Bakıyorum da, kimi aklını peynir ekmekle yemiş arkadaşlarım birden bire hokkabaz Kadir Mısıroğlu’nun müridi oluvermişler ve 92. yıl dönümünde Lozan anlaşması hakkında akıllarını sıfırlayarak bir takım aklıevvel yorumlarını da kanatlandırıvermişler.
Liboş aydınlar, yarım ağız vatanseverler ve hokkabaz Mısıroğlu müritleri bilsinler ki, şayet Mudanya Mütarekesini imzalatmak başarısı gösterilemeseydi, Lozan adını bir şehir olarak bile bilmiyor olacaktınız.
Ülkenin her bir köşesinin işgal hali yaşadığı dönemleri anlamadan, Batı’nın şımarık çocuğu Yunan'ın, yine Batının tüm imkânları seferber edilerek İzmir’den başlayarak Anadolu'nun merkezine kadar yaptığı yangın, yıkım ve tecavüzleri dikkate almadan, bütün bu Allahsız işgal ve saldırıları Anadolu insanının sinesinde durdurarak emperyalist aveneyi Mudanya’da başları önlerine eğik bir şekilde bir ateşkes anlaşmasına mecbur etme halinin kıymet ve anlamını idrak etmeden elbette Lozan’ı anlayamayacaksınız.
Olmasaydı Lozan, Mersin’in olmayacaktı a şahbazım. Coğrafi ve fiziki olarak olacaktı belki bir memleket oralarda, ama o diyar asla senin olmayacaktı a sahte aydınım.
Lozan’ın şartları orta yere taşınmasaydı, seni kim karşılayacaktı Lozan’da e benim çakma vatanseverim. Seni Adana’da, Antep’te, Maraş’ta, Kütahya’da, Ankara’da toprağa tecavüz edilmiş olarak gömmüş muarızların, Lozan’a kemiklerini mi davet edecekti e benim Atatürk hazımsızlarım.
Madem Lozan başarıymış da, peki Batum, Musul, Kerkük, Batı Trakya neredeymiş? Ne matah bir soru bu ya!
Hiç birisi olmayacakken, Hatay burada ya, yaşam sürdüğün memleketin orada ya, Akdeniz’in, Ege’n, Maraş’ın Urfa’n Adana’n senin ya. Sütçü imam, Hasan Tahsin ve cesaretin kitabına ser levha olacak Şahin beyler bu memlekette ya. Musul neredeymiş? Musul ebemin köründe. Lozan’da direttiğimiz ve olmazsa olmaz dediğimiz ilk istek ve maddemiz olarak; “aman ha Musul, Kerkük ve daha iyi sıraladığınız yerler bizim olmasın” diye yalvarıp diz mi çöktük e ahmak gafillerim.
Dilinde İngiliz yutturmacası, zihninde, antik Yunan safsata ve uydurmacası ve Kadir Mısıroğlu'nun mitolojik dedikodularıyla emperyalistlerin değirmenlerine kova kova su taşıyan taşeron ırgatlar siz ne zaman tarihinize sahip çıkacak ve Mustafa Kemal’in kıymetini anlayacaksınız?
Lozan, Türk Milletine karşı, 1000 yıldan beri hazırlığı yapılmakta olan ve Sevr antlaşmasıyla son noktasının konulduğu sanılan vahşi sömürülere, Allahsız katliamlara ve hayâsız tecavüzlere karşı en üst mertebede olmasa bile imkânlar dairesinin sonuna kadar kullanılmasından sonra vücuda getirilebilmiş müstesna bir direnmenin adıdır. Emperyalizmin ve uşaklarının milletimize giydirmek istediği tutsaklık tuzağının imha edildiğinin, Allahsızlar güruhunun durdurulduğunun ve kahpe haçlı oyununun son demde çökertildiğinin bir resmi ve bunun tüm dünyaya ilan ettirildiğinin şanlı bir belgesidir.
Lozan; Osmanlı dönemi tarihinde, özellikle de balkan çekilişinden sonra, mecalsiz bir milletin cesaretle ayağa kalktığı ve o günün şartlarında eşine rastlanmayacak bir öz güvenle başarılan ender bir siyasal zaferin adıdır. Hop durun bakalım orada ve geri basın.