İSTER OKU
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti tarafından bir dizi etkinlikle kutlandı. Gün nedeniyle ilk olarak ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve en yaşlı üye ve TSYD Adana Şubesi Onursal Başkanı Nihat Geven ve TSYD Adana Şube Başkanı Adnan Poyraz, İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Halil Çağdaş Kaya ile ÇGC Yönetim Kurulu üyeleri tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu ve saygı duruşunda bulunuldu.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MEŞALESİ YAKILDI
Daha sonra toplu olarak Basın Anıtı’na geçildi. Burada da ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, Genel Sekreter Ömer Üney, Mali Sekreter Sabit Özkeser, Yönetim Kurulu üyeleri Mutlu Mete ve Halil Akılevi, Nihat Geven, Adnan Poyraz ile Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, İMO Adana Şube Başkanı Halil Çağdaş Kaya tarafından basın anıtına çelenk konulup, Basın Özgürlüğü meşalesi yakıldı.

10 OCAK BAYRAM DEĞİL, MÜCADELE GÜNÜ
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı ÇGC Başkanı Cafer Esendemir yaptı. 10 Ocak’ın bir bayram yada özel bir gün olarak kutlanmasının düşünülemeyeceğini söyleyen Esendemir, “Tüm zorluklara inat mesleğini onurla, basın meslek ilkelerine bağlı, şantajdan uzak ancak şantaja da boyun eğmeden icra eden, halkın çıkarını gözeterek objektif haberciliğe imza atan basın mensuplarının varlığı bizler için gurur kaynağıdır” dedi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ’NDE GERİYE GİTTİK

Esendemir, yaptığı konuşmada şu görüşleri dile getirdi:
“4 Ocak 1961’de kabul edilen ve basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi Gazete’de yayınlanışı nedeniyle 10 Ocak günü kutlama günü olmuştur.
Çalışan gazeteciler günü, gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için 1961’den bu yana 10 Ocak günü düzenlenen Türkiye’ye özgü bir kutlama günüdür.
1961-1971 arasında "Çalışan Gazeteciler Bayramı” adıyla kutlansa da; 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra ülkede gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, "10 Ocak Çalışan gazeteciler Günü" olarak değiştirilmiştir.
1971 yılından bu yana ülkemizde basın dünyasında çok şey değişmiş, ne yazık ki bu değişim mesleğimize olumsuz yansımıştır. 2016 yılı verilerine göre ülkemiz basın özgürlüğü alanında 180 ülke arasında 151. sırada yer almıştır. Sınır Tanımayan Gazetecilerin (RSF) 2016 yılı raporuna göre iki sıra daha gerileyen ülkemiz gazetecilik yapmanın zor olduğu ülkeler arasında yer almaya devam etmiştir. Türkiye, Rusya’nın gerisinde kalarak Tacikistan ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti arasında yer almıştır.
Yabancı kaynaklar Türkiye’de büyüyen otoriter yönetimi basın özgürlüğünde geriye gidişin bir göstergesi olarak yorumlamaktadır. Türkiye’nin sıralaması tutuklanan ya da saldırıya uğrayan gazeteciler, başlatılan yasal süreçler nedeniyle doğrudan olumsuz etkilenmektedir.

KÖTÜ TABLO MÜCADELEYİ GEREKTİRİYOR
Ülkemizde ve Adana’da olumsuz tabloya bir de ekonomik zorluklar eklenmektedir. Tüm bu veriler ışığında 10 Ocak’ın bir bayram ya da özel bir gün olarak kutlanması düşünülemez. Bu nedenle medya dünyası 10 Ocak’ı ‘Çalışan Gazeteciler Mücadele Günü’ olarak belirlemiştir. İçinde bulunduğumuz kötü tablo tam anlamıyla bir mücadeleyi gerektirmektedir.
Öyle ki; Suçları mahkeme kararlarınca sabitlenmemesine rağmen gazeteler kapatılabilmekte, gazete sahiplerinin tüm mal varlıklarına el konulabilmekte, hiçbir suçu günahı olmayan, herhangi bir yargı organınca ifadeye çağrılmayan gazeteci arkadaşlarımızın bin bir emek ve alın teriyle hak ettikleri sarı basın kartları dahi iptal edilmektedir.
Halkın haber alma hakkını gözeterek hareket eden, tüm dünyada çok önemli bir yere sahip olduğu daha çok anlaşılan gazetecilerin yıpranma hakkına dahi tahammül edemeyen yetkililer kötü gidişata mutlaka ‘dur’ demek zorundadır.
Tüm zorluklara inat mesleğini onurla, basın meslek ilkelerine bağlı, şantajdan uzak ancak şantaja da boyun eğmeden icra eden, halkın çıkarını gözeterek objektif haberciliğe imza atan basın mensuplarının varlığı bizler için gurur kaynağıdır.
Yaygın ve yerel basının içinde bulunduğu durumun bir gün mutlaka düzeleceğine olan inancımız tamdır. Halkımızın, yöneticilerimizin ve siyasilerimizin; istihdam olanakları daraltılan, her ekonomik kriz sürecinde işinden, aşından edilen, görevi nedeniyle çocuğunun doğumunda dahi eşinin yanında bulunamayan, hiçbir devlet desteğinden yararlanamayan, adeta kaderine terk edilen gazetecilerin varlığını, gücünü, vazgeçilmezliğini er ya da geç anlayacaklarını düşünüyoruz.
Tüm bu gerçekler ışığından hareketle gazeteciler olarak bizler, kısır çekişmelerden uzak, mesleğimizin itibarını zedeleyecek hal ve hareketlerden uzak durarak, toplumun medyaya olan güvenini artıracak davranışlar serisini hayata geçirmek zorundayız.
Mücadelemiz daim olsun…
Hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

KARALAR: HERKESİN İŞİ ZOR
Daha sonra 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, 10 Ocak’ın özel bir gün olmaktan çıktığını söyledi.
Karalar, “Bugün herkesin işi biraz daha zorlaşmış durumda. Sadece gazetecinin değil, savcının, yargıcın, işçinin kısacası halkın, herkesin işi biraz daha zorlaştı. Ner gün bir önceki günü arar hale geliyoruz. Tabi ki; bu çok kötü bir gidiş. Tabi ki gazeteciler için çok kötü bir gidiş var. Herhalde dünyanın en kötü ülkelerinden birisi olduk. Nedim Şener gibi dürüstlük ödülü almış bir yazarın içeride olması ve onlarca gazetecinin içeride olması bizim içimizi acıtıyor. Demokrasilerde 4.kuvvet olan basının görevini yerine getirmesi oranında demokrasi olarak bahsetmekte olanaklı değildir. “ dedi.
Etkinliklere ÇGC Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin yanısıra Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ÇGC eski Başkanlarından Tamer Ünal, Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Durmuş Ökten, TSYD Genel Başkan Yardımcısı Kerim Hoşfikirer, TSYD  Adana Şube Başkanı Adnan Poyraz, İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Halil Çağdaş Kaya, Seyhan İmar AŞ Genel Müdürü Zekeriya Turanbayburt ve Yardımcısı Hüseyin Orhan ve gazeteciler katıldı.
 
İSTER İZLE