İlkel dönemden bugüne önemli aşamalar kaydeden insanlık, çağdaş toplumlar yaratıp kurduğu düzenlerde, temel haklarıyla ayakta kalır. Bunların en temeli kuşkusuz yaşam hakkıdır. Her ne kadar en temel hakların ayaklar altına alınıp çirkin savaşlarla insanlık katledilmek istense de, tarihin her döneminde meşru olan zafere ulaşmıştır. Değerler yaratan insanlık, temel haklarını koruyup geliştirerek ilerlemiş, önüne çıkan olumsuzlukları aşmayı başarmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında ülkemizin, ‘sosyal bir hukuk devleti’ olduğuna dikkat çekilir. Kapitalist ideolojinin rejim garantisi olarak yarattığı sosyal devlet anlayışına göre bile kamusal hizmetlerde ‘kar’ ikinci planda olur. Bu nedenle sosyal yönleriyle öne çıkan ülkelerde, ‘eğitim, sağlık, ulaşım’ gibi temel insan hakkı olan işler, ücretsiz veya çok ucuzdur. Devlet, bu işlerde öncelikle yurttaşının hakkını gözetir, ‘kar’ daha sonra gözetilir.

Emperyalist işgale karşı Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sunni, Laz, Çerkez gözetmeksizin mücadele verilip yeni bir ülkenin kurulduğu bu topraklarda, ‘sosyal devlet’ olgusuna dikkat çeken Atatürk başta olmak üzere tüm yöneticiler, halkın refahı, mutluluğu ve geleceği için çalışmışlardır. Ülkede eğitim, sağlık ve ulaşım başta olmak üzere tam anlamıyla bir seferberlik başlatılmış önemli bir kalkınma hamlesi gerçekleştirilmiştir.

Başta söylediğimiz gibi ilkel dönemden beri hep ileriye yönelen insanlık, her hakkını bir mücadele sonucuyla elde etmiş ve uygar toplumlar yaratmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye ve Adana’da da yaşam böyle ilerlemiştir. Adana gibi işsizlik ve yoksulluğun çok daha ileri noktalara ulaştığı kentlerde ve bölgelerde, sosyal devlet refleksiyle, devletin insanları daha çok kucaklaması gerekiyor. Ancak ne yazık ki bunu yapmak yerine, yurttaşların en temel haklarından birisi olan ulaşıma, fahiş oranlarda zamlar yapılıyor.

Kendisini ‘milli’ duygularıyla öne çıkaran yerel yönetimlerin bulunduğu bu memlekette yapılanlar, memleketin kuruluş ve kurtuluş fikriyle hiç ama hiç uyuşmuyor. Bakın Şeyh Edebali, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ derken tüm bunları gözetiyor. Enflasyon, alım gücü ve yetersiz maaşlar altında ezilen bu halka haksızlık yapmayın.
Vicdanen de rahat etmek istiyorsanız yoksul halkı biraz olsun düşünün…
Aklın yolu birdir, gelin bu yanlıştan vazgeçin.