bu işin piyasalaştırması bize gösterdi ki, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve ilgili yönetmelikleri, iş kazaları, iş cinayetleri ve meslek hastalıklarını önleyici bir yeterlilikte değildir. “

İSG Uzmanı Makina Mühendisi Mahmut Teberik, İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda tarafların görev ve yükümlülüklerini sıraladı.”Sorunun Çözümü için olmazsa olmazları var” diyen Teberik,"Risk gördüğüm yerde affetmem" diyen devlet, "Risk gördüğüm yerde çalışmam" diyebilen işçi,  "Risk gördüğüm yerde çalıştırmam" diyebilen işveren.” Olması gerektiğini kaydetti.

Devleti yönetenlerin insana bakış açısını değiştirmesi gerektiğini savunan İSG Uzmanı Mahmut Teberik,  devletin üzerine düşen yükümlülükleri şöyle sıraladı:

“Bu işin fıtratında ölmek var" / "güzel öldüler", vb. bakış açısı M. Kemal’in Türkiye’sine yakışmamaktadır. Mevzuatlar (Kanun, tüzük, yönetmelik, vb.) tarafların görüşleri alınarak çıkarılmalıdır. Çıkarılan mevzuat tavizsiz uygulanmalıdır. Bunun için çok sıkı denetimler yapılmalıdır. Sorunu kaynağında çözmek için "Kurma ve işletme izin belgesi sistemi" yeniden getirilmelidir. Yönetim kadrolarına; siyasetin, tarikatın, senin benim adamım değil, gerçekten hak edenler getirilmelidir.  Yönetim ve karar mekanizması devlettir. Bu nedenle; devletin kadroları sürekli olarak çok ciddi meslek içi eğitimden geçirilmelidir. Kölelik düzeni olan alt yüklenicilik sistemi ıslah edilmelidir. Kısmi gün çalışma, vb. kaldırılmalıdır. Çalışanların örgütlenme özgürlüğü tanınmalıdır.Ulusal güvenlik kültürü oluşturulması için çaba sarfedilmelidir. Ulusal bir bilgi ağı oluşturulmalıdır.  KOBİ’ler için özel yöntemler geliştirilmelidir. İstihdam ve eğitim sistemleri arasında işbirliği sağlanmalıdır. İSG uygulamalarında sosyal tarafların işbirliği sağlanmalıdır.”

İŞVERENLER NELERE UYMALI?

Teberik, işverenlerin öncelikle İSG nin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almasını gerektiğini belirterek, yapılması gerekenleri de şöyle özetledi:

“Araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, Alınan İSG önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, İşçileri mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek, Gerekli İSG eğitimini vermek, İşçiler de İSG konusunda alınan her türlü önleme uymak, zorundadırlar. Tüm çalışanların; sorumluluklarını yerine getirmeleri hususunda hesap sorulacağını bilmelerini sağlayın. Terfi ve ödüllendirmede İSG kriterine yer verin. (Şirkette neyin önemli olduğuna dair dikkatleri çeker) Çalışanları güvenli iş yapma konusunda teşvik edin,  güvensiz hareketleri anında düzeltin. İSG konularında çalışanlarla konuşmalar yapın. Çalışanların katılımını ve ilgisini teşvik edin.İSG performansını en önemli iş sonucu olarak değerlendirin. Doğru insanları doğru işlerde çalıştırın. Son olarak; bir insan hayatının bedeli nedir? sorusunun yanıtını, işin kolayına kaçmadan vermelidirler.”

ÇALIŞANLARA DÜZEN GÖREVLER

İSG Uzmanı Mahmut Teberik  çalışanlar ve sendikaların da iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk ve görevleri bulunduğunu belirtti, bu konuda da şöyle dedi:

“Çalışanlar, güvenli çalışmalı, prosedür ve talimatlara uymalıdır. İSG konularında reaktif değil (olay sonrası) proaktif rol oynamalıdır (olay öncesi) İSG konusunda kendisine ve iş arkadaşlarına karşı olan sorumluluğunu yerine getirmelidir. Güvensiz durumları amirIerine rapor etmelidir. Yeteneklerini geliştirecek eğitimleri almalıdır. Aldığı eğitimleri çalışmalarında uygulamalıdır. İşe yeni girmiş, genç ve tecrübesiz çalışanlara rehberlik yapmalıdır. İSG performansının iyileştirilmesinde yönetime ve İSG Kurullarına yardımcı olmalıdırlar.

Sendikalar, çalışanlara sorumluluklarının benimsetilmesi, Etkin eğitim programlarının temini, Kontrol, tetkik, kaza araştırmalarına katılım, Şirketlerin uygun görmediği konuların, uygulanamayan kural ve prosedürlerin uygulanması için hükümetlere etki ve lobicilik, İSG nin şirketlerde gündemde tutulması. Sonuç: İlişkileri gelişince taraflar arasında güven ortamı gelişir ve İSG’de istenen sonuçlar elde edilebilir.”

Teberik, TMMOB ve TTB’nin  bir yandan üyelerinin hak ve çıkarlarını savunup bu uğurda mücadele verirken, diğer yandan halkın ve kamunun çıkarlarını -gerekirse kendi üyelerine karşı - savunmak durumundad olduğunu ifade ederek, “ Meslek disiplini ve ahlakı her zaman ön plandadır. Bu bağlamda; iş güvenliği alanında çalışan üyelerinin; Meslek etiğine aykırı davranışlarını da görmezden gelmemeli, Yanlış yapan üyesini onur kurullarına sevkedip yargılamalıdırlar.

Bu konuda; "Sistem sorunu kardeşim" savunmasına yer yoktur. Sorunun Çözümü için olmazsa olmazlar; "Risk gördüğüm yerde affetmem" diyen devlet, "Risk gördüğüm yerde çalışmam" diyebilen işçi,  "Risk gördüğüm yerde çalıştırmam" diyebilen işveren.”şeklinde konuştu.