Günaydın Gazetesi: VURAL KÖSE

 
Köprülü kavşak projesinin yaklaşık bir ay önce ellerine geçtiğini belirten Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, Fuzuli ve Atatürk Caddesi kavşaklarının dışındaki bölümlerin üzerinin açık olacağını, bu bölümler için projede “Sonra kapatılacak” ibaresinin yer aldığını söyledi. Yan yolların çok dar olduğunu ve yağmur sularının alt geçitlerden boşaltılmasında sorun yaşanacağını ifade eden Kamışlı, Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk’ün Seyhan’dan Kültür Merkezi projesinin neden Ankara’da bir mimara yaptırıldığı sorusuna “Cemaatten birine yaptırdık” yanıtını verdiğini öne sürdü. Çukurova Belediyesi’nin yeni hizmet binasının projesini de Ankara’dan bir mimara yaptırdığı yönünde duyumlar aldıklarını ifade eden Kamışlı, Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının THK binasının arkasına saklanmış gibi olduğunu kaydetti. Yargıya taşınan imar düzenlemeleri nedeniyle Adana’da projelerde ciddi bir düşüş olduğunu dile getiren Kamışlı, bunun inşaat sektörünü de olumsuz etkilediğini vurguladı. AKP Adana Milletvekili  Dengir Mir Mehmet Fırat’ın stadyumun taşınması konusundaki görüşlerine katılmadığını da belirten Kamışlı, stadyumun yerinde büyük blokların yükseleceğini söyledi. Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Bekir Kamışlı, gazetemizin sorularını yanıtladı:


SORU: Osmaniye’deki Kastabala antik kenti civarında çimento fabrikası kurulmak isteniyordu ve Mimarlar Odası olarak siz buna karşı oldukça mücadele ettiniz. Son durum nedir, Kastabala kurtuldu mu?
YANIT: Yargı süreci tamamlandı ve davaya biz kazandık. Çimento fabrikası o tepeye yapılmayacak. Mahkeme bilirkişi için yatırdığımız parayı da iade etti. Ancak, aynı şirketin Kastabala civarında değil de 5-6 km uzakta başka bir yer arayışı olduğunu biliyoruz. Aldıkları devlet desteğini kullanma çabasındalar. Amaç orada çimento fabrikasını bitirip fabrikayı aktif hale getirmek değil. Krediyi alıp bir iki inşaat yapıp gösterecekler.

SORU: 5-6 km uzaklıkta kurulacak bir fabrika yine etkilemez mi?
YANIT: Tabiî ki etkiler. Kırmıtlı Kuş Cennetini de o bölgeyi de etkileyecektir. Biz bunun için de avukatımıza gerekli dosyayı verdik ve mahkeme sürecini başlattık. O bölgeye yapamazlar artık. Efes antik kenti Kastabala’dan farklı mı? Efes’te yerli ve yabancı turist akını var ama burada kimse yok. İn cin top oynuyor. Tanıtım eksikliği çok.

SORU: Dörtyol kavşağı inşaat nedeniyle trafiğe kapatıldı ve kent trafiği adeta felç oldu. Yapılan kavşak inşaatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
YANIT:  Biz daha önce de söyledik “Biz bu kavşak çalışmasının projelerini istiyoruz ama bulamıyoruz” diye. Bu proje bir ay kadar önce elimize geçti.

SORU: Alt geçitlerin üstünün açık olacağın söyleniyor doğru mu peki?
YANIT: Evet üstü açık yapılacak. Projenin üzerinde “Sonradan kapatılacak! diye bir ibare var. Fuzuli ve Atatürk Caddesi kavşaklarında üstte göbek var. Trafik alttan akıyor ama Seyhan Oteli’nin ve Gizerler’in olduğu kısımlarda komple üstü açık. Hilton kavşağındaki gibi ama bu projedeki açık kısım daha fazla olacak.

SORU: Açık olan bölümün ne zaman kapatılacağı belli mi?
YANIT: Dediğim gibi projede üstü açık olan bölüm için “İleride kapanacak” ibaresi var. Şu anda 17 trilyona ihale edildiği söyleniyor. Üstü kapandığı zaman bu 17 trilyonun yetmeyeceği belirtiliyor. Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz’la da konuştuk. O da bu konunun üzerinde duruyor. Projede dikkatimizi çeken başka bir nokta var. Alttaki bölümde eksi 7 kotunda yedişer metrelik çift yön var. Üstteyse hem Seyhan Oteli’nin önünde hem karşı tarafından beşer metrelik yan yollar var. Yani proje tamamlandığında şu anki yol seviyesinde yan yolumuz da olacak.  Ancak 5 metre genişliğindeki bu yan yol ileride 4 metreye düşüyor. Burası Sabancı Merkez Caminin ve Sabancı Kültür Merkezi ile Gizerler’in olduğu yerler. Burada yan yollar 4 metreye düşüyor.

SORU: Bu genişlik sorun yaratır mı?
YANIT:  5 metrede bile sıkıntı yaratır. Çünkü projede bu yan yollar çift şerit şeklinde gösterilmiş. Yüreğir’den gelen halk otobüslerinin, dolmuşların Seyhan Oteli’ni geçtikten sonra durakları var. O araçlardan iki üç tanesinin buradaki ceplerde durduğunu düşünün. İki tanesi zor sığar buraya. Çok büyük sorun.

SORU: Projede başka bir sorun var mı sizce?
YANIT:  Tabiî ki var. Örneğin Atatürk Bulvarı kavşağından da Altıkat köprüsünün altına kadar olan bir açıklık var ben burayı kanal diye tanımlıyorum. Adana’nın ikinci kanalı. Sulama için değil ama buradaki suyu tahliye etme işi çok zor.

SORU: Hangi suyu?
YANIT: Yağmur yağdığı zaman sular alt geçitlerin olduğu yere inecek. Bu su nasıl tahliye edilecek? Yağmur anında bu suyu tahliye etmek büyük sorun olacak. Bu nedenle belki araç trafiği bile belki engellenecek, yani su biriktiğinde araçlar geçemeyecek. Projede ileride kapanacak diye yazıyor ama şimdi kapanmasında fayda var. Ayrıca, yan yollar da 5 metre değil de daha geniş olmalı.

SORU: Üstünün açık olması ve yan yolların bu kadar dar olması o bölgedeki Seyhan oteli gibi işletmelere de zarar vermez mi?
YANIT: Sadece oteli değil yan yolların olduğu yerdeki tüm işyerlerini etkileyecektir. Çünkü 5 metrelik bir yan yol var bu yol Gizerler’in olduğu yerde de 4 metreye düşüyor ve bize gelen animasyonda bu yollarda 2 araç gösteriliyor.

SORU: 2 araç geçebilir mi buradan?
YANIT: Mümkün mü? Bizim en dar sokağımız 7 metredir. Burası dört metre. Zaten fiiliyatta tek araç geçebilir.

SORU: Peki çözüm nedir?
YANIT: Bu açık olan kısmın üstü kapanmalı ve trafiğin üstte de işlemesi sağlanmalı. Bunun için gereken ödenek 3-5 trilyon neyse bulunmalı ve kapatılmalı. Büyükşehir Belediyesi burasının altyapı çalışmasını hızlandırmak adına 3,5 trilyon zaten harcamış zaten. Yani yapabilirse Büyükşehir yapmalı.

SORU: Sayın Aldırmaz’ın Atilla Altıkat Köprüsü’nün yıkılmasıyla ilgili bir açıklaması vardı. Doğru olur mu sizce?
YANIT: Trafiği rahatlatmak adına muhakkak ki doğrudur ama böyle 3-4 metrelik yollar yapılacaksa doğru bir proje değildir. Bizim eleştirilerimiz yapılmaması için değil. Herhalde tüm kamu kurumlarının, STÖ’lerin eleştirilerinden çekindikleri için böyle bir şey yaptılar. Bu, proje ihale edildiğinde ortaya çıksaydı. Belki böyle olmazdı.

SORU: Adana’da bu ve buna benzer projelerin neredeyse tamamına yakınında bu tür sorunlara şahit oldu. En iyi örneği de ahtapot köprü diye adlandırılan Celal Bayar Köprülü Kavşağı, Hilton Kavşağı’nda da proje sonradan değişmişti. Neden Adana’da bu tür sorunlar yaşanıyor?
YANIT: Çünkü belli bir program çerçevesinde yapılmıyor. Belediye Başkan Vekilliği konusunda yaşadığımız sıkıntıları anımsayın. Eğer ki merkezi Hükümetin adayı seçilseydi Adana’ya 50-60 trilyon gibi bir paranın geleceği söyleniyordu. Şimdi Zihni Aldırmaz da Atatürk Bulvarı’nın karşıya geçmesi konusunda zorluyor ve herhalde ödenek çıkacak. Umarım olur. Başbakan yerel seçimler akşamında Antalya Belediye Başkanlığını kaybettiğinde tek üzüntüsünün Antalya’yı kaybetmek olduğunu söyledi ve “Ben buraya 28 kez açılışa geldim” dedi. Yani geçmiş 5 yıllık dönemde 28 kez Antalya’ya gitmiş. Artık çok farklı bir Antalya var ve AKP’li belediye, AKP’li Hükümet döneminde yapılmış ama buna rağmen Antalyalı CHP’li bir başkan seçti. Başbakan da “Bu çok gücüme gidiyor” dedi. Adana’ya Seyhan Kültür Merkezinin açılışına geldi. Celal Bayar Köprülü Kavşağı’nın kulplarının o kadar dar olmasına neden olan da Seyhan Kültür Merkezi’nin yeridir. Eğer ki o Seyhan Kültür Merkezi yapılmamış olsaydı çok güzel bir köprülü kavşak yapılacaktı. Bir programsızlık var.

SORU: Önünüzdeki proje ilk proje değil di değil mi?
YANIT: Evet değildi. Hatta üstü kapalıdan ziyade Hilton Kavşağı’nda olduğu gibi hem Atatürk Caddesi’nin hem de Fuzuli Caddesinin olduğu yerde “battı çıktı” olacaktı. Aytaç Durak görevden alınmamışken Mahmut Çelikcan da Karayolları tandanslı olduğu için birlikte çaba sarfettiler. Bir kez batıp çıkmakla çözümü getirdiler ama üstünün açık olması sonradan sürpriz olarak karşımıza çıktı. Bu işin baştan projelendirilmesi lazımdı.

SORU: Büyükşehir Belediyesi’nin trafik akışını rahatlatmak için 65 trilyonluk borçlanma istediği projeleri mimar gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz?
YANIT: Bence olumlu bir çalışma.

SORU: 4 Ekim’de Dünya Mimarlık Haftası başlıyor. Ne gibi etkinlikler yapacaksınız?
YANIT: 4 Ekim’de saat 11’de Atatürk Parkı’na çelenk koyup basın açıklaması yapacağız. Akşam da bir kokteylimiz olacak. 5 Ekim Salı günü de “Adana’da Mimarlık ve Uygulamalar”  adı altında deneyimli meslektaşlarımızdan Mimar Fethi Dağlık eşliğinde yapıları gezeceğiz. Aynı gün bir film gösterimimiz var. 6 Ekim Çarşamba günü Ortaöğretimde Mimarlık Mesleğin Tanıtımı etkinliğimiz olacak. Hacı Hatice Turgut Lisesi’nde Yüksek Mimar Mehmet Keskin ve Ufuk Önder arkadaşlarımız öğrencilere mimarlığı anlatacaklar. Aynı gün Opr. Dr. arkadaşlarımız Selim Tansal ve Okan Dost’la kalp sağlığı konusunda bir söyleşimiz olacak.  7 Ekim Perşembe günü de ortaöğretimde mimarlık mesleği tanıtımını meslektaşlarımız Fethi Dağlak ve Eren Tümer Seyhan Çukurova Lisesi’nde yapacak. Aynı gün yine bir film gösterimimiz var. 8 Ekim Cuma günü de Türkiye’de bir çok yarışma projesinde ödül almış yeni jenerasyon mimarlardan Tülin Hadi ve Cem İlhan İstanbul’dan gelip deneyimlerini bir söyleşiyle aktaracaklar ve sonrasında yapacağımız kokteylle haftayı bitireceğiz.

SORU:  Yüreğir ve Sarıçam ilçeleri birbirine yapılaşma konusunda çok benzerlik gösteriyor ama özellikle Seyhan ve Çukurova arasında büyük bir fark var. Bir mimar olarak Adana’yı nasıl tanımlıyorsunuz?
YANIT: Kayseri ve Konya’nın çok değiştiği, mimari yapılar açısından da çok güzel mimari yapıların olduğu söyleniyor. Bu kentlerde ticaret de çok iyi durumda. Kayseri ve Konya’nın kentleşmesinin düzenli olduğunu görmek için mimar, mühendis, şehir plancısı olmak da gerekmiyor. Orada bir kere düzen var. Kentin girişinden itibaren başlıyor düzen. Eğer ki bir caddede imar düzeninde 8 katlı bir nizam varsa cadde boyunca sekiz katlı yapılar var ya da 10 katlıysa cadde boyunca 10 katlı binalar var. Standartlaştırılmış yani. Görüntü kirliliği yok ama bizim burada bir caddeye bakıyorsunuz tam tersi. 1980’li yıllarda kitleden yoğunluğa dönüşüm diye bir şey çıkarılmış. Yani 10 kata imarlı inşaat alanı 3 bin metrekareyse bu alanı artı balkon yaparak 3500-4000 metrekare yaparak, 13-15 katlı kullanabilme durumu var. Yani bir yerde 5-6 katlı bir yer varken yanında zemin, asma kat  ve 13 kat olabiliyor. Parsel büyüklükleri aynı olan bir yerde bina 5 katlı iken hemen yanında 13 katlı. Zamanında bunun önünün açılması yanlıştı. Artık bunu kent merkezinde sağlamak çok zor. Çukurova ve Seyhan’dan bahsediyoruz. Seyhan’ın nüfusu 700-800 bin iken Çukurova’nın nüfusu 300 bin. Seyhan’ın kent merkezi Büyüksaat, Kız Lisesi, Küçüksaat civarında, Çukurova’da ise merket olarak tanımlanacak bir yer yok.


SORU: Merkez ilçelerin diğerlerinde de kent merkezleri yok gibi sanırım.
YANIT: Yok tabi. Sarıçam’da Sofulu’nun olduğu bölge belki merkez diye tanımlanabilir ama ilçede bir meydan yok. ASKİ şantiyesinin olduğu yerde bir “Kent meydanı yarışması” yapalım dedik. Adana dışından hocalarımızdan bir jüri oluşturduk burası kent meydanı olmaz dediler. Adını değiştirdik yarışmanın ve yarışmada başvuran projeler değerlendirildi. 73 tane proje katıldı. Üç tanesi Adana’dan, 70 tanesi Adana dışındandı. Projelerin çoğunluğunda Mimar Sinan Parkı’nın ve ASKİ şantiyesinin olduğu yerde pek çok kütle tasarlanmıştı. Kamu kurum binaları, oteller ve yeşil alanlar ve Fuzuli Caddesi toprağın altına gömülmüştü. Mustafa Kemal Paşa Bulvarı’ndan itibaren Fuzuli Caddesi 40 küsur projede gömülmüştü ve Dilberler Sekisi’nin olduğu yerden çıkarmışlar orayı. Üst kotta Mimar Sinan Parkıyla ASKİ şantiyesini birleştirmişler. Aytaç Durak yarışmadan önce “Ben buraya 2 bin metrekarelik bir inşaat alanı gibi bir şey yapmaya kalksam herkes bas bas bağırır” dedi. Ama yarışmada bu çıkmış. Mesela orayı bir otele verip “Bu çevreyi de düzenleyin. Adana için hem meydan, hem yeşil alan hem de Seyhan nehriyle de bütünleşmiş biçimde” deyin. Tabiî ki bunu yapmaya niyetli olmak lazım.

SORU: Türk mimarının en önemli isimlerinden biri Mimar Sinan olarak bilinir. Diğer duayenler kimdir?
YANIT: Örneğin, Mimar Kemal. Mimarlar Odası Genel Merkezi 2009’u Seyfi Arıkan yılı olarak ilan etti. 2008’de de Mimar Kemal yılıydı. Seyfi Arıkan’ın Adana’daki bilinen en önemli mimarisi eski Büyükşehir Belediye Binası yani eski Halkevi binasıdır. Şu an restore ediliyor. Ülkemizde mimar olarak çok değer var. Mesela Tülin Hadi, Cem ilhan… Yeni nesilden de onlar gibi çok yetenekli meslektaşlarımız var.
 
SORU: İnşaat sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
YANIT: Geçtiğimiz günlerde ulusal bir TV’de altyazı geçiyordu. “2010 yılında Türkiye’deki sektörler arasında en büyük gelişmeyi yüzde 21 ile inşaat sektörü sağlamış” diyordu ama Adana’ya baktığımızda ise bırakın büyümeyi tam tersi düşüş var. Nedeni de imar planlarının çözümsüzlüğü. Bugün özellikle Seyhan’da pek çok yerde mahkemelik durumlardan dolayı imar planları iptal edilmiş ya da yürütmeyi durdurma kararı alınmış. Bir yatırımcı o bölgede bir iş yapmak istiyorsa mahkeme sonucunu beklemek zorunda. Mahkeme sonucu çıktıktan sonra “imara açıldı” derken beraber bir başka dava başka bir itiraz olduğunda tekrar aynı süreç…  Bu durum kentteki mimar ve mühendislerin iş yapma olanağını da azaltıyor. Size ilginç bir bilgi daha vereyim. Çukurova Belediyesi hizmet binası projesini Ankara’da çizdiriyormuş. Yıldıray Arıkan Seyhan Belediyesi hizmet binasını yarışmayla yaptırmıştı. Kendisine sormayı düşünüyoruz “Doğru mudur, neden Adana’dan bir mimara yaptırmadı ya da yarışmayla yaptırmadı” diye. Seyhan Kültür Merkezi’ni Ankara’dan bir meslektaşımız çizdi. Azim Öztürk’e  de “Neden böyle yaptınız” dedik. Önce “Cemaattan birilerine yaptırdık” dedi, sonra “Bizim Cemaatimiz Tayyip Erdoğan cemaati. Bizim cemaatimiz yok filan” dedi. Ondan sonra projeyi çizen Ankara’daki meslektaşımız bize e-postalar attı. “Yeteneğimle aldım” filan dedi. Bir sürü polemik yaşadık. Samet Bey (Karyaldız) döneminde.


SORU: Adana’da çok ilginç şeyler oluyor…
YANIT: Evet. Yüreğir’de bir hizmet binası yapıldı. TOKİ yaptı ve kötü bir yapı da değil ama o güzelim binan kente yeni gelen ya da kentten geçecek bir vatandaşın görebileceği bir yerde olsa daha iyi olmaz mıydı. Bugün Optimum mağazası yapılıyor Hilton Kavşağında. O köşelerde bir yerde yapılsa belediye binası. Adana’yı gösterecek bir yapı olsaydı.

SORU: Adana’nın simge yapılarından mı olmalı bu tür yapılar?
YANIT: Bakın aynı hata Büyükşehir Belediyesi’nde de yapıldı. Yeni hizmet binası Türk Hava Kurumu binasının arkasına gizlenmiş gibi. E-5’in üzerine yapılsaydı Adana’dan gelip geçen vatandaş da görüp “Adana’da böyle bir yapı varmış” desin. Kayseri’de bir otogar projesi var ve muhteşem bir proje. Daha 30 yaşına varmamış bir meslektaşımız çizmiş. Başka bir ülkeden kopya olduğu söyleniyor ama olsun güzel bir proje çıkmış ortaya.

SORU: Adana’daki stadyumun taşınmalı mı sizce? AKP Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat taşınması gerektiğini savunuyordu.
YANIT: Taşınmamalı. Çünkü taşınırsa yerine büyük bloklar yapılacaktır. Oranın yeşil alan kalacağına emin olabilsek taşınsın ama böyle bir güvenceyi hiç kimse vermediğinden dolayı taşınmamalı. Zaten Süper ligde takımımız da yok. “Stadyum taşınsın” dersek orada Adana’nın ciğerini öldürecek yapılar ortaya çıkar. Sadece stadyumun olduğu yer değil Hıfzıssıhhanın olduğu yer de aynı planda elden gider. Vali Bey Vali Konağı için Sarıçam’da bir yer ayırmış.Sonuçlandı mı bilmiyorum. Şimdiki Vali Konağı yapıldığında çevresinde o devasa 10-12 katlı yapılar yoktu. Vali Bey haklı olarak “Can güvenliğim yok” diyor. Orayı polisler koruyor ama o binalar güvenlik açısından son derece tehlikeli. Vali Konağı’nın cevresinde yüksek bir yapı olmayan bir yer olması gerektiği düşüncesi var ve bence de haklı bir düşünce.

SORU: İmar planlarının çözümsüzlüğü sektörü olumsuz etkiliyor dediniz. Bununla ilgili elinizde bir veri var mı?
YANIT: 2009’da Seyhan’dan 463 proje geçmiş 926709 metrekare alanda imar yapımlı. 2010’un ilk altı ayında ise 146 proje geçmiş 246771 metrekareyle 2010 sonunda tahminen 290 proje civarında olacaktır ama yine de yüzde 50 gibi bir düşüş sözkonusu Seyhan’da.
Çukurova’da ise 2009’da 276 projede 406071 metrekarelik iken 2010’un ilk altı ayında 155 proje 171000 metrekare. Burada da yıl sonunda tahminen 340 bini bulabilecek. Ben bulacağını da zannetmiyorum çünkü bir de yaban hayatı koruma alanı konusu çıktı. Onun için 250 bin metrekareyi bulmayacaktır.  2010’da Sarıçam’da 344 proje 85659 metrekare ile geçmiş. Geçen yıl ise 378 proje ile 101349 metrekare. Demek ki sarıçamda durum daha iyi. Seyhan ve Çukurova’da imar planlarının engellenmesinden dolayı düşüş var.Yüreğir’de ise geçen yıl 1116 proje 525821 metrekare geçerken, bu yılın ilk altı ayında 251 projeyle 141806 metrekare geçmiş. Bunlar ağırlıklı imar planlarının davalık olmalarından kaynaklanıyor.