Aramızdan ayrılışının üçüncü yılında Mustafa Gümüşdamla’yı anıyoruz.

Aramızdayken değeri bilinmeyen idealist gazetecilerden biriydi Gümüşdamla.

Zor adamdı rahmetli, agresifti.

Gazetecilik yapmaktan haz duyan ender insanlardandı.

Özel haber aşığıydı.

Deposunda biriken özel haberlere göz attığında yüzüne tarifsiz bir mutluluk yayılır, avuçlarını ovuşturdu.

Gazeteciliğin hakkını veren bir adamdı Gümüşdamla.

Boyu kısaydı ama öfkelendiğinde karşısında bir dev olmasının hiçbir önemi yoktu.

Her an 2,80 zıplayıp gerekeni yapmaya hazırdı.

Küçük dev adamdı Gümüşdamla.

Kızdırmak da kolaydı gönlünü almak da.

Saman alevi gibiydi kızgınlığı.

Öfkesini belki de içinde beslediği insan sevgisini perdelemek için kullanıyordu.

Çok çekti ve aramızdan erken ayrıldı.

Ardından çok şey söylendi.

Kimisi övgüler yağdırdı, kimisi öfkesini eleştirdi.

Ama hiç kimse dürüstlüğüne laf söylemedi, söyleyemedi.

Gümüşdamla adam gibi adamdı.

Duygularını, düşüncelerini yansıtırken samimiydi.

İyiye ‘iyi’, kötüye ‘kötü’ demekten çekinmezdi.

Mücadele adamıydı.

Yaşam mücadelesi verirken dahi mesleki mücadelesinden vazgeçmeyen, boş vermeyen ender insanlardandı.

Bugün Mustafa Gümüşdamla anmak için mezarı başında olacağız.

Biliyorum ki, bugün Gümüşdamla’nın ardından birçok yazı yazılacak.

Meslektaşları onun erdemlerini, öfkesini, Gümüşdamla’yla anılarını aktaracak okurlarına.

Bu bile Gümüşdamla’nın neden “küçük dev adam” olduğunu gösteriyor.

Işıklar içinde uyu Mustafa Abi…