Ekspres Gazetesi
Ropörtaj : İnci GÜL

Sağlam, Ramazan ayında 2 bin yoksula kuru gıda yardımı yapıldığını, bu kuru gıda yardımlarını elden vermediklerinin altını çizerken, ayrıca 400 öğrenciye bir defaya mahsus burs verildiğini söyledi.

 

KIZILAY’A DEVLET DESTEĞİ YOK

Mehmet Sağlam, Kızılay’ın devletten destek almadığını, aksine devletin Kızılay’dan ihtiyaç sahiplerine yardım amaçlı taşıdığı malzemelerden Katma Değer Vergisi aldığını, afetlerde kullanılacak araçlardan da Özel Tüketim Vergisi aldığını dile getirdi ve: “Batılı ülkelerde vergiler alınmamasına rağmen ülkemizde var. Kızılay’ın en önemli kaynağı, gayrimenkul kiraları ve halkımızın yapmış olduğu bağışlardır” dedi.

 

“KEM SÖZ SAHİBİNE AİTTİR”

Çukurova Merhaba Gazetesi’nin deşifre ettiği Yakup Ziya Genç ve Şerif Serdar Mercan'nın telefon konuşmasında adının geçmesiyle ilgili de Sağlam, “Çok güzel bir atasözümüz var. ‘Kem söz sahibine aittir.’ Bu konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Ancak beni sevindiren tarafı şu ki; il başkanı olmamla birlikte ihaleciler, rantiyeciler paniklemişler. Bu konuşma da onun göstergesidir” diye konuştu.

 

 

İÇ SAYFA SPOTLARI

 

SPOT 1:  1500 metrekarelik kapalı bir alana Akdeniz Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi’ni kurduk. Ayrıca 4 dönümlükte açık alanımız var. Allah muhafaza bölgemizde herhangi bir afet durumunda iki saat içerisinde ihtiyaç sahiplerine ulaşacak donanıma sahibiz.

 

SPOT 2: Pakistan’a yaklaşık 30 TIR civarında bir malzeme gönderdik. Yine temizlik ve hijyen maddeleri olmak üzere bölgemizden 5 TIR gönderdik. Şu anda da depolarımızda 4 TIR’lık malzeme birikti, onları da göndereceğiz. Şu ana kadar Pakistan’a yaklaşık 10 milyon TL yardım yapıldı.

 

SPOT 2: Ramazanda 4 farklı mahallede iftar düzenledik. Bu iftara sayın Vali’miz, Emniyet Müdürümüz, Kaymakamlarımız katıldı.Böylelikle biz devlet ile milletin bir araya gelmesine aracılık yaptık, köprü görevi gördük. O insanların ötekileşmesini önlemeye çalıştık.

 

“Ekspres Gazetesi, Adana’nın Hürriyet’i”

“İnci Gül’le Kahve Bahane”nin konuğu Mehmet Sağlam’dı. Sağlam, Ekspres Gazetesi’ni Adana’nın Hürriyet’i olarak değerlendiriyor. Nargile içmekten keyif aldığını belirten Sağlam, Fanatik Fenerbahçeli olduğunu, hatta Fenerbahçe’nin yenildiği gün TV dahi izlemediğini söylüyor. Fakir, fukaraya yardım etmekten büyük haz duyduğunu dile getiren Mehmet Sağlam ile özel yaşamından, iş hayatına, dernek çalışmalarından siyasi yaşamına dair konuştuk.

 

Kızılay’ın kuruluş amacı?

Kızılay, 1868 yılında "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kuruldu. 1877 yılında Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti adını aldı. 1923’de Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti, 1935’te Türkiye Kızılay Cemiyeti ve 1947’de Türkiye Kızılay Derneği adını aldı. Kuruluşa Kızılay adını Atatürk verdi. O tarihten itibaren de Türk Kızılay’ı olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Amacından birisi afet dönemindeki görevleri, diğeri de afet dışı görevleridir. Olası afet durumunda ihtiyaç sahiplerine kısa zamanda onlara ulaşıp, barınma, giyecek, yiyecek ihtiyaçlarını karşılar. Afet dışı durumlarda ise ihtiyaç sahiplerine yardımcı olur.

 

Türk Kızılay’ının, Uluslararası Kızılhaç’la arasındaki fark nedir?

Dünya yardım kuruluşları arasındaki Kızılhaç ve Türk Kızılay’ı önemli bir yer tutmaktadır. Kızılay, Dünya Yardım Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmiştir. Şu anda dünyadaki yardım kuruluşları arasında ilk 5’in içerisindedir. Kızılay’ın hedefi de ilk 3’ün içerisine girmektir. Amaç olarak her ikisinin amacı da zorda kalan insanlara, ihtiyaç sahiplerine yardım etmektir. Yani amaç insancıldır.

 

“DÜNYANIN NERESİNDE BİR MAZLUM VARSA KIZILAY ORADA”

 

Türk Kızılay’ını uluslararası arenada ön sıraya çıkaran hizmetleriniz neler?

Dünyanın neresinde bir afet varsa Kızılay’ın ırk, din, dil, cinsiyet ayrımı yapmaksızın oralara yardım yapmaya başlamıştır. Şu anda dünyanın 158 ülkesinde Türk Kızılay’ı, Türk Milletinin merhamet elini de ihtiyaç sahiplerine ulaştırmıştır. Sri Lanka’da tapınak yapmıştır. İslam ülkelerinde camiler yapmıştır. Pakistan’ından tutun Sri Lanka’ya kadar, Kuzey Irak’tan tutun Filistin’e kadar dünyanın neresinde bir mazlum varsa Türk Kızılay’ı oradadır. Ve oralarda hizmete de devam etmektedir. 

 

Son döneme kadar hep Kızılay’daki ataletten bahsedilirdi. Kızılay ataletten kurtulabildi mi?

1999’daki Marmara depremi ile Türk Kızılay’ı ciddi sarsıntı yaşamıştır. Tabiri caizse Türk Kızılayı sınıfta kalmıştır. Kızılay da bir depreme uğramıştır. Marmara depreminden sonra Kızılay’da yeniden yapılanma çalışmaları başlamıştır. Yeniden yapılanma çalışmaları çerçevesinde kendi altyapısını süratli bir şekilde tamamlamış ve tamamen dinamik bir kurum haline gelmiştir. Tekin Küçükali’nin Genel Başkanlığa getirilmesiyle birlikte Kızılay bu anlamda çok ciddi bir mesafe almıştır diyebilirim.

 

Kızılay’a devlet desteği var mı? Nasıl kaynak yaratıyorsunuz?

Kızılay’a devlet desteği yoktur. Kızılay’da devlet tarafından direkt sağlanan herhangi bir yardım yoktur. Bilakis tam tersi. Biz ihtiyaç sahiplerine yardım amaçlı taşıdığımız malzemelerde KDV ödemekteyiz. Afetlerde kullanmak için aldığımız araçlarda da ÖTV ödemek zorundayız. Bunların Batılı ülkelerde olmamasına rağmen ülkemizde var. Kızılay’ın en önemli iki gelir kaynağı var. Bunlardan bir tanesi gayrimenkul kiralarıdır. Diğeri de halkımızın yapmış olduğu bağışlardır.

 

“PAKİSTAN’A YAKLAŞIK 10 MİLYON TL YARDIM TOPLADIK”

 

Türk Kızılay’ı Adana Şubesi olarak şu ana kadar Pakistan’a ne kadar yardım toplayabildiniz?

Türkiye’de afet anlamında Kızılay 7 bölgeye ayrıldı. Adana’da da Akdeniz Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi’miz kuruldu. Bu merkezimize Adana ile birlikte 9 il bağlıdır. Dolayısıyla bölgemizde topladığımız yardımlardan bahsedebilirim. Biz ilk etapta İyilik Treni adı altında Pakistan’a yardım gönderdik. Bu 507 ton gıda malzemesiydi. Yaklaşık 30 TIR civarında bir malzeme gönderdik. Yine temizlik ve hijyen maddeleri olmak üzere bölgemizden 5 TIR gönderdik. Şu anda da depolarımızda 4 TIR’lık malzeme birikti onları da göndereceğiz. Yani bunu rakamsal olarak değerlendirdiğimizde yaklaşık 10 milyon TL yardım yapıldı.

 

Kızılay ne kadarlık bir felakete hazır? Sizde biliyorsunuz ki Adana deprem bölgesi. O ölçekte bir felaket için eylem planınız var mı?

Daha önce Adana’daki depomuz 400 metrekarelik depomuzdu. Bu depo yeterli değildi. Adana’nın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktı. Biz Akdeniz Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi’ni oluşturduk. Şu anda 1500 metrekare kapalı bir alanımız var. 4 dönümlükte açık alanımız var. Allah muhafaza bölgemizde herhangi bir afet durumunda iki saat içerisinde ihtiyaç sahiplerine ulaşacak donanıma sahibiz.

 

“YOKSULUN ONURU ONURUMUZDUR”

 

Ramazan nedeniyle kaç aileye ulaşabildiniz ve ne kadarlık bir bütçe ayırdınız?

Ramazanda yaptığımız çalışmalar çeşitli kalemlere ayrılabilir. Bunlardan bir tanesi kuru gıda yardımımızdı. 2 bin aileye kuru gıda yardımı yaptık. Bunu yaparken de direk bu malzemeleri ihtiyaç sahiplerine vermedik. Yaptığımız ihalede, ihaleye kalan firma tarafından verilen çekleri ihtiyaç sahiplerine verdik. İhtiyaç sahipleri de gidip marketten alışveriş yapar gibi paketlerini alıp gittiler. Bunu yaparken de “Yoksulun onuru onurumuzdur” ilkesiyle hareket ettik. Onların onurunu incitmemek için hassasiyet gösterdik. Yine yaptığımız çalışmalardan bir tanesi üniversiteyi yeni kazanan ancak kayıt ve yol parası bulamayan öğrencilerimiz vardı. 400 öğrenciye bir defaya mahsus olmak üzere yardımda bulunduk. Bunun içinde 50 bin TL’lik bütçe ayırmıştık. Bunu öğrencilerimize dağıttık. Ayrıca şu anda okula gidip de kırtasiye ihtiyaçlarını gideremeyen çocuklarımız var. Onların kırtasiye ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Solaklı’da, Kürkçüler’de, Sarıhamzalı’da ve Akkapı’da olmak üzere 4 tane iftar düzenledik. Bu iftar yemeklerimiz 500 kişilikti. İftar yemeğini verdiğimiz yerlerin ortak özelliği Adana’nın varoşu olarak tabir edilen, kenar mahalleler olmasıydı. Düzenlediğimiz iftar yemeklerine İl Valimiz İlhan Atış, Emniyet Müdürümüz Mehmet Salih Kesmez, ilçe kaymakamları katıldılar. Böylelikle biz devlet ile milletin bir araya gelmesine aracılık yaptık, köprü görevi gördük. O insanların ötekileşmesini önlemeye çalıştık. Düşünün tarlada ırgatlık yapan, kazma kürek işiyle uğraşanlar kazmasını, küreğini bıraktılar devletin valisiyle, emniyet müdürüyle, Kızılay başkanı ile birlikte iftar yaptılar. Tekrardan sayın Valim’e, bu insanlar ve Kızılay adına şükranlarımı arz ediyorum.

 

Biraz da Kızılay olarak hayata geçirdiğiniz veya geçirmeyi düşündüğünüz projelerinize değinelim. Örneğin; Kardeş Aile Projesi gibi önemli projeler hayata geçirdiniz. Bunlardan bahsedebilir misiniz?

Kardeş Aile Projesi tam istediğimiz gibi neticelendi diyemem. Ancak son derece önemli bir projeydi. Adana’nın varoşlarında yaşayan, ekonomik imkanı yetersiz olan, çocuk sayısının fazla olduğu evlerimiz var. O evlerin ortak özelliği iki odadan oluşmuş olması, yağmur yağdığında yağmurun içeriye akması, rüzgar çıktığında toztoprağın içeriye girdiği evlerdir. Banyonun, tuvaletin aynı mekanda olduğu, mutfakta tezgahın olmadığı bu evlerin boyasını, badanasını yaptık. Pencerelerini, kapılarını değiştirdik. Mutfak tezgahlarını yaptık. Tuvalet ve banyoyu ayrı bir yere taşıdık. Yaşanabilir bir mekan haline getirdik. Bu anlamda 65 ailenin yaşanabilir bir mekana kavuşmasına yardımcı olduk. Ancak daha fazlası yapılabilirdi. Yapabildiğimiz bu kadardı. Bu proje son derece önemli bir projeydi. Gençlik kollarını, kadın kollarını oluşturduk. İhtiyaç sahiplerine daha hızla ulaşmak için ilçelerimizde şubelerimizi oluşturduk. Okuyan öğrencilere yardımlar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Yapmak istediğim önemli çalışmalardan bir tanesi de Bürücek Kampının ıslahı ile ilgilidir. Adana malum yazları çok ciddi anlamda sıcaktır. Kızılay kampı uzun zamandan beri atıl durumda. İhtiyaç sahibi başarılı öğrencilerimizi buraya götürüp hem eğitmek, hem eğlendirmek amaçlı bir çalışma, kamp ortamı yaratmak istiyoruz. Kampta halı saha, basketbol, voleybol sahası yapıldı. Diğer çalışmalarımızı da önümüzdeki yıl tamamlarsak yılda ortalama bin öğrenciyi götürmeyi planlıyoruz. İnşallah bu önümüzdeki sezona yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu projeyi de son derece önemsiyoruz.

 

Bir dönem AK Parti’de İl Başkanlığı görevinde bulundunuz. Şu anda siyaset üstü bir kurumda yöneticisiniz, siyaset defterini kapattınız mı? Yoksa ileride sizi siyasette görecek miyiz?

Bu soruya şu anki konumum itibariyle cevap vermek istemiyorum. Şu anda halk için, ihtiyaç sahipleri için hizmet dönemi, en iyi hizmeti yapmaya çalışıyoruz.

 

“KEM SÖZ SAHİBİNE AİTTİR”

 

Söz AK Parti’den İl Başkanlığı’ndan açılmışken o dönemde Yakup Ziya Genç ile Şerif Serdar Mercan’ın telefon konuşmasında adınız geçiyor. Bununla ilgili neler diyeceksiniz?

Bu iki kişi arasında telefonda konuşulan bir husus. Telefonda dahi konuşulsa, o tarz konuşma doğru değil. Çok güzel bir atasözümüz var. “Kem söz sahibine aittir.” Bu konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Ancak beni sevindiren tarafı şu ki; il başkanı olmamla birlikte ihaleciler, rantiyeciler, menfaat peşinde koşanlar bir tedirginlik yaşamışlar, paniklemişler. Bu konuşmada onun göstergesi.

 

Peki Yakup Ziya Genç ve Serdar Mercan’ı tanıyor musunuz?

Yakup Ziya denilen kişiyi hiç tanımam. Şu anda da görsem tanımam. Serdar Mercan ile İl Sağlık Müdürüyken tanışırız. O zamanlar görüşürdük.

 

Burcunuz: Terazi.

Tuttuğunuz takım: Fanatik Fenerbahçe’liyim.

En sevdiğiniz renk: Kırmızı.

 

Ne tür müzik dinlersiniz?

Özgün müzik, Ahmet Kaya ve Mehter Marşı’nı dinlerim.

 

Yaşayamadığınız için pişmanlık duyduğunuz ne var?

Hayatım boyunca hiç pişmanlık duymadım.

 

İş dışındaki zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz?

Zamanımın büyük bölümünü avukatlık büromda geçiriyorum. Tabi Kızılay başkanı olmam nedeniylede fakir-fukaraya yardımcı olmak için de önemli zaman harcıyorum ve bundan da büyük keyif alıyorum. Onun dışında da fırsat bulursam nargile içmekten keyif alıyorum.

 

Gelecekle ilgili beklentileriniz neler?

Gelecekle ilgili hiçbir beklentim yok. Hiçbir hesabın içerisinde değilim. Zaten kaderci bir insanım. Kaderinizde ne yazılıysa karşınıza çıkar, sizi bir yerlere getirir veya getirmez. İnsanların bu konuda fazla bir şey yapabileceğine inanmıyorum.

 

Sizi ne mutlu ediyor?

Kızımla sohbet etmek, konuşmak, gezmek, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak, nargile içmek.

 

Yakın bir arkadaşınız kanunsuz bir iş yapsa polisi arar mısınız?

Kanunsuz işin boyutu önemli. Avukat olmam nedeniyle önce kendisini kanunsuz iş yapmaması için ikaz ederim. Yasal durumu kendisine hatırlatırım. Ama topluma zarar verici bir suçsa da evet polisi ararım. Cezasını çekmesi gerektiğine inanıyorum.

 

Hobileriniz ve sizi tanımlayacak özelliklerinizi de bilmek isteriz.

Hobilerim; nargile içmek, futbol seyretmek, fırsat bulursam kondüsyonum yeterse futbol oynamak. En büyük özelliğim ise, ortam ne olursa olsun inandığım şeyi söylemek. Doğru bildiğim her şeyi söylerim.

 

Elinize fotoğraf makinesi verseydik albümünüze koyacağınız Adana fotoğrafları hangileri olurdu?

Seyhan Nehri, Merkez Cami, Büyüksaat’teki tarihi eserler ve Tepebağ.